aramızda para toplamak, çıkabilecek bizim için servet onun içün üç-beş kuruşu hesabına yatırmak, bütün yazarların fakirlikten kırılması, kuul'un servetinin iyice artması, gireceği entryler -yakacak doları çok olunca- artacağından onu girdiği bu buhrandan kurtarmamıza etkili olabilir, sözlüğe geri dönebilir.
şimdi göbek var göbekcik var. balık ayhan gibi dolaşmak var, hafif bir bira göbeği sahip olmak var. ama her erkekte olmalı, olmayanlar oldurmalı efendim. en güzeli sevdiceğin göbeğidir, yumuş yumuştur oh yenir ki bu. *
zamanının en iyi araba yarışı, bilgisayar oyunu idi kendisi. saatlerce oynardık o kocaman kasalı bilgisayarlarımızda, direksiyon alsın diye babamıza yalvarırdık, kupon biriktirirdik hey gidi günler.
edit: başlığı farkında olmadan yanlış yazmışım uyaran arkadaşlara teşekkür ederim, doğrusu da zaten varmış. sonuç olarak böyle bir hale dönüştü işte. *
geçen senelerde bu dizide aslı'ya bekaret testi yaptıran yurt müdürü vardı yanlış hatırlamıyorsam. fragmanlardan gördüğüm kadarıyla aslıyla sarp apak aynı evde yaşıyor şimdi. dizinin geldiği noktayı buradan bile anlayabilirsiniz.
ne yaptığını bilmeyen senaristlerin(!) yazdığı dizidir.
ev tıklım tıklım misafir teyzelerle doludur, metrekare başına 43 teyze ve teyze başına 86 çocuk düşmektedir. ev denilen yerde ise çocukların oynayabileceği tek mekan sizin odanızdır. o sırada arkadaşlarınızla özel ve önemli şeylerden bahsetmektesinizdir ki o kabuslar içeri dalar. odayı talan eder, makyaj malzemelerinizle duvarlara soyut çalışmalar sergilemektedirler. çıldırırsınız, çocuğu azarlarsınız anlamaz. küçük dozda pataklarsınız yaramazlığı kessin diye fakat o sırada seni anneme söylicemeeeeeeeeeem diye bir çığlık salondan gelen kahkahaları bile kesecek desibeldedir. kötü ve saldırgan çocuk olursunuz, haklıyken haksız duruma düşersiniz, en etkili silahıdır misafir çocuğunun.
ironinin içindeki ironidir. eşcinselliği kabul etmemek, kabul etmek kadar bir düşüncedir ve düşüncelere saygı duyulmalıdır. burdan şimdi eşcinsellere saygı duyulmadığını çıkaranlar illaki olacaktır, kabul etmemekle saygı duymamak arasındaki farkı anlatmamı dileyen olursa şimdiki gibi üşenmem o zaman açıklayabilirim. not: herkes düşüncesinde özgürdür, fakat kabul edilmeyen kavramlar sırf başkasının hayat felsefesi diye insanlıktan aforoz edilirse bu işte bir terslik var demektir, herkes önce kendine bakacaktır.
(bkz: türban üniversitedeyse giyotinli cinayetlere meşruiyet) bakınızdan da anlaşılacağı üzere senin özgürlüğün başkasınınkinin başladığı yerde biter, yani birşey sırf sen öyle istiyorsun diye öyle olamaz. mantık dışı bir önerme şok içindeyim.
ne fethullahçı ne şakirtim, fazla sayılacak derecede atatürkçü ve sol görüşlüyüm ama türbandan değil bizim özgürlüğümüzün türbanlıların özgürlüğünü kısıtlaması durumundan rahatsızlık duyuyorum. (bkz: empati)
türkiye'de kim vardır ki ailesinden bir bayan bile kapalı olmasın? arkadaşlar biz müslüman bir ülkede yaşıyoruz ve her dinin kendine göre yükümlülükleri var lütfen biraz saygılı olun. bu önerme ne dinle ne mantıkla ne de ahlakla bağdaşmıyor.
mini mini bir ergen iken bolca kullandığım msn iletimdi kendisi. ne msn kaldı ne ergenlik, ama bu kalıp hala duruyor. daha gerçekçi hali için; (bkz: pc bşnda deilm) **
hayal olmaktan çıkmış, 2 senedir sahip olduğum erkektir. buradan ilgili mercilere teşekkürü bir borç biliyorum.
tamam sen hayallerindeki insanla beraber olmayabilirsin ama benim suçum ne bunda? bikere de mutluluklar dileyin arkadaşım ya hep melankoli hep melankoli içiniz sıkılmadı mı... mutlu aşklar da vardır her nekadar görmek istemeseniz de..
eğer şımarıksa nefret edilesi 3. insan türüdür. kadın demek istemiyorum. hayatta her erkeği elde ederim zihniyetindeki kadından her türlü kötülüğü, yavşaklığı ve fesadı bekleyebilirsiniz, aklınızın bir köşesinde olsun bu tiple karşılaştığınızda lafı fazla uzatmadan kaçın derim.
ama eğer şımarık değil mütevazi bir tipse ona sözüm yoktur kadın gibi kadındır.
sadece anneler bebek doğurabilir.
sadece anneler o bebeğin herşeyi olabilir, ona sabırla bakabilir, kendisinden çok düşünüp hayatını ona adayabilir.
sadece anneler yemeyip yedirir giymeyip giydirirler, babalar okadar ince fikirli değildir fıtratları gereği.
sadece anneler çocuklarına en çok kızandır, çünkü en çok o sever, düşünür, kollar, hata yaptığında da bolca kızar doğruyu öğretebilmek için.
sadece anneler bunca emek sarfettikleri yavrularını günün birinde bir başka anne adayına kaptırırlar, bu kısır döngüyü sürdürebilmek için...