dört yıl o halk otobüslerinde konserve gibi tıkış tıkış gittim üniversiteye eğer şimdi arabam varsa koltuk sayısının iki üç katı yolcu alan halk otobüsü işletme zihniyetine borçluyum.
gönül muhabbet ister kahve bahanedir, sipariş verilirken garsona çekirdek mi sorusu sorulur ne yapacaksın kahve çekirdek mi değilmi iç kahveni et muhabbetini
harmandalı bilen arkadaşlarla önceden prova yapılmışsa, orkestra da güzel çalışyorsa, bir iki dakika içinde tüm davetlileri etkileyecek bir performans sergiler ve alkışları toplarsınız, siz oynarken kaç kişi aklından bunların yerinde ben de olsam diye geçirecektir yapmanız gereken ya halk oyunu kursuna yazılamak ya da halk oyunu videoları ile adımları öğrenmek.
doğduğun büyüdüğün içindir, ve babam emekli olup burdaki evi satıp memlekete yerleşince ankara ile hiç bir bağımız kalmayacak düşüncesi şimdiden korkutur beni.
arkadaş bu yıla kadar sorun yoktuda, artık torun torbaya karışınca üst komşumuz, torunlarda yürümek yerine koşarak oynamayı tercih ettikleri için şu anda bu başlığa yazmama sebep oldular, utanmasam bir torba saman alıp, teyzeciğim at çiftliği mi açtınız evde hayırlı olsun diyeceğim.
okulda göreve başladıktan sonra okul personelinin ve okulun bilgisayarlarıyla ilgilenmekten öğrencileriyle ilgilenmeye fırsat bulamayacak öğretmen adayı, demedi demeyin.
itiraf ediyorum
bazen sizi dinlemiyorum dinliyor gibi yapıyorum.
suratı asık insanlardan nefret ediyorum, tebessüm et biraz arkadaşım dünyanın yükü sendemi?
7 8 günlük ev kirasını isteyen ev sahibinden nefret ediyorum lan 2 yıl evinde oturduk, taşınırken uğurlamaya gelirken 7 8 günlük kiranız var denirmi hiç.
benim okuduğum bölümü beğenmeyip ay bizim çocuğumuz tıp okuyacak, ay benim çocuğum hukuk okuycak, pdr okuyacak diyen aileler ben salaktım o yüzden beni o istediğiniz bölümlere almadılar benim tamamen fiziksel özelliklerime bakarak bu bölüme aldılar, senin çocuğun gözünde hiç onları olacak göz yok benim okulun kapısının önünden bile geçemez, bekleyelim ve görelim diyordum, tabi içimden, ve gel zaman git zaman dediğim çıkar okulun kapısının önünü bırakın il sınırlarına bile giremezler.
kitap okuma zamanımı şu an sözlükte geçiriyorum.
ders işlememek için öğretmene, öğretmenim siz şöyle iyisiniz böyle iyisiniz, sesiniz çok güzel bir türkü söyleyin dinleyelim, o kadar iyi ders anlatıyorsunuz ki bugün işlemesekte telafisini yaparsınız, cümleleri bizden gelirken, öğretmenden gelen muhteşem cevapla susarız, gençler bu kadar iyi özelliği olan biri gaza gelmez dimi?
ismail abi gemiyi beklerken mecnun ile birbirlerine bağırıyorlarya her izleyişte arkadaş şöyle ağız dolusu bağırabileceğim bir arkdaşım olsa pek güzel olur diye aklımdan geçer, ismail abi o gemi bir gün gelecek.
geçen aylarda izledim ve kasadaki kitabın içindene yerleştirilen taş çekicini görünce, yıllar önce kurtlar vadisinde kitabın içine gizlenen silah aklıma geldi, bak görüyormusun bu filmden esinlenmişler diye aklımdan geçti.
güler yüzlü tonton çizgi film karakteri gibi neşeli bir matematik öğretmenin olmuşsa ortaokulda ve en iyi öğrenmenin kendi kendine çalışarak öğrenmek olduğunun bilincine varmanızı sağlamışsa matematik vazgeçilmez olur, derken lisede geometri denen dersle tanışılır, x kişisi bütün geometri sorularını çözebilmektedir ve öğretmenden sürekli aferin almaktadır, lan benim x ten neyim eksik deyip, kitapları kuralları soruları masaya yayıp yine kendi kendine öğrenme tekniği ile geometride halledilir. öss de matematik ve geometri den bir iki fire verilir, konu anlatımlı bir kitabı alın açın ilk konuyu anlayana kadar masadan kalmayın, hım bundan dolayı böyle olmuş dediğin an olay bitmiştir konuyla ilgili bol soru çözmeyi unutma) matematiğe aşık oldun hadi başarılar.
"bir kitabı okurken geçen 2 saatin, ömrümün birçok senelerinden daha dolu daha ehemmiyetli olduğunu farkedince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür, yeis içinde kalırım."(ama milyonlarca kişi arasından onunla tanışınca her şey değişir) kitap okurken geçen zamanın çok güzel anlatıldığı ve bir solukta okunacak kitaptır.
