musteriyi magdur etme konusunda gercekten ileri derecede imtiyaz sahibi bir firma. nihilizmin radikal destekcilerindendir, ararsiniz yokturlar asla cevap vermezler, 7/24 evdesinizdir ama asla ve asla sizi bulamazlar, ne telefon ederler ne bir mesaj, ortaliktan kaybolurlar. bu gorev anlayisi ve sorumsuzlukla yok olmaya mahkum bir firmasiniz.
herkezi yanlış yazan bir insansın sen solcuları eleştirmek neyine? epistemolojik bağlamda faşizmi bile açıklayamazsın gelip burada entelektüellikten bahsediyorsun önce bir yazım kılavuzu edin. bak bir solcudan lugatına bir katkı geliyor; herkez değil herkes.
annesinin kucağında katil devlet ve katil devletin katil polisiyle işbirliği sonucu hayatını kaybeden 5 yaşındaki minik kız çocuğudur. adana'da ankara katliamında ölen arkadaşlarını, abilerini, ablalarını anan annesinin yanında halka açılan ateş sonucu kafasına mermi isabet ederek öldürüldü. katil polis, katil devlet, katil akp.
11 Ekim 2015 pazar günü gecesi ankara katliamını protesto etmek isteyen halkın üzerine polis ateş açtı. açılan ateş sonucu annesinin kucağında olan 5 yaşındaki tevriz dora polis kurşunuyla hayatını kaybetti. savcı ortalarda yoktu. devlet ve polis neden katildir? sorusuna bunlardan iyi cevap var mı?
sosyalizmi bildiğini iddia edip konu kürt sorununa gelince r yapmaktan kaçınmayan, anında ülkücü/türkçülerle aynı görüşe sahip olan insanlar kesin olarak sosyalizmi kitaplardan okumuş fakat özümseyememiş. aziz nesin pkk kurulduğundan beri kürt haklarından bahsetmiş, kürt sorununa duyarlı bir şekilde yaklaşmış ve bu konuda milliyetçiliğe kayan kemalist cepheyi ve vatanseverlik adı altında şovenizm sergileyen kitleleri eleştirmiştir.
materyalizm eşyaya tapmak değil, pozitivist bir bakış açısı, bilimsel bir kuramdır. materyalizmin ne olduğunu bilmeyen, sosyalizmle komünizmin epistemolojik anlamda ayrımını yapamayan insanların gelip de atıp tutması çok şaşırtıcı.
yaklaşık 40 milyon kişinin anlaştığı, aracılığıyla şiir yazılan bir şey nasıl aslında yoktur? şu an oturduğunuz sandalyeye bakın yoksa nasıl oturuyorsunuz? yoksa nasıl konuşuyorlar?
dünyada birbirinden etkilenmemiş dil olmadığı gibi, birbirinden doğan yüzlerce dil vardır hevaller
''kaos varmış görüntüsü''
her gün türk ve kürt gençleri ölüyorken kaos yok mu? savaş naraları atıp toplu katliamlardan söz edilen bir ülkede kaos yoktur huzur vardır, evet barış vardır, özgürlük vardır, mis gibidir. hep pis bu bdp'liler zaten, küçükken de oynarken topunuzu alıp götürürdü bu bdpliler değil mi, tü-kaka onlara.
eleştiri sözcüğünün anlamını hakaret zannedenlerdir. kadınların cinsel organlarını ve kendilerinin vücutlarında kullandığı belden aşağıdaki tek kafayı eline alıp, aynı düşünce zemininde olmayanların annelerine küfür ederler, cinsel ilişkiye girerler. faşist zihniyetleri her alandadır, saldırgan, homofobik ve cinsiyetçidirler. kuduz aşısı gibi bir şeyler üretmeli bilim insanları bu faşistlere ki akan salyalarıyla kadınları ve barışçıları rahat bıraksınlar.
devlet eliyle haber yapan türk medyalarından, kürt analarının ağıtlarını, oğlunu kaybetmiş bir ananın acısı içinde 'barış istiyoruz,bu savaş bitsin yeter' diyen kürt analarını izleyemiyorsun tabii o yüzden bu yorumları yapman doğal. oğullarını kaybeden ve acı içinde olan yalnızca türk anneleri değil kürt anneleri de. buna rağmen türk annelere karşın yalnızca kürt anaları yeter diye bağırabiliyor ve türk analarını da anladığını söyleyebiliyor; http://www.emekdunyasi.net/konu/baris-anneleri
oğlunu, topraktan ve devletten daha değersiz gören annedir. devlete gidip hesap sormayan, bağırmayan, direnmeyen annedir, susup oğlunun ve diğer tüm fakir oğlanların ölmesine göz yumacak annedir, kravatlıların görmek istediği tabloyu çizen annedir, kravatlıların ceplerindeki şişkinliği ve paşaların samimiyetsizliğini görmeyen annedir. kürtlerin analarının göz yaşını görmeyen anadır.
Bugün 1 mayıs, Haymarket'ten Taksim'e kadar verilen canlar bir bedel olarak gösterilip, devletin lütfedip sunduğu 'resmi tatil' zırvalığı da kazanım olarak görülüp, çoluk çoçukla eğlenerek şeker bayramı tadında kutlanıyorsa yazıklar olsun!
1 mayısın içinin boşaltılarak tamamen devlet yörüngesinde, devlet kontrolünde bir 'bayram şenliği' tadında kutlanması asıl sorumsuzluk olup; işçinin-emekçinin haklarının aranması,özgürlüğün, eşitliğin ve adeletin devlet tarfından verilmesini beklemeyip, kapitalizmin sembolü olan bankalar, kahve zincirleri, büyük sermayelerle dönen iş kurumlarına eylem gerçekleştirilmesi bu cansız ve camlı yerlere uygulanan bir şiddet değildir. Parasız eğitim isteyen öğrencilerin içeri atıldığı, kadınların her gün şiddet görüp katledildiği, polis-asker zorbalığıyla her uyumsuz sesin bastırıldığı, cezaevlerinin neredeyse bir toplama kampına çevrildiği bu ülkede, bize zarar verecek olan bu yürekli, davalarında haklı insanların kırdığı kapitalist işletmelerin camı değil, devletin insan için uyguladığı sömürgeleştirme ve zulüm politakasıdır.
1 mayıs bütün sol ve anarşistler için bayram değil isyan günüdür. Çünkü ortada kutlanılacak ne özgür ne adil ne de eşit bir dünya var. Adı geçen hedef yerlere yapılan eylem, anarşist grubunun amacını net bir şekilde ortaya koymuş. Kendisini sosyalist, komünist, özgürlük ve eşitlik mücadelecisi, tahakküm karşıtı addeden kim varsa şu an içeride olan 15 arkadaşın yaptıklarını desteklemeli ve yanında olmalı. Bir banka camına tepki ve şiddet gösterilmez, eylemlerin yöneltildiği banka sömürgeciliği ve sermayedir.
Kürt işçilerin istanbul'un ortasında linç edilmek istendiği, yılda birçok iş kazasının ve sayısız ölümün gerçekleştiği maden işçilerinin güvenliklerinin olmadığı, asgari ücretin 700 lira ve temel hakların hiçbirinin ücretsiz olmadığı, şehitliğin yüceltilip insan kanından nemalındığı, HES termik santralleri ve barajlarıyla doğa mahvedilip, nükleer santral kurma projesinin olduğu bir yerde hala hakim statükoya sarılıp 1 mayısı 'bayram' tadında kutlama zihniyetinde olanlara ne diyebiliriz?
'' Evrensel gazetesine gönderilen Türk intikam Tugayı imzalı tehdit mektubunda, Kürtler, Ermeniler, Agos ve Evrensel gazetesi çalışanları ve Baskın Oran, Sebahat Tuncel, Ahmet Türk gibi isimler 15 Ağustos'a kadar Türkiye'yi terk etmezse kanlı eylemler yapılacağı bildirildi.''
radikal gazetesinde yer alan habere göre, türk intikam tugayı (tit) tehdit mesajı yollayarak, davalarının haklı olduğunu 'türk düşmanı' olanları bu ülkede barındırmayacaklarını açıkladı.
bu kadar faşisti birarada ilk defa görüyorum.
kürtleri 'dağda yaşayan kart kurt ses çıkaran türkler' olarak tanımlayan bir ülkede çok da ironik bir durum değil tabii. *
murat bozlak'ın siyaseti,izleyeceği politikası ve kişiliği hakkında bilgisi olmadan, yüzeysel ve önyargı ile yapılmış yorumu var arkadaşın.
adana'nın denize kıyısı olduğunu bilmeyen insanın türkiye'de yaşayan biri olmadığını zannediyorum, varsa da tr'de yaşamasındır zaten. *
çukurova bölgesinde çalışan işçilerin çoğunun mevsimlik göç yapıp genelde doğu bölgesinden gelen insanlar olduğunu bilmeden adana'da yaşaman şaşırtıcı.
adana'nın diyarbakır'dan ne farkı vardır ki farksız olduğunu düşündürsün?
hala kürtleri ötekeliştirmeye çalışıp, kürtlerin çoğunluk olduğu diyarbakır'ı adana'dan küçük görmek yanlışına da düşmüş yazar.
fransız ihtilalinden sonra oluşan sol kavramının anlam kargaşasından dolayıdır.
jakoben, burjuva radikalliğini de fransız ihtilalinden sonra doğan sol kavramının içinde vardır, böyle bakılacak olursa sol, sosyalist-anarşist-komünist anlamda bakılacak olursa chp sol değildir.