ne demişler aşk otada konar bokada; ama ondan önce değinmek istediğim bir nokta var.
insanlara çirkin, kötü, ıyk yakıştırması yapmak bence hayvanlıktır. bunu kesinlikle kendini yakışıklı/güzel sanan ego manyağı gerizekalılar yapar. ayrıca sana yakışıklı gelen biri bana çok çirkin gelebilir. hatta sen, sen evet. çok çirkinsin yanındaki kızı asla haketmiyorsun. nasıl olsa bana veya sana çirkin gelenler insan sayılmaz. siktiret onların duyguları yok, at gitsin çirkin bir kere suçu o değil mi ? zaten çirkin olduğu içinde birini sevmeyi herkes gibi bir kızla çıkmayıda haketmiyor. arada sevgide yok zaten kız onun parası için çıkıyor kızda çıkarcının önde gideni. belki bir fahişe. beraber adamın 3 katlı köşküne gidiyorlar. parasını alıp işini yapacak kadın değil mi ahahhaha size acıyorum ya gerçekten komiksiniz. insanları çirkin diye ayırıp yanındaki sevgilisini kıskanıp götünüzden bahane uydurmakta bir numarasınız.
yine çaylak olmayı başarmıştır. helal olsundur. ayrıca: (bkz: #4481004) bu entry kesinlikle onun açtığı başlıktaki entrye yüksek derecede gönderme içermektedir. "cevapta veremez şimdi aa canıım kıyamammm" dediğimdir. pc başından ötmek ne kolaymış lan.
yukarda whippersnapper nick'li yazar konuyu eksik ve sadece işine gelenleri anlattığından tamamlamayı borç bilirim. evet, orda bahsettiği belki benim. neyse, ya da sizene lan.
lise yıllarıydı. herzaman ki gibi yanımdaki arkadaşımla beraber okula gidecektim ve durakta bekliyorduk. gayet normal bir gündü ordan burdan bahsediyorduk. sonra birinin bana baktığını farkettim. saçım mı bozulmuştu, suratımda bir şey mi vardı acaba niye bakıyordu. umursamadan devam ettim. ertesi günler aynı saatte o çocuk yine ordaydı. bu sefer bende bir faul yoktu ona emindim. tam olarak gözlerimin içine bakıyordu; ama o kadar saf ve içten bakıyordu ki kendimi kaybetmeye yakındım kendimi önemli hissetmeme sebep o bakışlar ve bende aynı şekilde karşılık verdim. bunu yapmamam gerektiğini düşünüyordum.nihayetinde ismini, cismini bilmiyordum belki bir keş, tacizci, tecavüzcü (bkz: kız aklı) olabilirdi tipi ona benzemiyordu neyse, bakmaya devam ettim. diğer günlerde böyle devam etti. sanırım içimde yavaş yavaş tanımadığım birine karşı duygular kabarıyordu; belkinde farkında değildim. farkında olmak istemiyordum.
onun, benim hakkımda neler düşündüğünü bu bakışlarla az da olsa tahmin edebiliyordum; ama o konuşmuyordu sadece bakıyordu bence yaptığı tam bir gerizekalılıktı. bir kız olarak ilk gitmek, erkekle konuşmak abes kaçardı. konuşmaya niyeti yoktu salak madem bakıyorsun gel konuş insan yemiyoruz burda. neyse, sene sonu gelmişti lise bitecekti ve belki o bana bakan tanımadığım bir kişiyi bir daha hiç görmeyecektim. bunu kaldıramazdım ve yaptım.
(ara: kızlar teklif ediyormuş)
evet tam da sandığınız gibi. gidip konuştum. eski numaralardan "kravat bağlamayı biliyor musunuz ?" olayını kullandım. bahanemde ortaya çıkmıştı. sanki bilmiyordum bağlamayı. aptal gibi saat soracak değildim ya. nihayetinde tanımadığım kişiye onun bana bakışlarıyla aşık olmuştum ve ilk konuşmayı da ben yapmıştım. ilersinin çok sikik olacağını nerden bilebilirdim ? yaptığım bir hatamıydı ? kesinlikle. neyse, artık onu da başka zaman anlatırım.
bu entry'nin sadece yazarı ilgilendirecek derecede subjektif entryler silinir. şeklinde silinip silinmeyeceği hakkında bir bilgim yok ama şu silinen entry'mi tekrar bu başlıkta yazmak isterim. başımdan geçen olayları anlatmaktan zevk aldığım için mi bilinmez ama neyse, başlıyorum.
Uzun zaman önceydi. lise son sınıftık ve okuldaki son günlerimizi yaşıyorduk. O gün En yakın arkadaşım nazlı ve ben okulu asıp belki bir daha birbirimizi bu dönemlerde gördüğümüz kadar sık göremeyeceğimizin bilinciyle(elbette ki geberene kadar hep görüşeceğiz, arkadaş kalacağız bir ömür boyu), beraber birşeyler yapmaya karar verdik. bu şeyler bir cafeye gidip oturup birbirimizle daha sık zaman geçirmek, önceki okulu asışlarımızda gidip takıldığımız yerler, belki sinema olabilirdi. yeter ki sadece ikimiz olsun, biz olsun. sonuçta astık okulu. oss'nin ebesini sikmişim zaten. ebesinin amına kadar yolu var.
bizi spor arabalarıyla alıp istediğimiz yere götürecek sevgililerimiz yoktu. bu yüzden gideceğimiz cafeye minibüsle gitmek zorundaydık. olsun lan zaten öyle bir sevgilim olsun istemiyorum. gün boyu egosu tavanlarda dolaşan, tempra kicli yaratıklardır onların hepsi. ama hepsi. tüm genellemeler yanlıştır fakat; bu genelleme doğru. nitekim nazlı da benim gibi düşünüyordu. hala öyle düşünüyor o ayrı. ben de bu düşüncemden vazgeçmedim vazgeçmeyi de düşünmüyorum. (benim var ondan bir tane düşünürsen konuşalım öptüm by gibi mesajlarla gelmeyin) benim anlıyacağınız gibi ağzım bozuktur biraz. hatta birazdan da öte amına bile koyuyorum ne diyorsun? nazlı ise; benim tam tersim. tam bir hanimkizcegiz. olsun lan ama çok iyi anlaşıyoruz. yalnız bu 2 ayrıntıya dikkat. yazımın devamında olaylar bu temel üzerine gelişecek.
neyse cafedeyiz.her zamanki köşemize geçmişiz. sanki 2 sevgili gibi konuşuyoruz(lez falan değiliz çıkar o fikri aklından). ne konuştuğumuzu da hatırlamıyorum havadan sudan karı muhabbeti işte. karı milleti olarak çenesi düşük yaratıklarız biraz ne yapalım? yapımız bu. neyse baya koyulaşmıştı muhabbet. gelecekten falan da konuşmaya başladık. acaba doğru kişileri bulabilecek miydik? ya da ne zaman bulacaktık? olmadı onlar bizi ne zaman bulacaklardı? böyle devam ederken bir ara nazlının suratına baktım bembeyaz olmuştu. sanki büyük bir şırıngayla vücudundaki bütün kanı çekmişler. öyle kilitlendi. kalp krizi falan geçiriyor sandım o derece amına koyayım. işin aslı sonradan ortaya çıktı. meğer arka masada oturan dallamanın teki buna durmadan öpücükler, imalar, işaretler kaş göz falan yapıyormuş. arkamda olduğu için göremiyorum tabi herifi. kız bana söylemeye de utanmış, şokta. tek hamleyle önümde duran dumanı üstünde çayı kavrayıp dallamanın münasip yerine acımadan boca ettim(pişman değilim. ne hali varsa görsün.). karı gibi bağırmaya başladı saniyeler önce erkek kesilen insan bozması. hemen kavrulmuş yerlerini soğutmak üzere lavaboya koştu. o arada biz de hesabı ödeyip kalktık gittik. gereksiz bir kişilik yüzünden günümüz mahvoldu.
merak etmeyin kötüye birşey olmaz. mekanizma tıkır tıkır işliyordur hala. nerden biliyorsun diye sorarsanız; kalıcı bir hasar oluşsaydı intikam almak için mutlaka peşime düşerdi. buradan biliyorum. şimdi o dallama hala aramızda geziyor. hatta belki başka hanımkızceğizlerimize de arkadaşıma yaptığını yapmaya devam ediyor. topunun götüne şarap şişesi sokayım. nazlı seni seviyorum, öpüyorum, dallamanın yaptığı işaretlerin aynısını yapıyorum sana şu anda.
vardır böyle gencler onları aslında biraz da hak vermek lazım neden mi ?
nedeni zaten bu ülkede hemen hemen her okulda kız erkek ayrımcılığı olur. lan birinci sınıfta bile herkese sıra dayağına çektiklerinde en çok erkekler dayak yerdi biz yerimize otururduk. ortaokulda da haliyle aynı oldu. kız ne yaparsa yapsın suçu hiçbir zaman önemsenmez. önüne gelen bir öğretmen ayarı verir gider; ama erkeklerde böyle mi ? hayır. en küçük bir şeyde disipline giden bir çok erkek arkadaş tanıyorum. yok şu şu kızın çantasını açmış. şu şunun götüne parmak atmış. o, onun götünü avuçlamış. direk uçuş. şimdi diyeceksiniz "lan ne alakası var abazan gençle" çok alası var canım bak şimdi.
bu erkek çocuk hep ezilip büzüldüğü için, onun etrafındaki kızlar herzaman onlardan daha üstün oldukları için, onlar ceza alırken kızların ceza almaması gibi etkenler yüzünden abazan olmaya başlıyor. mesela ben sınıftaki erkeklere çok pis parmak atarım laf aramızda. ama onlar bana atamaz neden ? götü yemez. çünkü o bir erkek ve onu yaparsa abes kaçar. kızın şaka olarak yaptığını bilir ama erkek yaparsa kız orospu, erkekte sapık olur. e haliyle çocuk istediğini yapamayınca işte abazanlık burda devreye giriyor. kız olan her şeyi yapıyor ama erkek olan sap gibi kalıyor. herzaman o ezilip büzülüyor.
erkeklerin kız bulması diye de bir olay yok. kızlar erkekleri bulur. genelde hep erkekler gelipte yalvarır zaten kızında onda gözü varsa çıkar yoksa erkek yine aynı şekilde kafasını aşağı doğru eğerek yoluna devam eder. kızların yalvardığı durumlar var mıdır ? vardır tabii ya aşkından öldüğü an ya da karşısındaki gencin brad pitt gibi göze gözüktüğü andır.
bu erkek dediğiniz hayvanlar 24 saat arkadaşlarıyla sik, sok, seks, am, göt, meme muhabbeti yapıyorlar. e adam bu kadar muhabbet yaptıktan sonra abazan olması farzdır tabii. ha kızda böyle bir durum var mıdır ? yoktur. aşık olduğu kişiyi elde eder. deliler gibi sevişir. sonrada sarılarak uyur bu kadar basit. yani her şey bize bağlı lan herifler gidin daha arkadaşlarınızla porno film muhabbeti açın konuşun, konuşturun hadi bakıyım.
bu aralar bunu çok düşünüyorum. "aşık olmak istemek" nasıl bir cümleyse artık. aslında hiçbir insan aşık olmak istemez. boşuna üzüntü, sıkıntı ve sinir.
aşık olduğun kişi senin varlığından bile haberi olmaz çoğu zaman. belki siklemiyordur bile ya da ne bileyim sana hiç o gözle bakmamıştır. bu "aşık olmayı istemek" değil. aşık olduğun kişiyle beraber mutlu olmaktır. sevdiğin kişiden ilgi görmeyi istemektir çoğu zaman. onun sana kol kanat geldiğini görmek. hava soğuyunca karşındakinin "aşkım, üşüdün galiba al montumu" demesini istemektir. sahilde beraber uzanırken hayallerden bahsetmek.
insan sevgiye ac bir hayvandir. her zaman o doğru kişiyi bekler.her topal saticinin kor bir alicisi vardir mantığıyıla ilerler. hiçbir şeyi siklemez tavırlarla hayatına devam eder. işte aslında burda birazda o insanlardan bahsetmek istiyorum. sanki aşk, sevgi gereksiz bir şeymiş gibi siklemez tavırlar sergilerler bazıları. hayatın bilgisayar başında olduğunu sanarlar. sadece msn ve onun bunun sevgilisini çekiştirmek, insanların arkasından konuşmak sanarlar. hayır, hayat dediğimiz bok bu değil.
şimdi bilgisayar başındaki hayatı siklemezler. size diyorum kalkın gidin aşkı arayın. sevgiye ulaşın. değer görmenin, ölesiye sevmenin nasıl bir şey olduğunu tekrar tatmaya çalışın. bilgisayar başında bir sik yok kalkın gidin aşkınızı bulun. lütfen lan.
--spoiler--
kimsenin dikkatini çekmemiş ama geçmişte, şu an bölümü hatırlamıyorum. ando'nun hiro'yu vurduğu bir bölüm vardı kendi gücü ile. bu hiro'nun güçlerinin artması için olan bir vuruştur ve hiro'ya ando'dan zarar gelmeyecektir. hiro ando'nun gücü yardımıyla tüm dünya zamanını geriye almaya çalışmıştır. diye umuyorum
gerzek gibilerdir efendim. maymun taklidi yapsalar daha iyi. bebek gibi konuşarak şirin olduklarını sanarlar halbuki karşımda salyalarını akıtıp konuşarak kendilerini tam bir gerizekalı durumuna düşürdüğünün farkında değildirler. lan, bir gitte ayna karşısında şu taklidi yap bakalım neymiş ne değilmiş. hepsinin ensesinde ıslak meşe odunu kırasım var.
"emhmehmehme çok şirinim been ehemememhemhe" bir defol git salak. bebekliğinimi yaşayamadın herkes çirkin deyip kenara mı attı nedir bu bebeklik aşkı anlamıyorum. hayır, sadece bunlarla kalsalar iyi bebek gibi poz vermeler falan insanı o güzelim bebeklerden soğuturlar.
-lan begüm gelsene lan koş fotoğraf çekineceğiz.
+tamam lan dur dur geldim.(ne boka gidiyorsam)
-ehmehmehme(iki elini yüzüne doğru kaldırıp yanaklarını sıkar)
+dur bak bakıyım şu geçen kartal otobüsü mü ? evet, evet o hadi kaçtım(erdener abi'den de alıntı yaptık ama olsun o kadar canım)
yani sonucunda hepsi birer beyinden yoksun maymundur. diyerek genellesem yanlış olmaz sanırım.