Yazarların hayatlarını olumsuz yönde etkileyen kararlardır. kendimce ilk üniversitemi istanbulda okumak, şehrin cazibesi okulu uzatmama hatta bırakmama sebep oldu. şuan bambaşka bir şehirde bambaşka bir okulda okuyorum.
Bugünlerde yaşanan darbe görünümlü arbede yüzünden işinden, eşinden, çoluğundan-çocuğundan, anasından, babasından olan herkese sabır ve sükunet dilekleriyle ayrıca yaralılara da gerek psikolojik gerek fiziksel, geçmiş olsun dilekleri öncelikli olarak;
Tanım: alışıldık sözlük formatının ve sol framede görmeye alışık olduğumuz başlıkların yavaş yavaş yerine gelmesi durumudur.
bizim, evrende ne kadar küçük ve değersiz olduğumuzu gösteren fotoğraftır ayrıca Carl sagan'ın şu ifadelerini de akla getirir:
"şu noktaya tekrar bakın. orası evimiz. o biziz. sevdiğiniz ve tanıdığınız, adını duyduğunuz, yaşayan ve ölmüş olan herkes onun üzerinde bulunuyor. tüm neşemizin ve kederimizin toplamı, binlerce birbirini yalanlayan din, ideoloji ve iktisat öğretisi; insanlık tarihi boyunca yaşayan her avcı ve toplayıcı, her kahraman ve korkak, her medeniyet kurucusu ve yıkıcısı, her kral ve çiftçi, her aşık çift, her anne ve baba, umut dolu çocuk, mucit, kâşif, ahlak hocası, yoz siyasetçi, her süperstar, her “yüce önder”, her aziz ve günahkâr onun üzerinde – bir günışığı huzmesinin üzerinde asılı duran o toz zerresinde."
Her ne kadar toplum normları çerçevesinde iyi de olmaya çalışsak, insanlara yardım da etmeye çalışsak özlerimizde kötü birer insan olduğumuzu anlama eşiği; insanlığın durdurulabilmesi için sayısız elçi, sayısız kitap ve sayısız din gönderilmesine rağmen dünya üzerindeki barışın hâlâ bir ütopya olması buna en büyük örnek. Benliklerimizin temelinde kötülük var ve en büyük kaynağı egolarımız; kendi iyiliklerimiz için yapamayacağımız şey yok, özel durumlarda ise samimi davranmıyor, diğer seçenekleri düşünüyoruz bunu kabul etmek kolay olmayabilir ancak insanoğlu hayvani içgüdüye sahip düşünen bir varlıktan ötesi değil.
Ahlâk ve erdem çerçevesinden bakıldığı zaman bu doğru bir şey mi ve kişi kendi isteği ile öldürülmek istediği için bu öldüren kişiyi katil yapar mı ? Suç mahiyetine girer mi ? Farz edelim ki intihar etmek isteyen birisi dinin getirdiği sorumluluklar dolayısı ile bunu yapamıyor bu durumda kendisi öldürülmek istediği zaman intihar etmiş sayılır mı yada öldüren kişiyi katil yapar ve ceza almasını gerektirir mi ? Literatürde intihar etmek kendi canına kıymak olarak biliniyor ancak burada kişi kendi canını almıyor. Felsefî olarak bakıldığında sizce bu etik ve ahlâkî mi ?
Kendisinin çayı şekersiz içenlerden farkı olmamakla birlikte kendi zamanını daha kaliteli hâle getiren insandır. instagram veya Facebook gibi bilumum sosyal medya hesaplarında harcadığı vakti daha verimli kullanıyordur zannedilmesin ki atomu parçalıyoruz, gayet kitap okuyor, dizi-film izliyoruz.
Benim için her andır çünkü toplumun verdiği illüzyondan sıyrıldığın zaman kimsenin gerçekten seninle olmadığını, herkesin birilerine durak olduğunu, asla aynı otobüse binmediğinizi ve zamanı gelince herkesin kendi otobüsüne binip gittiğini görüyorsunuz. insanoğlu duygusal zekâsı yüksek bir canlıdır kendi çıkarları dışında sonuçlar doğduğu zaman tehlikeden uzaklaşmaya meyillidir ve bu tehlike artık psikolojiktir en ufak bir sürtüşme ve en ufak bir iletişim kopukluğu insanı başka bir durak bulmaya zorlar. bu da doğal seçilimin bir sonucu. unutma sözlük insan kafes bedenine hapsolmuş bir kuştur ve o kafesin içine kimseyi alamaz.
Yazarların tarih içerisinde yaşamak istedikleri dönemdir; en tehlikeli hayvan'ın yaşamak istediği dönem sokrates-platon-aristotales üçlemesine ev sahipliği yapmış atina uygarlığının dönemidir.