Tıpkı benim yaptığım gibi. boşa çırpınış değildir. bir soru bir sorudur. ben öss sabahı karışımları ve hız problemlerini çalıştım işime de yaradı. ama uğurlu kalemimi çalıştığımı kitap arasında unuttum. kesinlikle işe yarıyor çalışın.
planladığı gibi gitmemiştir. Sevgilisinden ayrılmıştır kepleri birlikte atma ya birlikte dans etme gibi hayalleri vardı ama sevgilisinden ayrıldığı için hayalleri gerçeklesemeyeceğinden gitmemiştir. Biricik Sevgilisiz bir mezuniyete katılacağına evinde votkasını müzik eşliğinde içmeye yeğlemiştir. Doğru bir karar gitme kardeş. Insanların seni Asosyal olarak görmesi pahasına. Asosyalim işte var mı.
ben de küfür sende imama neyler. Allah insana öyle bir akıl sunmuştur ki onu redetmeyi bile düşünmenin yolunu açmıştır. Işine karışmak istemem ama bana ve herkese sunmuş olduğu bu özgür iradeden dolayı kendisine şükür binlerce kez şükür ederim. Aksine Felsefe Allaha daha sıkı tuttunmaya yol açar bizlere.
Ama ya felsefe böyle silah değilse bu sefer de felsefecilere karşı kullanılmış olan iftira silahı devreye girmiş olur...
bunu anlayınca uzun süreli bir travma ve bir depresyon yaşarsanız. Onun sizin hayatınızda olması sizin onun hayatında olmanız sizi rahatsız eder. Fazlalık hissettirir insanı bu dünyaya. Ama bir yandan aslında bir işe yaradığınızin göstergesidir. Kullanan kişinin Insanların duyguları üzerinden bir rant sağlama zahmetine katlanmış olmaları başka bir durumdur. Nasıl bir psikolojidir insanları kullanmak anlamış değilim. Insan kendi satar sadece. Ve aslında bu onda ona en çok değer verenini feda etmiş demektir, yok etmiş demektir. Ama düşünsenize sizi kullanan birisi var ve siz hayata küsüyorsunuz insanlara güvenmiyorsunuz. Bence yanlıştır. Sizi kullanan birisi için tüm insanlığa küsmeye hayata küsmeye değer mi değmez mi tartışılır.
dinleyemediğim şarkıların acısı üzerimde bıraktığın tek yaradır. derinde değil ha. Ne davranışların ne konuştukların ne de başka birşey. sadece senle ilgili bana acı veren tek şey bu. tek şey bu gerçekten çünkü sen tektin. tekimdim. ebedimdimdin. sen dahil senle ilgili herşeyim tek sevgilim benim. tek mutluluk, tek teklif, tek susuş, tek kavga ve tek yara bu gülüm. keşke bir susuş ve bir yara kadar uzun ömürlü olsaydı mutlulupumuz, sevdamız. güzel günlerdi evet güzel günlerdi de güzel günler çabuk geçer ya... Biliyor musun? dinleyemiyorum artık ne yağmur yağarken ne de başka bir zaman iki alyansı, yarim yarimi, ve de vede ne olacak halimi ne de hastane önünde incir ağacını... ve dahası gülüm. oturamıyorum artık banklarda. aşşkımda diyemem artık ben kimseye ha hiç kimseye. demiyim zaten. Aşkım benim aşkım sana özel ve sadece sende güzel sadece. şu anda gelen yağmur dalgası içimi öyle bir titretti ki bunlara yazmama seni hissetmeme vesile oldu. belki saçma sapan şeylerdir kendince ya da başkalarınca bu yazdıklarım ama seni hissediyorum ya sevgili sanki elim elinde bu yeter bana. yağmur dindi lakin ben hala yazı yazmaya devam ediyorum ey gülüm gülüm gülüm gülüm. tıpkı sana benzet,yorum geçerken üzerime yağmurunu bırakan bulutu. sen de öylesin işte sen de cennetten kopupta geldin yalnız başıma olduğum dünyama sevgini bir anlık sundun ve gittin ardından hala ben bakakalan....
Kalbimin en güzel köşesi, hayatımın en anlamlı dizesi olarak kalacaksın benim için. Ve dünya beni ugurlarken sonsuzluğa doğru o günden sonra ebedim olacaksın... Ben bu yazıyı sana yazdım. Biliyorum suçumu çoğu zaman sustum belki susmamış olsaydım sorunlar daha sağlıklı ve daha iyi bir şekilde çözülmüş olacaktı. Sustuğumda belki de ne düşündüğümü düşündün hep belki. Inan senden başka hiç birşey düşünmedim. Vicdanımla beni aynı ringe koyuyordu susmak. Çünkü Seni üzmemeye yemin eden ben artık gün geçtikçe seni daha çok kırıyor üzüyor olmuştum. Farkettirmiyordun belki üzüldüğünü. Zamana bırakmıştım herşeyi dedim belki düzelir herşey diye. Ama olmadı. Ağlayamıyorum derdim ya sana bir gün tam ağlamak üzereyken yağmur yağdı. O damlalar sanki senden gelmişti bana. Sanki sen yollamıştin bulutları üzerime yağmurunu bıraksın, sen ağlama dercesine bana. Ağlamadım ve ilk kez ağlamadığım halde yüreğime hançer acısı değmedi, kesmedi nefesimi bu sefer. Sen farklısın biliyorum. Ve şimdi anlıyorum tek suçlu benim, Ve artık susmak istemiyorum. Nefretim oluyor artık susmalar, düşmanım benim susmalar, susmalar kaçmalarım oluyor artık her zaman, önceleri iyi geliyordu halbuki. Tıpkı yalnızlık gibi yalnızlık önce büyütür, sonra çürütür. Benle alay edercesine şu an ılkay akkayanin çalan şarkısında dediği gibi... Yalnızlık büyütür,ama yalnızlık sonra çürütür... Susmalarım da öyle... çürüyorum batıyorum bataklığa, seni son bir kez görmeden, istemiyorum dibini görmek bu bataklığın dibini. hadi hadi tut elimi...
Ah benim örselenmiş incinmiş karanfilim
Bir sessiz çığlık gibi kırmızı masum narin
Bu ürkek bu al duruş söyle neden bu vazgeçiş
Ne oldu ümitlerine bu ne keder bu ne iç çekiş
Sen ki özgürlük kadar güzelsin, sevgi kadar özgür
O güzel başını uzat göklere, gül güneşlere gül
Kırılma, küsme sen yine bir şiir yaz
Çok değil inan az kaldı az
Bu kadar erken susma biraz bekle
Ağlama, ağlama gül biraz
Ah benim örselenmiş incinmiş karanfilim
Bir sessiz çığlık gibi kırmızı masum narin
Sen ki özgürlük kadar güzelsin, sevgi kadar özgür
O güzel başını uzat göklere, gül güneşlere gül
Kırılma, küsme sen yine bir şiir yaz
Çok değil inan az kaldı az
Bu kadar erken susma biraz bekle
Ağlama, ağlama gül biraz
Mustafa Cecelinin söylediği karanfil şarkısı
Aşkın özgürlükten daha da güzel olduğuna dair yazılan mükemmel anlamlı bir şarkıdır.
Gemiler adlı şarkısının nakaratında sesinin teneke gibi çıkması onu sevmeme nedenler arasındadır. Ve samimiyeti cesareti. Yılışık insanı sinir eden gazetecilerin tek başına hakkından gelebilecek güçte olması. Seviyorum be abi bu adamı dostum benim ya.
Git diyen kişiye farkında, istemeden olmadan yük olmuştur. Kendisine göre herşey güzel gidiyordur ama bir an da gitmesi istenince hayalleri başına yıkılır, kurduğu umut köprüsü bir anda bataklığa dönüşüvermiştir. Sorgusuz sualsiz gidilmesi istenmişse tabi ki sorgusuz sualsiz gitmek zorunda kalır. sadece git diye kesin bir kelime duymak gitmeyi gerektirir kesin olarak. Ve bu tür erkekler, sahibi tarafında sokağa atılan bir kedinin sahibi gözden kayboluncaya kadar arkasından uzun uzun bakması gibidir. Ve emin olun sevdiğinden sevgisini yüreğine basa basa gider. Saygılarımla...