önceden anlaşılmadığımı hissettiğimde hırçınlaşırdım, artık anlaşılmak gibi bir gayem yok. maalesef, dönüp dolaşıp yine "insanın tüm derdi kendisiyle olmalı" düşüncesine saplanıyorum.
Yaptığım, yapmak istediğim her şey artık anlamsız geliyor. Geride bıraktıklarım, gelecek hedeflerim, zamanında üstüne kendi hayatımı koyacak kadar önemsediğim her şey bomboş hissettiriyor. Kayboldum. Nedenini nasılını çözemiyorum. Sürekli burnumun dikine gittim, kendi yolumu kendim çizdim; sonuç hep hayâl kırıklığı oldu. Kendimi tanıyamıyorum bile; dalga geçtiğim, acıdığım, kınadığım ne varsa taşıyorum artık sırtımda. Zamanla geçer dedim, umursamadım. Geçmiyor.
Bu arabaya benzeyen modelde bi araba nbc'nin "uzak" adlı filminde de vardı. Sonlara doğru yol kenarında turuncu turuncu parlıyordu yanlış anımsamıyorsam. Görsel zekâm da leş gibidir aslında bu detay niye aklımda kalmış emin değilim. Neyse, kısacası büyük ihtimalle adam bu tip arabaları seviyor, mütevazılıkla pek ilgisi olmayabilir durumun.
en az orijinali kadar über süper olan doğum günü yazarı. Bu sene mutlu olduğunu hissetmekle birlikte kendisine daha da fazla mutluluklar diliyorum. Diyeti bırak ve çilekli pasta yemeyi unutma, ne gin-chan?
Yazarlara peşinen not: sizler de bir "iyi ki doğdun" mesajı atıverin yahu, Aaa...
Hâlâ dinliyorum, gayet keyifliydi. En son ne zaman dinlediğimi bile hatırlamadığım parçaları yeniden dinlemiş oldum. Bilsem daha erken gelirdim, yazara teşekkürler.
Üç senedir zaman zaman dinliyorum, artık kafam başka bir türü kaldırmaz oldu diyebilirim. Tam olarak Nasıl tarif edebilirim emin değilim fakat benim için "her şey yolunda" demek lofi: hayat olağan akışında, oldukça sakin, sıradan, endişelenecek bir şey yok. Bu sıradanlık rahatlatıyor. Çok garip, bir o kadar da hayatın içinden bir tür; kuş cıvıltıları, yağmur sesi, cızırtılar... derken dinlediğimin farkında bile olmuyorum çoğu zaman. Sanırım beni bu kadar etkileyebilmesi de bu yüzden. Yormuyor.