yıllardır süren dincilerle cumhuriyetçi geçinen memur kitlesinin tartışmasında sözde cumhuriyeti koruyanların devamlı olarak savunduğu düşünce.
bu çatışma türkiyeyi öyle bir alçaltmatadır ki sırf bu yüzden bile birçok genç atatürkü uzaylı falan olarak görmektedir.
bu memur zihniyetine karşı da dinciler de atatürkü hep kafir olarak görmüşlerdir.hani rakı içiyo ya,tango yapabailip de kafirler gibi giyiniyor ya,ondan.
daha fazla lafı uzatıp agresifleşek boşuna.ben en iyisi sizi bu konunun uzmanı olan yazarımız engin ardıçla başbaşa bırakayım.kendisi daha dünkü yazısında bu konuya değinmişti,ama arada sırada pek çok yazısında da türkiyenin bu çelişkisine değinmiştir.dünkü yazısının linki:http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=50884,10,2
bu konu hakkında engin ardıçın daha çok yazısını okumak isteyen bana özel msj yoluyla da ulaşabilir.arşivimde varsa yollarım.maksat türk gençliğine olayları biraz daha iyi kavratabilmek sadece.
ayrıca emre aközün de bu konuda ufak tefek bir sürü yazısını okumuşluğum vardır da arşivini tutmaya üşendim vallahi.bu iki yazarın da atatürk hakkındaki görüşleri benzer olduğundan diğerini niye kaçırdım diye üzülmeyin derim ben.
pkk nın aslında kişiliksiz bir örgüt olduğunu,yani sadece türkiye düşmanı bir köpek olduğunu ve kim ona yem verirse onun adına türkiyeyi ısıracağını bilenlerin fantaziden den de öte gittiğini de bildiği bir düşünce.evet,artık pkk öyle bir boyutta kontrolden çıkmıştır ki bir zamanlar kedisini yoktan var eden amerikaya karşı bile ayaklanır olmuştur zaman zaman.çünkü bazen başkaları pkk ya gereğinden fazla değer verip te amerikayı da vur amerikayı da vur diye paralar saçmışlardır etrafa. (bkz: suriye)
ama bunlar pkk nın çapını bilemediklerinden,pkk yı oluşturan gücün de abd olduklarını unuttuklarından saçtıkları paralar boşa gitmiştir.bugün de devlet başkanlarının 1.5 saatlik işi vardır zaten.amerikan başkanı izin versin öldürülmesine,bakın bakalım2 saat sonra bu adam canlı mı ölü mü?
işte pkk da böyle çapsız,para peşinde koşan aptallar topluluğudur.
yani kısaca herkes şunda iyi para var bunda iyi para var derken apo da "bölücülükte iyi para var" diyerek bu işi seçmiştir.
hakkaten de iyi para vardır.çünkü krucusu bugün yakalanmış olsa da her gün 2 saat spor yapmakta 3 öğün yemeğini yemekte,villalarda yaşamakta ve günde 4 saat te tv izleme akkına sahiptir.
ha kapısının önünde 2 jandarma eri vardır,o da tutuklu olduğunun simgesi canım,çok takmayın siz!
ölmeden önce kafayı sıyırmış büyük satranççı.hayatını zaten yukarda uzun uzun yazmış arkadaş ta ben orda olmayan bir iki şey yazayım dedim:
bu adam yıllarca uğraşmasının didinmesinin vs.nin ardından 1894'te lasker e yenilnce dumur olur ve onun isteği üzerine 1896 da birdaha maç yaparlar;bu sefer daha kötü yenilir ve uğruna hayatını harcadığı bu sporun ona ihanet ettiğini görerek delirir.
bundan sonra tanrının kendisine satranç taşlarıyla birşeyler fısıldadığını,satranç taşlarını dokunmadan hareket ettirebileceğini filan savunur.en sonunda karısı bunu bir tımarhaneye tıkar ve adamcağız orda ölür.
kendisi satrancı bir spor yapan ve satranç dünyasını ilk defa birleştirebilecek kadar da iyi satranç oynayan birisidir.nitekim ilk resmi dünya şampiyonudur da.önünde saygıyla eğilmek gerekir.
meraklısına not:ispanyol açılışının hastasıdır,bir çok oyununda kullanmıştır.
savin me şarkıları kesinlikle dinlenmesi * gereken güzel,hoş bir grup.
evet,hep birbirinin benzer şeyler yapıyorlar.zaten yukardaki 3 şarkıyı dinleyip hayran kaldıktan sonra hadi diğer şarkılarını da indireyim diyebilirsiniz.
buldukları fort fırsatlarını genelde kaçırmayan;sokakta,evde,okulda,perili köşkte fortlayan ve laf atan gereksiz insan topluluğu.biran önce sokaklardan toplanıp,ıssız bir adaya bırakılmaları rica olunur.
serdar turgutun 18.08.2006 tarihli yazısında blogging'in önemini belirtirken türkiyeden tek adres olarak ekşiyi gösterip,uludağ sözlüğü iplememesi olayıdır.
"Bizde de ekşi sözlük ülkede yaşananların bireyde bıraktığı izlerin, duyguların en iyi ortaya konulduğu bir site olmaya devam ediyor. Bu arada ekşi sözlük'ün ingilizcesi Sourtimes'ı da çok tuttuğumu ve bunun günümüz gerçekliğini en iyi anlatan laf olduğunu da belirtmeden geçemeyeceğim."
ve serdar turgut ta bu son demeciyle uludağ sözlüğü takmamış,bir kağıt parçası gibi buruşturup atmış,bizi de eşekbaşı yerine koymuştur.afferim ona.şuan hakkaten eşek başı gibi duruyoruz zaten.
hiç itiraz etmem ben şahsen öyle "tamam biz klonuz da sözlük değil miyiz" "klon da olsa sözlük sözlüktür" "yazıklar olsun hakkında bi sayfa yazı yazdım seni benim sözlüğümü ipleme;olacak iş mi kardeşim" tarzı şeylerle.
bir sözlüğün gelişmesi ve kalitesinin artması zamanla olur zaten.ekşi de gökten zembille inmedi sonuçta.ki ben bi tatile gittim geldim sözlük 15 günde bi gömlek yükselmiş vallahi.
olur olur,bugün bizi iplemeyenler yarın elimize düşer tabi.***
serdar turgut'un damarlarında kan yerine rakı aktığını savundduğu babası. babasının hesaplarına göre kendisi hayatı boyunca 16 ton rakı içmiştir ve yeni hedefi de bunu 19,5 tona çıkarmaktır.ha niye 20 değil,bilemiorm kapasitesi yetmez diye düşünmüş heralde.
ayrıca kendisi saatlerce gözlerini kırpmadan öylece kalakalıp sabit bakabilme özelliğine sahiptir ve bu serdar turgutun dediğine göre son derece sinir edici birşeydir.
ki kendisini de sırf böyle gıcık gıcık baktığından dolayı gençliğinde durup dururken döven bisürü insan varmış.kendisi ilk başlarda anlamalandıramıyomuş bunu ama birgün aynanın karşısına geçip te kendisine uzun bakınca onu dövenlerin haklı olduğunu farketmiş.o günden beri de dövenlere ses çıkarmıyomuş,aksine hak bile veriodur şimdilerde heralde.
ayrıca yine serdar turgutun bir yazısında yazdığına göre serdar turgutun tv sinin uzaktan kumandasını bozarak oğlunu çıldırma nokasına getirmiş;hele hele o sabit bakışlarıyla da çileden çıkarmıştır.
eğer klasik türk insanı gibi yetiştirilip küçükken kuran kursuna falan gidip inançlı inançlı büyüyüp;sonra da büyük şehirde yaşamaya başlayıp ta bir yandan da genel kültürünüzü arttırırken bakmışsınız birden komünist olmuşsunuz.
çünkü bu olay böyle birşeydir.eğer ideallere inanmak istiyorsanız daha küçük yaşta inancın ne demek olduğu size aşılanmalıdır.e bu da ideoloji aşılaması olamayacağına göre geriye tek seçenek kalmaktadır:din.
ha bunun da öyle çok baskıcı olmasıa gerek yok ha,kalbinize biraz iman,biraz inanç,biraz saflık girdiğinde zaten artık herşeye inanmaya meyilli hale gelirsiniz.yani inancın ve bunun getirdiği birlikteliğin zevkini tattığınızdan gençlikte de bu zevki tekrar ve bu defa "daha entelce" yaşamak isteyebilirsiniz.
ha bu istek ne zaman çıkar,etrafınızda da sizin gibi insanlar olunca.şimdi 2006 yılında kimse 80 lerin gençliğinin bir daha hortlayabileceğini düşünmesin.çünkü artık o tür şeyler "mallık" olarak adlandırılıyor.
ha,bu sırada paylaşacağınız ideolojinin hiç önemi yoktur.önemli olan bu rejimde "kardeş","yoldaş" gibi kavramların bulunmasıdır.ayrıca kendine führer ya da vojd diyen bir önder de şart tabi.(vojd:stalin,führer:hitler oluyor.bilmeyenlere duyurulur.)
e olaya bu açıdan bakınca komünizm ya da faşizm hakkında nerdeyse hiç objektif fikre sahip olacak kadar okumamış,okuduysa da alt tarafı bir iki kardeşlik mavalı yazan kıytırık dergi okumuş ve aydın geçinen insan toplulukları oluşmuştur zaman zaman.ki bunlarda her zaman azınlık olmuşlardır.
almanyanın nazileri de,rusların bolşevikleri de iktidara geldikleri zaman azınlıktılar.
oy oranları yüzde 10 u geçemiyordu;mecliste nerdeyse söz sahibi bile değildiler.
ama zorla iktidara geldikten sonra insanlara ve özellikle gençlere ideolojilerinin karanlık yanlarını o kadar iyi örtbas edip "kardeşiz biz hadi çayırlara çıkalım,yobaz dincilere ölüm,hadi vatan kurtaralım"tarzı fikirleri o kadar iyi cilaladılar ki türkiyede askeri darbe olmasa komünistler dincilerin anasını ağlatırdı;devrimler iktidar bile olurdular.tıpkı rusyada olduğu gibi.
e şimdi karşılaştırın bakalım birbirinden 180 derece ters olan bu iki rejimi;bir fark görebiliyormusunuz?zamanın komünistleri de faşistleri de aynı duyguyla ve düşünce yapısıyla birbirlerine bağlandıklarına göre fark nedir bu iki rejim arasında?zamanın komünistleri ve faşistleri düşünmüşlermidir acaba hiç bu konu hakkında?
sadece faşistler komünistlerin biraz yahudi alerjisi olan cinsi.öyle mi?
bu arada 80 gençliğinin yaptıkları ve komünist ideolojisi doğru mudur derseniz cevabım da nettir:kesinlikle hayır.bu gençlik ideoloji hakkında hiçbir şey okumadan adece türkiyedeki komünizm'i sıçıp batırmışlardır.kimse kusura bakmasın.
ama bu insanlar en azından birşeylere inanıyorlar,birşeyleri kurtarmak için mücadele ediyorlardı.
evet şimdinin gençliği 80 lerin gençliğine göre daha zeki ve daha uyanıktır.ama bu zekasını kendi ideolojilerini kurmak,ya da geleceğin aydınları olabilmek için çok okumak yerine boş ve pısırık işlerle geçirmektedir.
ne acı!tam da bir zamanlar abd nin hayal ettiği gibi!
şimdi bu entry'i okuyanlar bunu verdiği eziklikle chp gençlik kollarına falan da üye olurlar heralde.olsunlar.gereksiz yaşamları daha da gereksizleşir böylece.
siz şimdi oturun,i-podunuzdan güzel şarkılar dinleyin;bu arada da akp çaktırmadan ülkeyi yavaş yavaş satsın,e mi.
(bkz: bor madenlerinin 40 milyon dolar gibi kıytırık bir paraya satılması)
1840-1902 yılları arası yaşamış natüralist edebiyat akımının öncüsü.emile zola her zaman bilmin artık sanatın içine girmesi gerektiğini söylemiştir.şimdi ne alaka diyebilirsiniz.hemen açıklayayım:artık gelişen * bilim,insanların ve insan kitlelerinin hangi durum karşısında nasıl tepki vereceğini tesbit edebilmek için en iyi araçtır.çünkü yapılan deneylerde filan insanlar hangi durumda ne tepki verirler yavaş yavaş anlaşılmıştır.bizim emile de her zaman deneysel edebiyattan yana olup yazarların da hem bilimden yararlanmasını hem de kendilerinin bilim üretmesini savunmuş,kendisi de öyle yapmıştır.zira kendisinin yanında devamlı taşıdığı bir not defteri varmış ve enteresan bulduğu olayları ve insanların tepkilerini mutlaka not edermiş.yani aslında doğada zaman içinde gerçekleşen bu deneyleri o da not ederek bir anlamda hakikaten bilim yapmış yani adam.
ayrıca kendisi her daim insan iradesinin güçsüzlüğünü,insanı şekillendirenin içinde bulunduğu çevre olduğunu iddia etmiş;kitaplarında da bunu kanıtlamaya çalışmıştır.
ama fikrimi sorarsanız bunu insanı o kadar bayağılaştırmadan yapmıştır ki nerdeyse iradenin gücünü kabul etme noktasına gelmiştir.ama bu inceliği ve uçluğu yaratabildiği için natüralist akımın en iyisi ve gelmiş geçmiş yazarların da en iyilerinden birisi olma payesine erişmiştir.
her ne kadar natüralizm çok karamsar ve basit gibi görünse de onu anlamlı hale sokabilen tek yazar işte bu adam olmuştur.
dış ülkelerdeki türk nüfusu bu hızla artmaya devam ederse yakında türkçe olabilir.zira hollandanın türk nüfusunun 2015'te toplam nüfusun 3'te 1'i olacağı söyleniyor.
daha sanayi üretimine geçmeyi bırakın,ülkede dini bir reform bile yapamadığımız için "daha oralara gelmemize çok var" dedirten toplumlar.
bana şimdiki fabrikaları falan göstermeyin.abd bize bi savaş açsın bakın bakalım kaç tane fabrika göreceksiniz.arabalara koyabileceğiniz benzini bırakın tren yolculuğu bile yapamayız.siz hala özgürüz diye geçinin.
yüzyıllar sonra çenesi düşük yalancılar olarak anılacağınızın farkında bile değilsiniz.
tipik türk davranışı.nasıl ki etiyopyadaki türkler umrumuzda değilse elvan abeyylegesse kendi başına uğraşıp başarılı olmaya başlayınca hemen kendi vatandaşımız yapıverdik.bu tür bir çok örnek var.sadece spor alanında da değil bu.
ama hazırcılığa konarak yaşanılamayacağını artık birinin bu memlekete öğretmesi gerekiyor.sonra niyebz gelişemiyoruz avrupa gibi olamıyoruz diye sızlarız böyle.bekleyelim,bekleyelim belki oluruz.
her sözlükte olması gereken ama sadece numune olarak kalması gereken grup.sadece bilgi içerikli sözlük olamayacağı gibi sadece abaza muhabbeti yapılması da bir sözlüğü batırabilir.en iyisi ikisinin dengeli bir karışımı.
çağı yakalayamamış eskiden atatürk ü birkaç kere gördü diye solcu ve laik geçinenlerden biraz daha saf birisinin söyleyebileceği bir söz.buralar dediği yer hakkında ise en küçük bir fikrim yok.her yeri gösterebilir mazallah.