Akşam 8-10 arası. Ya ben akşam 8 e kafayı taktım ya da gerçekten bulantı veren bir zaman.
Kitap okuma alışkanlığını geceleri sürdürebildiğim için elime kitap alamıyorum, keşke eve erken girmeseydim eve girip akşam çıkmak bizde her zaman dikkat çekmiştir çok pişmanım keşke gelmeseydim. Offff çok sıkılıyorum.
Bazen fakirlerin daha sık depresyona girdiğini gözlemlesem de hala net bi bulgu olmaması da söz konusu.
Parayla mutluluk olmaz klişesi bir yana depresyondan çıkarmak için çeşitli olanaklar sağlaması da kafa karıştırıcı. En basitinden iyi bir spor salonuna aktif üyelik parayı gerektirir ve o spor salonu sana bedensel dinamikliğin yanı sıra yeni bir arkadaş çevresi de sunar.
Acaba fakirlerin daha saplantılı dini inanca sahip olması onları depresyona girmekten alı mı koyuyor ?
insan tek basına kalıp düşünmeye başladıgında gelişiyor sanırım ama bu 'henüz gelişmemiş' insan için bir sınırlama aslında. Halbuki zaten gelişmiş insanın düşünmek için tek basına oturmasına gerek yok. O, çalışırken ip atlarken yemek yerken sohbet ederken kitap okurken film izlerken de gelişiyor. Offff ne kadar sıkıcı bi konu halbuki banane bundan ya da niçin bu ayrıma gidiyorum, ne saçma. Hayır demek istiyorum ki başkalarına çok fazla ihtiyaç duyan insanları sanırım küçümsüyor ve gelişmemişlikle itham ediyorum onları. Böyle düşündüğüm için de üzülüyorum ama... Çok üzgünüm ben.
Çok sıkılıyorum ölsem mi, neden yaşamak için hayata bi katkımız olması gerekir hiç anlamamısımdır. Varlığınız muhakkak faydaya dönüşmeli, ben sadece izlemek istiyorum, konuşmadan izlesem... Çok canım sıkılıyor çünkü çalışmak para kazanmak insanları anlamak ve onlara akılcı çözümler üretmek sürekli alısveriş yapmak bakımlı görünmek zorundayım. Nefes alısım için bi bedel ödemek zorunda olmam beni hep derinden etkilemiştir. O kadar canım sıkılıyor ki anlatamıyorum.
Madde kullanan insan yaşamayı sevmiyordur, türlü sebeplerle başlanılır en belirleyici neden yalnızlıktır. Bazıları yalnızlığı daha derinden duyumsar ve intihara meyilli olurlar, bağımlı birini kurtaramazsınız mutlaka bi gün yine başlar çünkü hayat hiçbir zaman pürüzsüz ilerlemez en ufak tetikleyicide istediği şey uyusmak olacak. Neden ölmek istemelerine saygı duymayı öğrenmiyoruz, ben kesinlikle üzülmüyorum kötüye kullanılan madde sonucu ölümlere, bu aslında irade dahilinde gerçekleşen bi ölümdü. Ölmek istiyordu ve öldü.
Yapabiliyorsanız çevrenizdekileri bu tür maddelerden uzak tutmaya çalışın.
Kimseden borç istememiş biri olarak aşırı rahatsız oldugum bir durum, bi de erkek olacaklar, güçlü ve zengin olmak zorundadır bir erkek yoksa gözümde sıfır. Ha benim gözümde sıfır olması çok önemli değil elbette ama ben zengin olmayan erkeklerden hoşlanmıyorum yani.
Eğitim desen ülke çapında geri kalmısız bari paranla ispat et kendini hiç aklında mı çalısmıyor, ezik çaresiz insanlardan nefret ediyorum.
Geri dönüşünü izleyemediğim içimde buruk bir acı bırakan terazi,
Dönseydin eğer seni kimseye benzetmeden usulca sevecektim, kimse senin kadar susmadı, kimse senin kadar görmezden gelmedi beni...
iyi ki burçlar var yoksa bunları neye bağlayıp avunacaktım.
Hani var ya cennetin renkli ve baş döndüren hikayeleri... Düşündüğünüz istediğiniz şeyin bir anda belirmesi gibi efsaneler, eee bunların her birine bu dünyada ulaşabilen insanı inanması için ne ile ikna edeceksiniz peki? Tanrı bir avuntu, uzak ama her an dokunabilecek bir avuntu...
Zengin olmaması. Fakir olmak baska bir sey zengin olmamak başka bir sey. Fakirleri zaten insan yerine koyamıyorum üzüldüğümü belirterek... Çok büyük bir talihsizlik ve gerçekten itici yapıyor.
Susmaktır. Kendini unuttukça zamanda ağırlaşmaktır. Ve hep üşümek... insan aşka dair farklı renkleri keşfetmeli belki de ölmeden önce... Ruhunuzu hissetmemeye cesaretiniz varsa elbette ama bu bir seçim değil dostum sizden kaynaklı bir buluşma, bir kadını ıssız adama götüren şey nedir? işte bütün olay burada başlıyor.
Ne yapsak diye düşünmezsiniz ya da önereceğiniz fikri karşıdaki beğenir mi kaygısı da yaşamazsınız...öyle aheste bir arada zaman geçirmeyi sevmek sadece...
Gerçekten neler oluyor bu doktorlara böyle, ne zaman acillik bir durum olduğunda üniversite hastanelerine gitmek zorunda kalsam hastalıktan ölsem mi diye düşünüyorum, hayır yani fakir sen kendini ne sanıyorsun ki benimle böyle umursamaz ben çok biliyorum havalarında konuşabiliyorsun, çocukluk döneminden tutun lise ve üniversite çağlarındaki tüm ezilmişliklerini beyaz önlük giydikleri zaman kontrol altına almaya çalısıyorlar,eziktiniz işte öyle yapınca daha da ezik duruyorsunuz, biraz kendinizi sevin be.
Hep aynı gayretler neden olmadığın olamayacağın bir şeyin gayretini verirsin. Kadınlardaki namus kaygısı erkeklerdeki zengin olma kaygısı gibi ikisinin de içi boş anlamsız. Niye böyle yapıyonuz?
gerçekten şaşırmaktan kendimi alamıyorum evime çıkarken durup bir kahve alayım diyorum ama nerdee starbucks, neredesin starbucks? niçin ümitköy-yaşamkent arasında tatmin edici bir yerin yok.
sanal dünyanın dışında da böyle nerede bir gerici var zekası dünyayı kavrayabilecek düzeyde gelişmemiş
bahtsızlıklarını allaha yakararak dile getirirler.
sen daha çok yalvar bebeğim vermeyecek işte sana biraz zeka.
ben gerizekalı olsam intihar ederdim hastanede zeka geriliği olan hastalarla bir dönem çalıştım ve intiharı düşünebiliyorlar, böyle bir özellikleri var mesela, erdemli olanı da bu.
dünyayı anlayamıyorsan neden yaşıyorsun ki.
tanrı ve türevleri aptallar içindir bunu kabul etmelisin insan olarak yapacak birşeyin yoksa bu dünyada bir tanrı yaratır ondan medet umarsın.
parası olmayınca kendini huzursuz, bezgin, üzgün hisseden insan varoluş amacını kavrayamadan sefil bir ruhla yaşama veda ediyor.
para için her şeyi yapıyor, özgür olabilmek aklından şimdiye kadar hiç geçmemiş bir fikir haline gelmiş durumda.
çalışıyor şanslı ise zengin oluyor peki huzuru bulabiliyor mu? yıllar önce vazgeçtiği 'kendi'liği artık ona dönüp bakmıyor bile son bir şansı esirgiyor ondan ve düşünüyor mutsuzluğunu geçmişi kurcalamaya cesaret edemeden ölüp gidiyor.