"cihanda yok hiçbir nesne derdime deva" anlamına gelir. dinledikçe sarhoş eden insanın kalbine dokanan şarkı
sular serbest kaldıklarından beri
kaynaklarının dışında özgürce akarlar
yaseminler ağlamış
ve anlamıyorum neden senin de ağladığını kızım
neden gözlerin ıssız kalmış.
güzel bir öğleden sonra , zeytin ağaçları aldındayken hiç kimse,
hiç kimse seni nasıl sevdiğimi görmedi, nasıl sevdiğimi seni
ve şimdi zeytin ağaçları uyuyorlar, ama ben uyuyamiyorum.
dünyada kimse yok ki derdime derman olsun
senin gururun sayesinde açılan yarama
şimdi beni nasıl incittiğini anlayamiyorum
o kadar aşkı bana tattırdıktan sonra
dönüşünden sonra sana tüm şiirleri okumayı düşündüm,
aşk hakkında ve acı çekmek hakkında olanları,
bana geri döndüğünde kızım, seni öpücüklerimle kaplayacağım
ve uçacağız yukarılara, bulutların yavaşça estiği yukarılara
dudaklarım vucudunda yavaşça akıp gidecek, o kadar yavaş ki zaman anlamak için duracak
hiç bir şey ama hiç bir kimse derdime derman olamaz
onurun öyle bir yara açtı ki bende
beni o kadar büyük bir aşkla sevdikten sonra
nasıl yaralayabilir bir insan bir insani böylesine?
mahallenin teyzelerinin çoluk çocuğu toplayıp ağaçların tepesine çıkardıkları, aynı anda da ağacın gövdesinden tutup sallayarak dökmeye çalıştıkları meyve.
beyoğlu hacıhüsrev mahallesinde bi eve yapılan baskın sırasında kırılmakta olan kapıyı açan abinin, özel timden kapıyı kırmaya çalışan polise dönüp dile getirdiği polislerin dahi dayanamayarak sırıttığı cümledir.
anadolu insanı olmasından gelen, göze batmayan derecedeki şiveli konuşmasının ona kaybettireceği hiçbir şey olmayacağından kırma gereği duymamış olduğunu düşündürür. tüm konuşmalarında kelimelerini yerli yerinde, oldukça düzgün şekilde kullanmıştır.
Kendisi izmirli bir çöpçü olup, üzerinde bulunan giysilerin turuncu şort ve gri tşört olmasına rağmen diyarbakırlı sarhoş abi tarafından 'kırmizi şortli' olarak hitap edilen abidir.