üçünden herhangi birini bırakırsam çok üzüleceklermiş gibi görünüyorlar. bu yönüyle de dikkat çeken eylemdir. şöyleki, diğerlerinden haberdar olmasalar da mevcut ilgi sevgi skalasından dördümüz de gayet memnunuz.
odama giren behlül adlı karakterin şu an şuh bir ifadeyle söylediği cümle. bir kaçış ifadesi olmasından mütevellit bir göz boyama tümcesi ve bir varoluş niteliğidir.
bulunduğu toplumun kadın erkek rol modellerine tapan ama yine de cesaret edip sevdiği kadına bunu belli edemeyen, onu dışarıya çağıramayan ve deyim yerindeyse ilişki başlangıcını kadından bekleme ezikliğini sergileyen erkek türüdür.
bunu kadından beklemek normal olabilir ama, bu toplumun değerlerine tapan biri olup ezikliğinden bir insana yük olmayan çalışmak ve onu kendi karaktersizliğin yüzünden mutsuz edeceğin bir eyleme sürüklemek bir ezik karakterin işi olabilir ancak.
bu erkekler kafa karıştıranlar ve anlaşılmadığı için beklenenler sıralamasında bir numaraya oynarlar. çünkü eziklikleri her şeyin bahanesi haline gelir, bir şey mi söyleyecek? neden söylemedi? cesareti yok. bir şey yapması gerekiyor mesela. utangaçtır nasıl yapsın. böyle sürer gider, böyle geçer gider zaman. kafanızda soru işaretleriyle.
herhalde en kolay ilişkiyi en az sorumluluk göstererek ve en çok saplantı haline getirilerek yaşayabildiklerinden bu erkeklere birer madalya verilmeli. aferin.
boş işlerin adamıdır, illa bakkal çırağı olması gerekmez. hayatı bir bakkal çırağının küçük bakkalının gökyüzüne uzaklığı kadar sığ bir anlayışla kavrar. bu yüzden kadınları da anlaşılması, çözülmesi gereken, bir de arkadaş sohbetlerinde cinsel açıdan anlatılması münasip nesneler olarak görür. camdan kafanızı dışarıya uzatın. etrafınızda bunları bolca görebilirsiniz.
kadınlığı kızlığı büyümekle değil de küçük bebeğin vajinasını mikroplardan korusun diye insanın yapı taşına katılmış bir zarla açıklayan malların hedefi olmuştur.
alışıldık bir öğrenci repliği. 10 yıl sonra cinsel problemleri had safhaya ulaşacak kompleks muzdaribi birtakım insanların arkalarını dönüp üniversitede bile kullanabildiği nadide cümlelerimizden.
doğumgününün unutulmasını ancak ve ancak antidepresanlarla geçiştirebilecek, saat 00.00 olduğunda birileri ona mesaj atmazsa çıldıran bir doğumgünü çocuğudur. annesiyle babası doğumgünüdür yani. tüm yaşamı boyunca beyin yapısının 7 yaşındaki bir çocuğun doğumgününe girdiği anda kalması bir tesadüf mü yoksa evrimin bir sonucu mudur, bunu kendisi de çözememiştir.
gözyaşları penyenizi ıslatırken, içtenliği ve önceki doğumgünlerinde yediği pastalardan ötürü oluşmuş ön balkonu -yani göbeği- hıçkırarak ağladığından çeşitli titreşimlerle bir sarkaç gibi hareket etmektedir.
komşumuz ayşe abla'nın -ki kendisi müstesna bir kişiliktir- sürekli yaptığı eylem.
neden bimden alıyor sorusunun cevabını bulamıyorum, çünkü aynı fiyata pazardan abik gubik dikiş izleri belli olan ve bağcık yerleri şimdiden pörsümüş olan "sipor" ayakkabısı alabilirdi. galiba bim'deki spor ayakkabıları erkeklerin gözünde çok önemli bir yere sahip.
erkek arkadaşıma bim'den spor ayakkabısı alabileceğim günleri umarım görme fırsatım olur.
en kolay yol, beyin ölümünüzün henüz yaşıyorken gerçekleştiğine dair eylemlerde bulunmanızdır. bu yol etrafınızdaki insanların zeka seviyesiyle artıp azalan bir zorluk derecesi gösterir. şimdi örneklerimize geçelim.
-türkan saylan'ın misyoner olduğunu düşünmek.
mesela bu eylem, bir insan ben gerizekalıyım demek istiyorsa yapabileceği ender uygulamalardan biridir. hatta bu kolaylık derecesi ile guinness'e bile girebilir.
-bekaret zarını hayatın anlamı haline getirmek
işte bir ben gerizekalıların şahıyım deme yolu daha. bunlar arttırılabilir tabii.
ağzının tadını bilen, akıllı bir birey olacak, arz-talep dengesi nedir öğrenmiş, pahalı olduğu için bir şeyi sevmek zorunda olmadığının bilincine de varmış, olgun çocuk.
biri bir geyik başlık açtığında "offf offf offf bu bok bok bok", biri bir espri yaptığında kinayeyi, ironiyi anlayamayıp "x istiyor bulun şuna ya", biri siyasi bir alternatif hakkında yorum sunduğunda "yaaaaaa bu ne yaaa yüzyıllardır aynı şey yaaa", biri bir filmi beğendiğinde "nesini beğendiniz ulan nesini bok gibiydi gitmeyin sakkııııııın" biri bir entry'sini kötülediğinde "niye kötülediniz şerefsiz köpekler zorunuza mı gitti" gibi boktan ifadelerle agresifliğini sözlüğe yansıtmaya çalışan bir salaktır.
tekrar yazıyorum, iq points aralığı 70-80 arası olan zorla hatta cebren ve hile ile okuma yazma öğretilmiş ve bedava bulduğu internet bağlantısıyla kendi ezikliğini başkalarına yansıtmaya çalışan bir mental retardasyon muzdaribidir.
ben bu şekilde kendince ayar vermeye çalışıp dandik ifadelerle onu bunu eleştirenlerin gerçek hayatta bir bok ol(a)madıklarından, çalı çırpı tarafından bile dikkate alınmadıklarından adım kadar eminim.
yeni kurduğum bir platform. amacı da, swh işaretini kullanan insanları kanıt gibi dizilere bedavadan ve telif hakkı alamadan ürün olmaksızın katletme yöntemlerini bulmak, onları swh ikizi lol ile boğmaktır.
bugün bir ağaç dalında asılı gördüğüm ilan, bir bez gibi bağlanmıştı. insanlar neden ağaçlara kağıt bağlıyorlar yeter artık çevreye yapılan bu zulüm diye düşünüp tema vakfını arayacakken, buruşmuş kağıdı açıp okumak aklıma geldi. "kpss önemli bir sınav olduğundan insanların böyle istekleri olması çok normal" dedim. greenpeace ve tema'dan arkadaşlarımı eylem için çağırmaktan vazgeçtim.
genelde şehirlerarası aşk, duygusal bağ, telefonda şefkatli konuşma ile ilgilenen bireylerin yaygın mottosu. graham bell anısına günde 5-6 kez secdeye varır gibi telefonda saatlerce konuşma eylemini gerçekleştirmekten utanmayan bu totoşlar, bir ilişki probleminiz olduğunda telefonda yaşadıkları ilişkileriyle size rehber bile olmak isteyebilirler.
paylaşılan bir anıdan, sohbetten; birkaç saatlik buluşmadan hakkında henüz verilmemiş bir kararın iticiliğinden ve samimiyetsizliğinden başka bir şey değilken sanki bir ilişki varmışcasına ve o buluşmadan sonra hemen yaşanıyormuşcasına bir tribe girip "canım eve vardın mıııı" demeler; yok evden almaya/eve bırakmaya kalkmalar, yarınki planını sorup senin hayatın özgür olma ihtimalini düşünmeni engelleyecek hamlede bulunarak mutsuz etmeye çalışanların içlerinde bulundukları bir gruptur. iki saat ataerkil biçimde hesap ödemek için kasmalarla ortaya çıkar. ey gerizekalı benim yediğimi/içtiğimi o kadar ödemeye biri olmaya, bir kızın hesap ödemek için katlanacağı/kullanacağı biri olmaya o derece meraklıysan gidip köyden bir kız beğen. benimle vaktini harcama. benim seninle buluşup ne mal olduğunu anlamak için konuşmaya çalışma çabamdan ve senin bildiklerini kanıtlama isteğinden oluşturacağım not sisteminden feyz almayıp annenle babanla sorunlarını anlatmalar, ders notlarını ve yaşam amaçlarını sıralamalar, siyasi görüş konusunda bir anlam ifade etmeyecek sıradan biri olup da bununla övünmeye çalışmalar, "ya ben kıza hesap ödetmem yeea yaea" gibi ezik cümleler kurmalar.
beni senin eve bırakmana gerek yok, hesabımı ödemene de. yaşadığın deliğe tek başına dönerken beni eve bıraktığın ve korunmamı sağladığın bir prens tribine girmene fırsat tanıdığım için mutlu mu hissedeceksin kendini? benim hesabımı ödemeye kastığın parayı -ki kendisi babandan tırttığın harçlık oluyor-, eve giderken iki ekmek de almakta kullan... ailecek yersiniz kahvaltıda..
senin kadın erkek rol modellerinin beyninde yarattığı çocukluk travmalarının kafamı ütülemesine izin vereceğimi düşünmedin değil mi?????
sanki çok ilgileniyormuşum gibi bir ispatlama çabasıyla etrafında seni beğenenlerin de olabileceğini cümle altlarında sıralamaya çalışmak ve bunun üstüne benim etrafımda yakın erkek arkadaşlarımın olup olmadığını sorma cüretinde bulunabilmek için, yanıma gelmeden önce ne içtin be yavrucuğum? eve gidince hemen aramalar, yavşak yavşak vıcık vıcık konuşmalar. ne oldu, sevgili mi olduk birden? sırf seni yüzümde zoraki bir gülümseme ile dinlemek zorunda kaldım diye, sana tahammül etmek zorunda mı olduğumu düşündün? bir de sonrasında nerdeyse ağlayacakmış gibi tekrar buluşmak istemeler, msn'de kimle konuşuyorsun diye sormalar. ezik misin diye sorarlar.
yahu ben bir ilişki isteseydim bir ilişkim olurdu zaten değil mi?? seninle buluştum ve seni dinlemek zorunda kaldım diye bir koca gibi davranma hakkını nasıl kendinde bulabiliyorsun? ey alık silkelen ve kendine gel. buluştuk konuştuk işte, tadını çıkar bokunu değil.