mersin'in farketmez tezahuratına yapılan bir uyarlama. karşıyaka çarşı'dan
dün gece ağlayarak baktım yine resmine
lanet ettim sensiz dört bir mevsime
acımadın hem bana hem kendine
bekledim bir kez olsun aramanı bekledim
her doğan gün yollarını gözledim
her nedense ben seni çok özledim
o günler hayal kurup güldüğümüz o günler
yalan oldu en tertemiz bugünler
hayat senle güzel sensiz müptezel
"yılın en iyi albümü ve yılın en iyi şarkısı dahil olmak üzere 5 dalda grammy ödülü kazanan, son yılların en heyecan verici sanatçısı amy winehouse'un ingiltere'de ki en başarılı tribute'u marie,3 konser vermek üzere türkiye'ye geliyor.
eşi bulunmaz sesinin yanında sansasyonel yaşantısıyla da gündemden hiç düşmeyen sanatçının tribute konseri;
22 ocak ankara dib sahne,
23 ocak izmir punta,
24 ocak istanbul studio live junior'da gerçekleşecek.
amy winehouse'un müzik tarihinde şimdiden yerini alan, back to black, you know i'm no good, valerie, rehab gibi hitlerinin yanı sıra diğer amy winehouse şarkılarını canlı dinlemek isteyenleri bekliyoruz. ayrıntılı bilgi için, yetkin.sal@bjorganizasyon.com"
manchesterlı dahi prodüktör, ses manyağı, madchester united'ın forveti. oldukça kırık olduğu, sessizliği kaydettiği, sürekli 2 genç mühendisle sabahlara kadar oturup aklındaki sese uygun aletler yaptırttığı söylenir. 91 yılında vefat etti.
istanbul ve izmir'den sonra, bursa q plus'ta düzenlenecek parti.
"METALLICA "DEATH MAGNETIC"
RESMI ALBUM TANITIM GECESI
OLAY FM & ORION TURK KATKILARIYLA..............
Q PLUS @ BURSA
LIVE: THE SUSPECT
DJ NEU & DJ YETKiN SAL
Metallica'nın "köklerine dönüş" diye nitelendirelen ve uzun bir süre sonra kendisini dünya'nın bir çok yerinde listelerde bir numaraya taşıyan "Death Magnetic" albümünün resmi tanıtım partisi 8.Ekim.Çarşamba Q PLUS'ta...
Partide ilk 50 kişiye çok az sayıda basılmış özel, "Metallica Showreel 2008" videosu da dağıtılacak.
Bu gecenin müzikleri Dj Neu ve Yetkin Sal'dan.
Live: The Suspect Band
"Adrenalin starts to flow"
BURSA EVENT GROUP
506 649 51 41
535 681 63 16
224 234 77 76
506 948 96 96"
yıllardır bir kısım yobazın dilinde dolandırdığı muhteşem demagoji ve üste çıkma lafı. tartışmanın en can alıcı yerinde, savunduğu şeyin şeriat olduğunu itiraf eden yobazın bir dakika sonra, " sen şeriat ne demek biliyor musun, islam hukuku" demek diyip kendine taraftar toplama ve saf inançları islam hukuku diyerek kandırma çabasını ifade eder.
halbuki onların dediği şeriat, bir nevi araplaşma, vinçlerde adam sallama, kadınları ücra köşelere kapatma ve tabii ki 4 karı, aykırı olan herşeyi şeytan diye nitelendirmedir. onlar ne gerçek islamla ne de inançla ilgililer, ceplerini doldurduktan sonra sapıklıklarını tatmin etme yolundalar.
su anda ne yaptığını bilmediğim ama benim deli metalcilik dönemlerinde farklı türlerle de tanışmamı sağlamış, o dönemde non serviam ve blue jean'de yazılar yazan kişi.
dün, dergileri karıştırırken, kendisinin joy divison yazısını tekrar okudum, o zamanlardan daha kötü geldi ama 8 sene geçmiş aradan, olsun o kadar.
yıllarca coeur a coeur (coeur = kalp) zannettiğim ama meğerse corps a corps (vucut) olan frenkçe'den türkçe'ye birebir geçmiş kalıp. dişe diş gibi yoğun mücadeleleri anlatmakta kullanılır.
sevgilinin bilgisayarina keylogger koymakden farklı olarak, hem özel hayata saygısız, hem güvensiz hem de sapık karakterli patronun yaptığı iş. aynı zamanda saatlerdir iloya bakmama neden olan olay.
aslında gerçek olmayan, ama medyanın gazı dolayısıyla sanki bir olguymuş veya mecburiyetmiş gibi gösterilen şey. ramazan'ın özelliği nefis terbiyesidir, nefsini terbiye eden insan da, iftar'da aslında evde o an ne varsa onu yer. ramazan için özel abur cubur alışverişi yapmak, tüketim toplumunun körüklediği birşeydir, ne maneviyatla, ne de ramazan ayının yarattığı veya inananların içinde yaratması gerektiği ruhani havayla bağdaşır.
new yorkun underboss'u. carmine lupertazzi'nin ölümünün ardından little carmine ile iktidar kavgasına girmiş, kazandıktan hemen sonra da muhbir yardımlarıyla rico davası için hapse atılmıştır. o hapisteyken, phil leotardo geçmiştir başa.
new york'ta ki en sağlam mafya çetesi olan lupertazzi'nin başı olan oldschool sopranos karakteri. tony'e oğlum olmanı isterdim diyen ama genel olarak new jersey tayfasını pek tutmayan ve pek saygı duymayan, akıllı ve kurnaz mafya lideri.
tony'e
"a don doesn't wear shorts" diyerek verdiği ayar da akıllarda.
hakkatten tam bir orospu çocuğu sopranos karakteri. bir sürü orospu çocukluğunun (jackie jr'u öldürme, georgie ile gladyatörcülük oynama, 20 yaşında bir kızı yumruklarla öldürme, saçma sapan şakalar gibi) üstüne, pie-o-my adlı atın ahırını yaktırdığından dolayı, evinde tony tarafından çıplak ellerle öldürülmüştür.
patsy lakaplı, parisi ikiz kardeşlerinin ufak olanı. abisinin tony tarafından öldürüldüğünü bilinmesine rağmen, aileye sadık kalmış, çok önemli görevler almıştır. avukat olan oğlu, muhtemelen meadow ile evlenecekken dizi bitmiştir.
feech la manna mafya ailesinin bir üyesi olan, italya'dan tony soprano tarafından aileye sokulmuş karakter. italyan olmasından dolayı, saygı görmüş ve hızlı yükselmiştir. carmela ona, o carmela'ya aşık olmuş, tony'i öldürmek istemiş ama yapamamış bu yüzden italya'ya dönüp ortalıktan kaybolmuştur.
little paulie lakaplı sopranos karakteri. walnuts'ın yeğeni olmasıyla torpillidir, paulie hapisteyken onun gözü ve kulağı olmuştur. en komik sahnesi, benny fazio ile beraber, tony'nin teknesiyle, tony'nin sorun yaşadığı sahildeki evin önüne tekneyle gelip sabaha kadar hayvan gibi sistemle dean martin çaldıkları sahnedir. son sezonda, christopher moltisanti tarafından pencereden aşağı atılmış ama hayatta kalmıştır.
benny fazio, kredi kartı hileleri hurda gibi ufak tefek işler kovalayan, ailenin tetikçiliğini de yapan sopranos karakteri. christopher moltisanti'nin tayfasıdır.
big pussy lakaplı, tony'nin çok yakın arkadaşı ve oğlunun vaftiz babası olmasına rağmen fbi'a muhbir olmuş, bu yüzden hakettiği cezayı 14*3 kurşun yedikten sonra denizin dibini boylayarak almış sopranos karakteri.
mikey "grab bag" palmice. junior'ın şöförü olarak başlayıp, consigliere'ye yükselmiş gıcık adam. juniorın capolarının green groove da toplandıklarını öğrenmesinin ardından, tony'i öldürmesi için görevlendirdiği adam. başaramadı, chris ve paulie tarafından jogging yaparken öldürüldü.
corrado "junior" soprano. kanseri bile yenmiş, aslında ailenin esas patronu. tony ile çoğu zaman anlaşamasalar da, kritik zamanlarda tony'e çok güzel nasihatlar vermiş tatlı adam. 3. sezonun sonunda, jackie jr. 'ın cenazesi sonrası, vesuvio'da söylediği cuore ingrata dizinin en güzel sahnelerinden biridir. tony'i delirip vurduktan sonra, bir belediye bakımevinde bunak bir şekilde ölümü beklemiştir.
sopranosda, tony ve richie aprile ile çocukluk arkadaşı olan, sopranos ailesinin consiglieri'si. bada bing adında striptiz kulübü işletir, tony vurulup hastaneye yattığında, işleri organize eden de odur. dizinin son bölümünde, vurulmuş hastanede yatıyor vaziyette dizi bitmiştir.
ayrıca, godfather taklitleri muhteşemdir, dizinin en neşeli sahnelerinde kesinlikle bu adam vardır.
nazım hikmetin havana gezisinin dönüşünde, havana'yı, insanları, devrim'i ve tabii ki dünyayı anlattığı şiir.
kendisi çok uzun bir şiirdir ve nazım'ın son şiirlerindendir. röportaj tekniğiyle yazılmıştır, nazımın küba seyaheti belgeselinde kendi sesinden dinleyebilirsiniz.
küba kıyıları koylarıyla göründü
koylar gümüş leğenler gibi yanyana dizili
küba koylarının suları rahattır
ve bütün denizlerde yüzen bütün gemileri aynı gün aynı gece barındırabilir
biliyorum, bir cennet yemişidir küba adası, meksika körfezinin sepetinde
yılan yoktur küba'da, akrepleri de avulu değil
vahşi hayvan da yok
sapata bataklıklarında ki timsahları saymazsan, boyları da 7 metreye kadar
arkalarına geçip sopayı indirdin mi işleri tamam
bir de köpekbalıkları, cohinar kayalıklarında
bir portakal çekirdeği atarsın terli sıcak toprağına sabahleyin küba'nın
bir portakal bahçesi bulursun akşamüstü
...
hikâye insanoğlu üstüne
insanoğlunun gençliği
umutları üstüne
hikâyeyi benden güzel anlattılar
benden güzel anlatacaklar
hikâyeyi dost düşman işitmeyen kalmadı
batista kulluğundaydı şahmeran'ın
şekerkamisi milyonerlerinin
yankisinin de yerlisinin de
ve tütün ve kahve milyonerlerinin
yankisinin de yerlisinin de
ve tanklı uçakli elli binlik bir ordunun
ve de yiğitleri hadım ettikten
ve de gözlerini oyduktan sonra döve döve öldüren kışlaların
ve önlerinde sırtüstü cesetler çürüyen karakol kapılarının
ve her gece karakol duvarlarını yırtıp dışarı firlayarak sıcak karanlıklarda kanlı kuşlar gibi çırpınan çığlıkların
ve frankist papazların
ve kumarhanelerin
ve de eroin toptancılarının
ve gangsterlerin
yankisinin de yerlisinin de
ve orospuların yalnız bir havana'da on beş bin
ve karaya vurmus bir köpek balığı gibi çürüyenin
ve baygın ağır çiçek kokularıyla karışık leş kokusunun generali batista tümü altı milyon nüfusunun dört milyonu aç ve
ve yüz bini verem
ve yankilere son on yılda bir milyar dolardan çok kâr getiren küba'da
birleşik amerika devletleri elçisinin
birleşik amerika devletleri kara hava ve deniz kuvvetlerinin
birleşik amerika devletleri dolarının yıllardır kulluğundaydı
956'nin kasımında
fidel de içlerinde
82 kişi granma gemisinden denize indi
956'nın kasımında küba kıyılarına sokulan granma gemisinden denize inip yarı bellerine
kadar suya gömülü
ve silâhlarını başlarının üstüne tutarak
ve ansızın
ve bir anda açılan top ve mitralyöz ateşi altında karaya çıktı
ve karanlıkları polis köpekleri gibi koklayan araştıran ışıldaklardan sakınarak
ve sarıldınız teslim olun seslerini
ve iri kurbagaları çigneyip bataklıklara
ve şekerkamışı tarlalarına dalarak
ve palmiyelerle hindistancevizi agaçlarının ardı sıra tepeleri tırmananlar
sierra dağinda buluştu
fidel de içlerinde 82'nin 12'si sağ kalmıştı
fidel de içlerinde 12 kişiydiler 56'nın kasımında
fidel de içlerinde 150 kişiydiler aralığında 56'nın
fidel de içlerinde 500 kişiydiler şubatında 57'nin
fidel de içlerinde 1000 oldular 5000 oldular
fidel de içlerinde
fidel de içlerinde bir milyon yüz milyon bütün insanlık oldular
yıktılar batista'yı 959'un ocağında
ve 50 binlik orduyu
ve şekerkamışı milyonerlerini
yerlisini de yankisini de
ve tütün ve kahve milyonerlerinin
yerlisini de yankisini de
ve kışlaları
ve önlerinde cesetler çürüyen karakolları
ve eroin toptancılarını
ve kumarhaneleri
ve birleşik amerika devletleri hava deniz ve kara kuvvetlerini
ve birleşik amerika devletleri dolarını
ve küba'nın havasında ağır çiçek kokularına karışık leş kokusu dağıldı
yani birleşik amerika devletleri korkusu
...
dolaşıyorum havana sokaklarında
asfaltla ağaçları birbirine karıştıyorum
otomobillerle asfaltı birbirinden ayırt etmek olmuyor
yağmurla güneşi, akbulutlarla masmavi yüzme havuzlarını
kadınlarla yemişleri birbirine karıştırıyorum
çocuk bahçeleriyle hürriyeti
hürriyetle bu şehrin insanlarını birbirinden ayırt etmek olmuyor
köylü analarla cumhurbaşkanı sarayını birbirine karıştırıyorum
jose marti'nin anıtları heykelleri düşleriyle fidel'in fotoğraflarını birbirine karıştırıyorum, hele taş basma resimlerini
fidel'le türküleri birbirine karıştırıyorum
enternasyonel marşıyla ça ça ça ile conga'yla fidel'i
17. yy civarında yaşadığı söylenen, bektaşi derviş. türkiye'de en çok bilinen eseri, melamet hırkasıdır. anadolu'da islamın nasıl yaşandığına güzel bir örnektir.
"
gah giderim medreseye
ders okurum hak için
gah giderim meyhaneye
dem çekerim kime ne
sofular haram demişler
bu aşkın şarabına
ben daldırır ben içerim
günah benim kime ne"