Ölümle ilgili tecrübe ettiğim bir şeyi sizle paylaşmalıyım daha doğrusu paylaşmak istiyorum;
Önceden ölümle mücadele eden hastalara baktığımda üzülürdüm ama refakatçilerinin hüznü geçici gelir hastayla alakalarına göre eleştirdiğim bile olurdu.. Fakat bir gün babamın kanser olduğunu öğrenmemizle doğru bildiklerimin o kadar da doğru olmadığını fark ettim. Mesela kemoterapi alan bir insanın vücudu ne kadar yoruluyorsa sinir sistemi de o kadar yoruluyor ve tüm siniriyle refakat eden insana yüklendiğini bilmiyordum.Birine Refakat ederken Hem ona üzülüp, hem ona kızmak mümkün müydü? pek tabii.
Onun gözünün önünde erdiğini görürken gerçekten yaşamaya çalışmak kolay mıydı? Önceden tüm kötü şeylerin ölen'e olduğunu zannederdim. Öyle değilmiş aslında. Ölenin akıbetini pek tabi bilemesem de kalanın kıyameti yakının ölmesiyle kopuyor. Bir hayat düşün yaptıklarına pişmansın, yapmadıklarına da.
Bir hayat düşün ölenle yapabileceğin güzel şeyleri yapamayacak olmanın kızgınlığıyla sadece basit bir tebessümüne bile duyduğun derin özlemin arasında kalmış. Yani demem o ki dostlarım; Aslında Azrail Ölecek olanı, Ölüm ise ölecek olanın sevdiğinin işini bitiriyor.
başlığı ciddiye alıp entry bile girmeyecektim ama başlık karşıtı her yorumda bir eksileme görünce dedim bu eksiyi almak bana ayrı keyif verir.O sebeple..
Bu ülkede anca terörizmdeki başarılarıyla medarı iftihar olabileceklerine katıldığım önermedir.
''insan dediğin bitki misali, ona nasıl muamele de bulunursan baktığında öyle bir muamele görürsün. ilgilenirsen layığıyla sarmaşık güller gibi sarar etrafını, dışarıdan olduğundan güzel görünürsün onunla ve dikenleriyle seni kötü günlerden muhafaza eder. Fakat kötü muamele edersen önce köklerini senin topraklarından çeker etrafını yabani otlar sarar sonra çalılardan bir duvar örülür aranıza ve bir gün hiç bulunmamış gibi yabancılaşır senin toprağına...''
Birinin size nasıl hitap edeceği sizin ondaki saygınlığınızı temsil eder. Eğer karı diyorsa sessiz ol sen kezosun itiraz hakkın yok he diyelim ki sen kezo olmadığına eminsin ve karı diyorsa demekki bir keko ile muhatap olma yanlışını gösterdiğin için yine hakkettin.
Şahsen Şiddetle 'zor adam'a katıldığım durumdur. eğer çoçuğunun ölümü anlamasını istemiyorsan mezara götürme kardeşim. Durmuyorsa, kontrol edemiyorsan ve evde bırakamıyorsan sende gitme ama bizim matemimizi yaşadığımız değerlerimizin yattığı başta anıt kabir olmak üzere hiç bir mezarın çevresinde çoçuk parkı görmek istemiyorum.
Üstün olduğu konu hakkında yorum yapmak yerine yine rahatsız olduğum bir konuyu paylaşmak istiyorum bazen eyüp sultan camiye namaz kılmaya gidiyorum insanların saf tutmak için yer bulamadıkları mescitte onlar boylu boyunca uyuyor onların anlayışında bu normal olabilir ancak gerçekten onları bu şekilde gördüğümde ben de antipati oluşuyor.