ülkemizde bu kadar sorun varken bir bu mu eksikti denebilir ama şuraya görüşümü yazmak istedim. yurtdışında bazı ülkelerde gördüğüm bir sistem var. trafik ışıklarını yolun karşısına yerleştiriyorlar. böylece özellikle ön sıralarda bekleyenler ışığı görmek için tuhaf pozisyonlara girip boyun tutulması yaşamıyor ve gözü direkt karşıda yani yolda oluyor. yani sürücü pozisyonunu bozmadan ışığı görebiliyor. bu benim tecrübe ettiğim çok basit ama trafikte konforu çok arttıran küçük bir detay. şuraya yazayım da belki bir mucize olur birileri görür.
saygı duyuyorum veganlara. sonuçta insanlar hem etçil hem de otçul beslenen canlılardır ve bunun et ayağından vazgeçmek kolay iş değil. sağlıklı mı yoksa değil mi, o işe girmiyorum ama bazı veganların kendi yaptıkları bu protest davranışı agresif bir şekilde savunmaları bana çok iğreti geliyor. özellikle et yiyenleri katil olmakla suçlamaları filan çok çocuksu ve ergence. her vegan böyle değil tabi. gereksiz öfke gereksiz tepkiyi de beraberinde getirir.
başkentin en büyük kent olması gerektiği gibi bir düşünce var ama öyle olması gerekmiyor. (new york > washington ya da sydney > canberra) istanbul'un başkent olmasını isteyen arkadaşlar, artık öyle birşey olursa zaten ortalama trafik hızı 20km/s olan şehirde artık heryere yürüyerek gideriz.
şimdi benim de içinde bulunduğum muhalif kesim bazen eleştirmek için eleştiriyor sadece. bence bunu bırakın ki akit ve sabah kafasından biraz farkımız olsun. bir vatansever türk olarak uçak yapıyor olmamızdan gurur duyuyorum, evet motor gibi çok önemli eksiklikleri var, evet f35 e kafa tutacak kadar iyi bir uçak olmayacağını da düşünüyorum ama bu işler zaman meselesi ve bir yerden başlamak lazım. zamanında iha / siha için de hep benzer şeyler söylendi, akp yandaşı şirketler desteklendi sadece dendi, öyleydi de ama sonuçta türkiye şu an bu pazarda lider durumda ve umarım böyle devam eder. bence önemli olan başlamak. hee şunu da söylemek gerekir ki insanların bu kadar güvensiz olmasında hükümetin sorumluluğu büyük. verdikleri sözlerin çoğu boş ama bence son 15 yılda ülkenin savunma sanayinin geldiği nokta gayet güzel. yiğidi öldür ama hakkını yeme demişler. daha önce yazdğım bir entry de söylediğim gibi togg mercedes den daha iyi bir araba değil. birisi 5 senedir üretiyor diğeri 150 yıldır. bu gayet doğal ama zamanla iyi bir yönetimle ve doğru kararlarla ona yetişebilir, bu olur mu o ayrı bir soru. kısaca hakkaniyetli olmakta yarar var.
''yok bana bu cihanda'' şarkısını 2 yıl önce çıkmasına karşın bugün ilk defa dinledim ve şarkıya aşık oldum resmen. dinlemediyseniz bu şarkıyı bir kere dinleyin benim için sonra gelip teşekkür edersiniz. sesi de kendisi kadar güzel şarkıcı. umarım daha çok eser üretir.
evet çok tatlıyız ve güzeliz ama yukarıdaki arkadaşın dediği gibi biraz da zoruz. akdeniz kızları zor olur. italyan. ispanyol kızları da zordur tanıdığım kadarıyla. ee biraz da ülkenin kültürel durumu ve yetiştirilme tarzı da bunu besliyor, yapacak birşey yok. bu malzeme ile bu kadar.
leman dergisi önünde kemalistlere ölüm diyen tiplerden farkımız olmalı bizim. bizim ahlakımızın daha iyi olması gerekir ki insanara örnek olalım. kendisini gram sevmem, üzülmedim de ama ölmüş gitmiş artık. eğer öbür dünya varsa ki bence yok günahlarını çeker artık. ailesine akrabalarına sabır diliyorum. başka da diyecek birşeyim yok.
türk milleti için travma olmuş olan olaydır. üzerinden 22 yıl geçmesine rağmen insan unutamıyor bir de arkasından denilen ne notası, müzik notası mı verecez lafını.
yaralanan çiftçi için üzgünüm ama çok komik. düşünün manavgatta tarlada çalışıyorsunuz ve bir aslan gelip saldırıyor size. sanırım bu ülkede herşey mümkün.
hergün oynadığım bulmaca kendimi oldukça geliştirdim ve artık çok zor kategoridekileri rahatça çözüyorum. zor ve üst kategori oyunları çözerken bazı teknikler kullanmanız gerekiyor, bu teknikleri bilmeden çözmek imkansıza yakın ama çözdükçe paternleri daha kolay görebiliyorsunuz. çözemedikleriniz varsa bana mesaj atın yardımcı olurum aşkolar.
saray hizmetcilerinden biri. kendisinden ve onun gibilerden ne kadar nefret etsem de kimse icin umarim ölür ya da acı çeksin diye dileklerde bulunamam ama. onlardan farkımız olsun.
Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. demiştir bu ülkenin kurucusu. Siz merak etmeyin tayyip dahil hepimiz öldükten sonra kemiklerimiz toprağa karıştıktan sonra bile bu ülke var olmaya devam edecektir.
böyle başlıklar açarak kendinizi rezil ediyorsunuz. bu ve benzer başlıklar aslında ne kadar doğru bir yerde durduğumuzu bize gösteriyor. devam edin böyle. daha da saldırın daha da hakaret edin. çok da tın.
bugün yeniden 140 journos un belgesellerini izledim. ağladım gene izlerken o kızlar için. bir adam istanbulun göbeğinde 10.000 yıl ceza alacak kadar suç işliyor ve yıllarca hür şekilde geziyor. bu devletin suçudur, o kızları koruyamadı bu devlet. onca hayat soldu gitti ve yıllar süren travmalar yaşadı ve yaşamaya devam ediyorlar.
bir kemalist olarak şunu söylemek istiyorum, kimin hangi partiye oy verdiği önemli gelmiyor bana. aynı vatanda yaşıyoruz kemalisti, islamcısı, muhafazakarı, ateisti, milliyetçisi olarak. tek önemli şey iyi bir insan mı yoksa değil mi. başkalarına saygılı mı değil mi. bu kadar. yarın birgün biri bu ülkeye saldırırsa aynı cephede savaşarak öleceğiz. ergen tartışmalardan uzak durmak herkes için en iyisi bence ama yine de siz bilirsiniz.