Biyoloji hocamız kalp kapakçıklarını inceleyeceğiz. kasaptan parasıyla gidip kalp getirecek var mı diye sorunca görev aşkıyla ben tamam yaparım dedim.
gittim kasapla konuştum. bir tane kalp verdi. derste inceledik. bu arada ben de parasını topladım. 1 kg et parasıydı. kasaba geri götürdüm. ete baktı. iyi bunu çok fazla parçalamamışsınız, geri alırım dedi.
topladığım paraları napacaktım. şeytan beni dürttü. kasabın bedavaya verdiğini kimseye söylemedim. bizim arkadaşla beraber bir hafta öğlen yemeklerinde lokantada çorba içtik. kalan paraya da her gün birer saat bilardo oynamıştık.
tabii bu kolay para sonraki kolay paranın yolunu açıyormuş. bu dolandırıcılar neden böyle devam ediyorlar diye düşünürdüm. cevabını bulmuştum. bütün parasal işlere atlayacaktım. çalışkan öğrenci olduğum için de kimse şüphelenmeyecekti.
Hocamız kitabın gelmediğini sınıf adına birinin fotokopi çektirmeyi üstlenmesi gerektiğini söyledi bir arkadaşımı işaret etti. bu benimle öğlen çorba yemeye gelen arkadaştı. kabul etmeyecek gibi oldu hemen dürttüm al görevi ben senin yerine yaparım dedim.
mecburen aldı.
kırtasiyeciyle pazarlık ettim. kitap başına 25 kuruş gibi bir hasılat kalıyordu ki bilardonun saati o zaman 60 kuruştu. 30 kişiden hesap edin vurgunu.
gözlerim açılmıştı öğrenci başına geçinmenin yolunu bulmuştum ama okul bitiverdi. çünkü bu vurgunları son sınıfta yapabilmiştim...
örnek gösterelim. sol gazetelerden en meşhurlarından birisi evrensel. http://www.evrensel.net/h...-2-cocugunu-agir-yaraladi
polisi olay yerinde gören olmamasına rağmen polis hamile kadını öldürdü yazmış. altına da kaymakamın o bölgede polis operasyonu yok demesine rağmen.
ortalığı velveleye verdiler. nusaybin'de katliam var diye. hastaneye götürülen ölü şarapnel parçalarıyla ölmüş yani el yapımı bomba dediğimiz eyp ile.
bir anda sesleri solukları kesildi.
hümanistlikleri bir anda bitiverdi. sabah romantik romantik yaktıkları ağıtlar bir anda ya balistik incelemeye gönderilmeliye döndü.
aynı adam balistik incelemeyi de kabul etmiyordu zamanında...
haberin başlığı değiişmiş. sabah polis kadını öldürdü diyordu sonra haberin başlığı anne katledildi olmuş... http://www.evrensel.net/h...amp;at_pos=0&at_tot=1
hamit altıntop olayının çalım olduğunu iddia etmek için geri zekalı olmak gerekir. fenerbahçe geçtiğimiz hafta boyunca hamit ile ilgilenirken gs'lilerden ses soluk çıkmıyor bildiğimiz top esprilerini yapıyorlardı. fenerbahçe hamit transferini kapattığını belirtir belirtmez cincon devreye girdi. burak yılmaz da ancak trabzonspor'a çalım atmış oldu. trabzon kayserispor'Un yaptığını yapamadı.
ayrıca örnek bir cinconlu ve hamit hikayesi. https://galeri.uludagsozluk.com/r/294929/+
ekleme: ilk entry silinmiş. başlık başa kalmış.
özellikle ünlüler camiasında revaç bulmuş anne tipidir bunlar.
bunlar ilk defa bebek sahibi olmalarına rağmen konunun uzmanıymış gibi yazılar yazarlar, röportajlar verirler, medyada ahkam keserler.
bir de verdikleri örnekler var ki abartılarının kendilerini ne kadar gülünç durumlara düşürdüklerini gösterir.
sibel arna gül gölge
not: gül gölge evini değiştirdikten sonra çocuğunu psikologa götürdüğünü psikolojisinin düzeldiği gibi bir şeyler anlatmıştı.
bizim 6 tane pırlanta gibi çocuğu olan hacer ninemizin yaptığı da annelik mi bunların yanında. ömrü boyunca kaç tane ev değiştirdiği bilinmiyor. ne hikmetse oğulları bu kadar "ev taşımayla" seri katil olmamış.
1994-95 sezonunda çalıştırıp gönderip 2001-2002 sezonunda tekrar çağıran jimlastikçilerin de sık sık dile getirdiği şenlik.
bir de fatih terim için gs'Lilerin yaptığı var ki o da dillere destan.
demek ki neymiş her takımda böyle şeyler olabiliyormuş.
--spoiler--
Eyüp'te dolaşırken başı kapalı bir kadın Kemal Bey'e seslendi. Kemal Bey görmüyor tabii. Sonra bağırarak, 'Kemal Bey, Kemal Bey, bana elini uzat, kafama bakma' dedi. Ne kadar üzücü bir durum. Bu anlayışın yıkılması lazım.
--spoiler--
gürsel tekin'in karşılaştığı,bir içler acısı durumu özetleyen hitap. yıllarca "bizden olmayan" körlüğüyle yaşadık.