lakin iltifatın muhatabı bekar bir erkek olunca iltifatı eden kişiye avrupa birliği ülkelerinden birinde, özellikle hollandada yaşaması önerilir ve ağzının orta yerine kürekle vurularak ortamdan uzaklaşılır. Türk delikanlısı bu iltifata yumruksuz cevap vermez, verebilemez.
kimin elinin kimin cebinde, kimin dilinin kimin belinde olduğu belli olmayan günümüz için hegelin döve döve alacağı diyalektiklerdir. sonuç olarak herşey değişkendir değişimin kendisi bile.
evinde neler olup bittiği bilinmesin diye koyu renk uzun perdeler takan, ses tonunu aman komşular duymasın diye sürekli kısık ayar kullanan yurdum insanının her düşüncesini her yaşadığını her yediğini paylaştığı enteresan sosyal ağ. birde ergen grubu var ki akıllara zarar. deli misin genç? facede bir şeyler paylaşmak için dışarı çıkıp yaşamayı unuttun farkında mısın?
sosyal ağ karşıtı değilim ama cılkını çıkarma mantığını çözemiyorum.
bir koç ya da kova değildir. yengeç olabilir ama onlar evcimen falan hani onlardır kesin. hatta terazide olabilir güzel burç o. boğa kadınları inatçı olmasa olur ama inatçılar. her burç olabiler ama bir kova ve bir koç olmaz... olabilemez.
tüm ameliyat malzemeleri, röntgen cihazları, hatta diş çekme aparatları bile mühendisler tarafından yapılıyorken tıp işini üstün tutmaktır efenim. alet işler el övünür sözünün dışa vurum şeklidir. ameliyat sırasında kameran bozulsunda mühendisin değerini anlayasın işallah. değişik seni.
adı üstünde koalisyon hükümeti. koalisyon kurmak aynı temel yapıda ve görüş çerçevesinde olmalıdır. bunun dışında zıt kutuplar kuvvetli bir çekim ile bir araya gelseler de, zaman içerisinde çok farklı olunmasının etkileri ortaya çıkacak ve kaçınılmaz son gerçekleşecektir.
bu ülke 1999 yılında taban tabana zıt fikirlerin bir araya gelip koalisyon oluşturulmasının bedelini ödemiştir. yaşanan senaryoları bir daha yaşamanın anlamı yoktur. bu uzlaşma hükümetleri yıkıldıklarında kendi dönemleri içerisinde yapılan uygulamalar yeni gelen hükümet tarafından istenilen yöne çekilebilecek uygulamalardır her zaman. ki bunun nasıl yapıldığını da akepe ile biz gördük.
bu gün açılım sürecine girilmesinin ve haburda teröristler tarafından davullu zurnalı kutlamalar yapılmasının, terörle aynı masaya oturulmasının sorumlusu da, böyle taban tabana zıt fikirler ile bir araya gelmiş 57. hükümet değil midir? hatırlayalım: MHP nin 62 tam oyla idam edilsin önerisine DSP ve ANAp karşı çıktığı MHP yetersiz kalmış ve apo idam edilmek yerine imralıya yollanmıştı. peki daha sonra ne oldu? bu gün neler oluyor??? koalisyon hükümeti iktidarda kalsaydı belkide gerçekten yılanın başını zaman içrisinde ezecekti ama kalamadı! ve kendilerinden sonra gelen 58, 59,60 ve 61. hükümetler yani hainler bu çorabı bu ülkenin başına istedikleri desenlerde ördüler hatırlatırım.
ayrıca ülke selameti açısından en iyi görüşlerin kendilerine ait olduğunu söyleyen her iki parti de şimdi nasıl olacak da ortak nokta bulup uygulama gerçekleştirecek? kendi fikirlerinden mi vazgeçecekler yoksa ülkenin selametinden mi? MHP-CHP koalisyonunu desteklemek demek gavura kızıp oruç bozmak demektir. bu gün akepeye kızıp bu ülkenin yarınlarına çomak sokmak demektir bence. akpeden kurtualım da gerisi ne olursa olsun diye düşünmek en büyük hata olacaktır. zamanında şu apo belasını bi yakalayalım da ne olursa olsun demişti bu ülke... bu günler o dünlerin yarınları unutmayın. akepe tek hain değil. bu ülkede düşmanda hainde tek değil!
gezi olaylarının sonuçlanma şekline bakılırsa aslında orantısız zeka falan kullanıldığı yoktur. millet sokaklara dökülmüş bağırmış çağırmış rahatlamıştır. istenilen sonuç elde edilememiştir. hükümet ise ahanda nasıl bastırdık, biz bunu bile atlattık deyip iyice imparatorluğunu ilan etmiştir. gezi olaylarından sonra akepe hükümetinin yaptıklarının hesabını bile verme ihtiyacı duymadığına bakıp da hani orantısız zeka ve ya kim kime orantısız zeka uyguladı diye sormak gereklidir.
yalan olduğu ortaya çıktı çıkacak olan duruma kılıf hazırlama çabasıdır. '' aman canııım yalan da, özür dileriz geçer gider'' beyanıdır aslında. yarında özür dileriz demiştik ahan da diliyoruz falan deyip biz dürüstüz efendiyiz diye ortalıkta ahkam keseceklerdir.