bu kanuna göre her türk vatandaşı hergün yarım saatini atasını sevmeye ayıracaktır. herkese bir atatürk heykeli dağıtılacaktır ve yarım saati sayması için bir de duvar saati. atatürk'ü en çok sevenlere ve sevdirenlere çeşitli hediyeler dağıtılacaktır. (yeni asır - 1935) *
köy enstütüleri hakkında yazı yazan ne kadar varsa bu adamın ismi mutlaka bir yerlerde geçer. sovyetlerde blonsky ve tteknikumlar, almanyada kerzzanştayner, isviçrede pestalozzi. bizde de hüseyin çelik. *
kemalist literatürden güzide bir buket. inkilap - kulb ters çevirmek, evirmek , devirmek. kulb sonra kalb. devrimci mustafa kemal kalbimizde en nihayetinde.
"devrimin dünyadaki tanımını alt - üst ederek kulb eylemini nevi şahsına münhasır bir hale getiren kemalizm önünde saygıyla sevişiyorum." [ sör winstön çörçıl ]
içini biraz ismet özel, biraz hakan albayrak, biraz tarık tufan, biraz mehmet efe, biraz gerçek hayat...vs ile doldurabiliriz. muhalif tavırla kendini bulmuştur desek yeri var. yahut ilk önce kendini tanımıştır diyebiliriz. muhalefet lezzetli şeydir biliriz. biz de severiz. standart muhalefet fikri oluşturmayacak bir dinamizmi de bünyesinde barındıran bir muhalefetse tadından yenmez. asıl böylesini isteriz.
seksenlerden sonra islami gençliğin hal ve hareketlerindeki değişim [ ki kanımca müspettir , pozitif yöndedir ] bu romantizmle pek alakadardır. şiirsel bir yanı vardır mesela bu gençliğin. edebiyata düşkün , sosyal, zengin bir yanı...adı yukarda zikredilenlerle beraber daha bir çok adı bilinen ve bilinmeyenler bir özgüven verdi bu gençliğe ve onlarda tabiri caizce abilerinin yolunu takip ettiler.[ ifademe takılma niyetim kötü değil. kaldı ki içtiğim çay kötü]
muhalif ruh ve romantizm karışımı statikleşip, standartlaşmadıkça güzeldir , hoştur. yoksa hani şu sol gençliğin pili çoktan bitmiş slogan edebiyatına benzer ki üzücü olur , yazık olur.
bilmiyorum daha önce kim kullandı yahut kim kullanmadı bu tabiri. yani islami romantizm tabirini. ama bence seksenlerden sonra bu ülke gençliği düşünülecek olursa ciddi bir sosyoloji konusudur.
siyasal bir tarafım yoktur. en siyasal tarafım düzene başkaldıran ve kan basıncıyla çalışan bir organımdır. her neyse..
baykal'ın da siyasal tarafından ziyade sportif yanıyla alakalıyım. her türk insanı gibi artık siyasilerden siyasi arenada ümidini kesmiş bir birey olarak, bari bizi yönetenlerin hala akan/kaynayan kanlarını sporsal faliyetlerde kullanalım diyen birisiyim. baykal'ın, olimpiyatların yüzme dalında bize madalya getireceğine dair umudum var. kendisini olimpiyatlara katılmaya davet ediyorum. biliyoruz ki zaten idmanlı.
ben türk siyasetçisinin zeki, çevik ve ahlaklısını severim demiş mustafa kemal. hay allah karıştırdım sanki.
4 yaşımda kızkardeşimin memesinden emerken plastik sanatlara sevdalandım. 6 yaşında kadınlar hamamında tanıştığım baldır ve bacaklar beni heykeltraşlığa yönelttirdi. 12 yaşımda abanozdan bir beyzbol sopası yapıp babamın kafasına vurdum. her haftasonu porno mecmua getiricem lan söz veriyorum dedim kardeşim ıslah evine girdi. çıkınca beraber işe başladık. onun içerde birsürü don ve külodunu çaldıklarından tekstile yöneldik. kop dağında kadın çorabı satalım dedi, tokat attım.barıştık.
gençlik yıllarımda yazarlığa merak sardım. odama kapandım, sigara içtim, kederli şarkılar, türküler dinledim. tam iyi bir kitap yazacaktım ki düşünmeyi unutmuşum. vazgeçtim. neden bu kadar vakit sesvişmeden geçirmişim diye yana yakıla gezdim. sokağa çıktım, ilk kadına arkadan sarıldım. bana da arkadan sarıldılar.
mercimek çorbası severim, patates kızartması bu dünya için fazla iyi bence. özgürlükçü ve protest ve anti statukocu bi yanım vardır. cumhuriyet okurum , ruhat mengi severim. kahrolsun türban, gebersin kürtler. diğerlerinden farklı düşünürüm. en çok orduya güvenirim .
ezbere konuşmam. yahudi hekim öldürmeseydi fatih dünyayı alcaktı ...na koyim. ayrıca hitler'i de severim. bıyıklarına badem yağı sürerdim yaşasaydı.
her ayın 32. günü mehmet ali birand'la çıkardığımız bir dergide yazılarım çıkar. mehmet ali'nin bundan haberi yok. çaktırmayın .
dingin bir ruh halim vardır. beğenilerim değişmez. on senedir kafka ve tuna kiremitçiden başkasını okumadım. her türlü sorunun kültürel devrimle çözüleceğine inanırım. yüz tane daha okan bayülgen'imiz ve yüz tane aysun kayacı'mız daha olsaydı herşey çok farklı olurdu bence. bunlardan türeyen nesiller kırk sene sonra bizi ihya ederdi.
iddialı değilimdir. benden sonra sözlükte hiçbirşey aynı kalmayacak. bu bir süreç. kimseye emesen adresimi vermem. cool bi yapım vardır. çevrimiçi olurum ama ileti yazmam. bana katlanacaklar özelimden randevu alsın.
şimdilik bunları diyorum. yeri geldikçe doktrinlerimi bu sayfada beyan edeceğim.