türk toplumunda genelde insanlar bu cümleyi duyunca akıllarına genç bir kızın cinsel ilşkiye girip bekaretini kaybetmesiyle kadın olması gelir.ama tam anlamıyla bir kadın ya da tam anlamıyla bir erkek olmak ailenizin koruyucu kanatlarının altından çıkıp hayatın keskin yanlarının canınızı yakmasıyla gerçekleşir.hayata karşı mızmız,şımarık bir çocuk gibi davranmaz mutsuzluklarınızı da bağrınıza basarsınız.insanların gerçek yüzünü öğrenirsiniz,kendi ayaklarınızın üstünde durmayı denersiniz,gerçekten gülmeyi ve gerçekten ağlamayı keşfedersiniz.bir gün gerçekten kadın olduğunuzda artık omuzlarınızda ağırlık yapan hatıralar vardır ama siz artık bir kadınsınızdır.
her ne kadar yanlış bir şey olsa da, toplumumuz da erkeklere yaptıklarıyla illallah dedirten, aldatılmayı artık alnının akıyla haketmiş kadın profilidir.
"mal" ile kastedilen şeye göre değişiklik gösteren, fakat çekinmeme ve "özgüven timsali" olarak anılmaya neden olacak, sakınmama, "sallaya sallaya gezme" durumudur.
damlaya damlaya göl olur - taşıma suyla değirmen dönmez
düşenin dostu olmaz - dost kara günde belli olur
zorla güzellik olmaz - zora dağlar dayanmaz
ağaç yaş iken eğilir - insan yedisinde neyse yetmişinde de odur.
hilmi yavuz'un kayboluş şiirleri adlı kitabından bir şiir.
bir insana bırakılmış olan keder
ve kelimelerin kalbi...
insan, kendini özler mi?
özler. bizler ilinekleriyiz,
bizler,
yol sefilleriyiz...
uzakta, kendimin hayali,
bölük pörçük ve paramparça;
bir daha görse miydim?
kendine akıyor denizler...
insan kendini özler mi?
özler! nerdesin ben?
bulsam da mühür gibi
hayatımın eski defterinin
soluk, lekeli, özürlü,
çizgili ve saman kağıdına geçirsem...
insanların birbirleri üstünde baskıyla egemenlik kurmaya çalışmadığı, birbirlerini ezmediği, sömürmediği bir dünya ütopyasıdır. hiçbir alanda yaptırımın, zorlamanın olmadığı bir yaşama biçimidir düşlenen. insanın her alanda yabancılaşmasını kırdığı, kendisiyle, kendi dışıdaki bireylerle, doğayla barışık olduğu toplumsal yapının ütopyası. kimliklerin kişiliği örselemediği, yaşamın birlikte üretildiği bir dünyanın düşüdür. kimsenin öbürünü yargılamadığı, barış içinde kendi kendisini yargılayan, kendi yaşamını ele geçiren özgür insanı barındırabilecek bir ütopyadır.
o rejim senin bu rejim benim kendilerini kobaydan farksız hale getiren esasında türkiye de kilo almamanın en kolay yolunun devlet memuru olmak olduğundan bi haber insan topluluğu.
ateist olmayanlardan daha fazladır zaten bu yüzden ateist olmuştur. salt müslümanlık karşıtı olmak için oluşmamıştır. herkese ateistliği yaymak gibi bir amaç gütmez. şeytanın askerleri rolünü üstlenmez. zaten şeytana inanmaz. kimseyi neye inanırsa inansın aşağılamaz, ötekileştirmeye çalışmaz ve tüm bunların altında siyasi bir amaç gütmez. ateizm'i popüler kültür ürünü olarak kullanmaz. dikkat çekmeye çalışmaz. imaj olsun diye takılmaz.
ingilizce öğretmenlerinin meslek hastalığı. bir ingilizce öğretmeninin yine tamamen ingilizcecilerden oluşan bir grupta yaptığı konuşmaya bir örnek: "bu konuyu manage etmek çok zor çünkü bir sürü constraint var sonra bir problem olursa who's to blame olur."