maçı izleyecek parası olupta zamanı olmayan, çalışmak zorunda olan insanların yanında şanslı kalan yazarlardır.
sen para için çalış, parayı ihtiyaçların için kazan, ama ihtiyaçların veya hobilerin veya herhangi bir şey için kendine zaman ayırama.
istanbul'un kuşçuları belgeselinin en kral ikinci adamıdır. kuşçuluk yüzünden ilk okulu yedi senede bitirmiştir. Kuşçuluk istikbaline mal olmuştur. 50 senede 4 tane güzel kuş eline geçmiştir.
yaza yaza bitmeyecek, fasikül fasikül ansiklopedi olacak huylardır.
emirgc fanatik yeşilçam seyircisidir. siyah beyaz belgin doruk filmlerinden, kazım kartal'ın seks filmlerine kadar geniş bir yelpazede film/yönetmen/aktör/aktris bilgisine sahiptir. baba bunu bilmesine rağmen her film izlenişte aşağıdaki diyalog yaşanır.
e - emirgc
b - baba
b- sen bu adamı tanıyor musun?
e- baba ekrem bora bu tanımaz mıyım?
b- haa, aferim. ben bu adamı fuarda izledim mavi gömleği vardı hiç unutmam. türk sanat müziği söylüyordu x gazinosunda.
e- biliyorum baba 342904024 defa anlattın.
defalarca defalarca defalarca tekrarlanan diyalogtur, eşref kolçak, yıldırım önal, kadir savun, reha yurdakul ne bileyim işte irili ufaklı rollerde oynamış bütün insanları sorup durma huyudur efenim durduramıyoruz.
sizin çocukluğunuz boyunca yediğiniz dayağın haddi hesabı yoktur, terlik manyağı olmuşsunuzdur. alınan kıyafetler hep pazar malı ve 1 beden büyüktür bir yıl sonra giyilmesi için. soba kurma, kömür taşıma, boya yapma, eşya taşıma, zorla çıraklığa verilme gibi durumlar sizin başınıza gelmiştir.
o dayak nedir bilmez, adidas/nike ayakkabıdan başka ayakkabı giymez.
soba kurmaz, eşya taşımaz, boya yapmaz beceremez o denir.
çırak verilmez bütün yaz internetin başında oturtulur.
bunlar söylendiğinde ise aman sende denir, iki boru takıversen ne olur denir, o zaman durumumuz yoktu sana alamadık ona da mı almayalım denir. büyük evladın kendini sik gibi hissetmesini, yapayalnız, sevilmeyen biri olarak hissetmesini kimse umursamaz.
uzun süre sonra dün akşam keşfettiğim bir bakkalda 4-5 yıl sonra tekrar bulduğuma sevindiğim, fakat sevincimi kursağımda bırakan şaraptır. hatırladığım kadarıyla üzerinde efes harabeleri olan etiketi vardı, o da değişmiş ve sonuç olarak adına ihanet etmiş bir şarap olarak gözümde eski değerini yitirmiştir.
eğer mandalin teklif ederse ve yemezseniz arkasından şu diyalog yaşanır.
b - baba
e - emirgc
b- mandalin sevmiyor musun?
e- seviyorum baba
b- yesene mandalin o zaman
e- canım istemiyo
b- yani sevmiyor musun?
e- seviyorum baba canım istemiyo şimdi
b- hiç mi yemicen?
e- sonra yerim
b- yicen yani
e- evet
b- ne zaman yicen
e- canım isteyince
b- e yesene bak güzel
mandalin yerine her şeyi koyabilirsiniz, canınızın o an istemediği her şeyi defalarca sevmiyor musun? diye sorarak insanı çıldırtan huydur.