Varmış böyle bir şey. ben de bugün öğrendim. Üzerine çok kafa yordum ama şimdi ne desem boş.
2 Şubat 2018 tarihinde akşam saatlerinde istanbul Anadolu yakasında gerçekleştirme fırsatı bulacağım efsane eylem. Bu deneyimi benimle birlikte paylaşmak isteyen olursa yeşillendirebilirsiniz, seve seve konum atarım.
bir süredir üzerinde düşündüğüm bir sistem var. benden önce birileri eminim düşünmüştür fakat henüz karşılaşmadım ben. Bu yüzden eğer bunun bir adı var ise lütfen düzeltin.
internetin hayatımızın her alanına dahil olması ve onu değiştirmesi yeni bir yönetim biçimini de mümkün kılabilir. Bu yeni biçimde demokrasinin çoğunluk/çoğulculuk tartışmalarını yok edebilir.
internet sayesinde tüm halkın katılımıyla oluşmuş bir meclis düşünün. bunun adına xyz meclisi diyelim. bu mecliste tüm oylamalar, düzenlemeler halkın kendisi tarafından yapılır. bu sistemde bireyler temsil edilmez, birey kendisi birey olarak yönetimin içindedir. her bir birey dilediği düzenlemeyi, yasa teklifini oylamaya sunabilir. Ancak sistem bu haliyle bir de denetçi olan üst meclise ihtiyaç duymaktadır. xyz meclisi halkın temsili iken bahsi geçen üst meclis xyz meclisinde en aktif olan insanlardan oluşmuştur. buradaki aktivite: en çok oy kullanma, en çok teklifte bulunma. ki bunlar olmasa dahi xyz meclisi kendi içinden uygun gördüğü kişileri üst meclise gönderebilir. üst mecliste kişi sınırlaması olabilir ya da olmayabilir. burası üzerine henüz düşünmedim.
Üst meclisin görevi xyz meclisinden geçemeyi başarmış tüm teklifleri değerlendirmek ve uygulamaya konulmasına onay vermektir. Üst meclisin manipüle edilmesi ihtimaline karşın veto yetkisi 1 ile sınırlandırılmıştır. yani xyz meclisinden gelen bir teklifi üst meclis 1 defa veto edebilir. 2. defa xyz den geçer ve üst meclise gelirse meclis bunu onaylamak zorundadır.
bu sistemde partilere ihtiyaç bulunmamakta. siyasi görüşler; sağcılık, solculuk gibi çağ dışı etiketlemeler yok olmakta. amaç tam anlamıyla iyi yaşamak/iyi yönetilmek. her bir üst meclis üyesinin bulunduğu konuma uygunluğu direkt halkın kendisi tarafından tartılır. parası olanın dahil olabildiği TBMM'nin aksine gerçekten zeki, erdemli insanlar yer alır.
seneler önceydi. bir kaç sene önceydi. sözlükten kız kaldırılır mı ki acep diye düşünüp dururkene bir kız ile tanıştımdı. yazar adını unuttum şimdi. çok güzel gözleri vardı. bugün hatırladım yine o gözleri. telefon numarası çıktı rehberimde. sözlüğe bi bakayım duruyor mu acaba hala dedim. baktım bulamadım. vaktiyle aşık olmuştum o gözlere. şimdi iki kelam etmek istedim ama yok. telefonu var ama aramaya da çekiniyorum. evlenmiş midir acaba filan diye.
"hayat, evren ve her şeye dair..." video içerik(çokça) üreten yeni internet oluşumu. ben buradan kendilerine başarılar diliyorum. Yaptıkları röportajlar çok doğal, izlenesi. insanı ciddi anlamda düşündürüyor.
yığınla iss nin bulunduğu ülkemizde fiyatların insanları deli edercesine komik olduğu, sanki amacın hizmet vermek değil de insanlarla dalha geçmek olduğunu düşündüğüm eylem. türkiyede internet kullanmak yerine dünyanın x yerinde yapılabilecek onlarca şey vardır kanımca. sadece uydunetin bir tarifesini düşünerek söyleyeyim: 20 mbps limitsiz internetin fiyatı 1848 TL imiş. efenim ben bir öğrenci olaraktan bu para ile ingilizce eğitimimi tamamlayabilirim, bilgisayar sertifika"ları" alabilirim, bir kaç adet bilgisayar kursuna ya da eğitimim için bir kaç kursa gidebilirim. efenim binlerce kitap satın alabilirim. ya da siktir et eğitimi deyip kız arkadaşlarımı toplar ve büyük bir parti veririm. bir gecede bu paranın şeyini şey ederim. efenim yaz tatilinde 1 haftalık en kralından tatil yapabilirim mesela.
1848 lira dediğin para Türkiye'deki açlık sınırının 2 katından fazladır. asgari ücretin 4 katıdır. 1848 lira dediğin para ile bugün 4 tane ev geçinebilmektedir ya da. kusura bakmayın ama küfürümü basıcam*
hadi o uç örneği bırakalım daha mümkün olanlara dönelim. TTNet'in 8 Mbit limitsiz internetinin fiyatı 99 lira asgari ücretin 1/6'sı. 7'den 77'ye internet diye yırtınan o biri'ne söylemek istiyorum kardeşim o 7' den 77'ye dediğin sınıfta biz yok muyuz? he diyebilirsiniz ki limitsiz kullanmak zorunda mısın?!
hocam 8 Mbps 15 GB limitli bir tarifesi var hasbamın 15 GB limit dolunca 512 kbps gibi yine insanlarla dalga geçen bir hıza düşürülüyor hızımız. efenim bu hız dünya üzerinde hiç bir ülkede yok. bu hızda internet kalmadı artık. hangi çağda yaşıyoruz.?! tivibu diye bir şey yapmış hasbam, IPTV nin ön ayağıymış. anacım IPTV için minimum 8 Mbit hız gerektiğini kimse söylemedi mi size? veriyoruz ya dediklerini duyar gibiyim, o zaman ben senin *
49 lira olan o 8 mbit 15 GB limitli tarifenin limiti tivibu ile 1 günde dolar. 1 gün içinde Tivibu yu çalıştır aralıksız, kesintisiz. o kota dolar. sonra hız düşer 512 Kbite... ee? hani nerde Tivibu?
millet deli gibi IPTV diye konuşuyor sağda solda. Sesleniyorum o körpe beyinlere, avucunuzu yalarsınız efenim. türkiyede internet gelecek 10 yıl içersinde en ufak bir hızlanma yaşamayacak. biz de IPTV diye, sınırsız internet diye avucumuzu yalamaktan başka bişi yapmicaz.
son olarak da superonline'a bir lafım var. verdikleri fiberinternet hizmeti için kutlarım kendilerini. 2007 yılında çukurova grubun bünyesindeki Tellcom A.Ş ile giriştikleri bu yolda direk şirket yetkilisinden duyduğum şu sözleri aktarıyorum:
"Tellcom a.ş olarak biz tamamen kendi altyapımızı kurmayı hedefliyoruz, bu aşamayı önümüzdeki 1 yıl içerisinde tamamlayacağız. pilot bölge olarak seçtiğimiz istanbul, ankara, izmir illerimizin belli bölgelerinde altyapı çalışmalarımız tamamlanmış durumda ve bu bölgelerimizde hizmet vermeye başladık, 1 yıl içerisinde bu illerimizin tamamındaki altyapı çalışmalarımızı tamamlayacağız ve aynı zaman diliminde türkiye'nin bir çok iline de bu hizmeti götüreceğiz. bu çalışmalarımızdan sonra yeni bir sabit hat operatörü olarak da çalışmaya başlayacağız, ancak bu hat bilinen tipte değil, internet üzerinden yani VOIP hizmeti ile sağlayacağız. daha kalitesi bir ses aktarımı ve ses ile birlikte görüntünün de aktarımını sağlamayı hedefliyoruz bu projemizde."
tellcom geçtiğimiz dönemlerde superonline'ı satın aldı ve fiber interneti superonline adı altında dağıtmaya devam ediyor. daha 5 dakika evvel yaptığım bir telefon görüşmesinde superonline müşteri temsilcisinin aktardığı bilgi:
"altyapı maliyetleri yüksek olduğundan fiber internet hizmetini şu anlık yalnızca büyük sitelere, iş merkezlerine verebiliyoruz." kardeşim siz bundan 1 yıl önce tüm altyapı çalışmalarınızı bitirecektiniz ve tüm türkiye'ye yayın yapacaktınız. bu mu sizin hizmetiniz? nerede kaldı sizin belediyeden aldığınız yerin altına inme hakkınız?, hasbam o sertifikasını elinde bulunduruyormuş. gerektiğinde kullanacakmış. hadi canım sen de. kabul edin işte siz de diğerlerinden farklı değilsiniz. siz de göstermeliksiniz.
şunu da belirteyim ki ABD'de google firması 1gbps internet hizmeti sunmanın peşinde. sadece bu işin mümkün olduğunu göstermek için yapacak bunu. Kanada'da hükümet 1gbps internet için kolları sıvamış durumda ve iss'lere büyük bir baskısı söz konusu. bizimkiler de anca açılsınlar ermeniye, kürte. kardeşim hizmet yapın hizmet yaptırın.*
sağa sola, entryleri okumadan, nicke göre, eksi veren yazarlardır. entry/başlık sahiplerini üzmekten başka bir işe yaramazlar. akşam olmadan kafaları kopasıcalardır.*
facebook'un daha kültürel bir tabana oturtulmuş versiyonu hali dicem ben buna.
kullanıcılar film, kitap, video oyunu, yönetmen, oyuncu vb kategorilere ayrılmış olan içeriklerden favorileri olanları belirleyebiliyor ve ortak favorileri olan insanlar birbirleriyle tanışabiliyor. bunun kullanıcılar size favorilerinize uygun önerilerde de bulunabiliyor. içerik gelişimi de tamamen kullanıcılara bırakılmıştır, ancak moderasyon vardır.
tam da facebook'tan sıkıldığım anda imdadıma yetişmiştir, yaşasındır kendileri.
babam ve oğlum'da salim'in babasını devirdikten sonra tarlanın içine doğru koşmaya devam etmesi..
salya sümük durumdayken bu sahne yüzünden yine düştüm sandalyeden..
lütfen beni soy.
chip de okuduğum bir yazı üzerine;
insanlar gerçekten farkında olmadan evlerinin soyulmasına meydan bırakıyorlarmış meğer. http://www.pleaserobme.com adresli site twitterdaki twitleri inceleyerek evinde olmayan insanların listesini yayınlıyormuş.
"Bu artık bizim dünyamız... Elektronun ve devre anahtarlarının dünyası... Saniyede akıp giden veri birimlerinin güzelliği... Çıkar peşinde koşuşan açgözlülerin elinde olmasaydı; son derece ucuz olabilecek, zaten mevcut olan bir hizmeti para ödemeden kullanıyoruz. Keşfe çıkıyoruz... Ve sen bize suçlu diyorsun. Bilgiyi arıyoruz... Ve sen bize suçlu diyorsun. Bilgiyi arıyoruz. Ve sen bize suçlu diyorsun. Bizim ten rengimiz, milliyetimiz, dinsel bağlantılarımız yok. Ve sen bize suçlu diyorsun... Sen atom bombaları yapıyor, para için savaşlar çıkarıyor, hile yapıyor ve tüm bunları kendi iyiliğimiz için yaptığına inandırmaya çalışarak yalan söylüyorsun... Hala biz suçluyuz... Evet ben suçluyum, suçum merak."
diye bir konuşma yapmış olan ve gelmiş geçmiş en büyük hackerlar arasında sayılan bilgisayar kişisi.
suçunu ve şu anki durumunu bilmiyorum, lakin kendisi hacki "bilgiyi özgür kılmak" olarak tanımlamıştır. tek istediği hükümetlerin yaptığı işleri halkıyla paylaşmasıydı, gizli bilgi olmamasıydı. Ve derdi ki, ya da demiş ki; "eğer siz bilgiyi özgür bırakmazsanız biz o bilgiyi sizden alırız ve halka ulaştırırız."
suçunun bu olduğunu düşünüyorum, hükümetten bilgi çalmak.
edit: "suçum merakımdan geliyor... Beni engelleyebilirsiniz ama hepimizi durdurmazsınız..."
Türkiye'de birlik olma, birlikte bir iş yapma eyleminin nadide örneklerindendir. karşıya geçmeye çalışan insan yığıntısı kendinden bihaber beklemekte ve ışık yerine yığındaki diğer insanlarla bakışmaktadır, bir kişi kırmızı ışık yanarken yola atlarsa diğerleri de onunla birlikte atlar.
1994 yılında çıkarılan 3984 sayılı RTÜK yasasında tekelleşmenin önü kesilmiş, yabancı sermayenin payı %20 ile sınırlandırılmıştı. ancak bu yasa tartışmalara neden olmuştu.
2002 yılında bu yasa değiştirilmiş ve 4796 sayılı kanun devreye sokulmuştur bu yasaya "yurttaş kane" yasası da denilmektedir. filmde yurttaş kane sıfırdan başlayıp büyük bir medya patronu oluyordu, bu yasaya da bunun için böyle bir yakıştırma yapılmış. bu yasanın maddelerini sayamicam ancak siz anlamışsınızdır zaten, 1994'teki RTÜK yasasının maddeleri hafifletildi işte.