bilgili, hissiyatı yüksek, zekâsını karşılaştırmalı kullanabilen, dünyanın ender güzel insanlarından kendisi. nick'ini okudukça bu sıfatlar aklınıza birer birer yağıyor sanki. çok tatlı kişiliği ve nickname'i var. takip ediniz, okuyunuz. çektiği 31'leri sözlüğe aktaran yazarlar pek çok fav alırken, venediksarkisi hak ettiği değeri bulmalı.
bugün bir anne köpeği ve yavrularını taşlayan yaşlı bir dayıyla karşılaşıp kavga ettim. herifin söyleyebildiği tek kelime benim oraya geliyorlar bit bulaştırıyorlar falan diyor. ulan kocaman adamsın ölmene 10 sene kalmış, mahalle mahalle köpek kovalıyorsun yakışıyor mu? Bit bulaştırıyorlarsa yaklaşmazsın, sana yaklaşınca kovalarsın. arsaya gidip gizlice köpek taşlamak nedir?
seni görünce zaten kaçıyorlar. bu hayvan düşmanlığının kökeninde sevgisiz bir çocukluk mu var behey ağabey?
ramsay'e neden küfredildiğini anlamadığımdır. ulan diyelim ki vahşeti, merhametsizliği yüzünden bunca küfrü ediyorsunuz. be cehalet çocukları osmanlı padişahları kardeşlerini kundakta öldürmüyor muydu? kendi oğlunu cellatlara vermiyor muydu?
adamın yaptığı çoğu katliam politik değil mi? be götveren aynı küfürleri tarihteki kişilere de edebiliyor musun?
adamın dehası su götürmez. jon snow'un fantastik bir edebiyat karakteri olarak azor ahai olması ve ölmemesi savaşta yenilmesine neden olmuştur. gerçekte böyle bir savaş olsa jon snow'un götünden kan alırlardı kan.
gördüğüm en mükemmel karakterdir. var olsun kendisi!
adama neden küfredildiğini anlamadığımdır. ulan diyelim ki vahşeti, merhametsizliği yüzünden bunca küfrü ediyorsunuz. be cehalet çocukları osmanlı padişahları kardeşlerini kundakta öldürmüyor muydu? kendi oğlunu cellatlara vermiyor muydu?
adamın yaptığı çoğu katliam politik değil mi? be götveren aynı küfürleri tarihteki kişilere de edebiliyor musun?
adamın dehası su götürmez. jon snow'un fantastik bir edebiyat karakteri olarak azor ahai olması ve ölmemesi savaşta yenilmesine neden olmuştur. gerçekte böyle bir savaş olsa jon snow'un götünden kan alırlardı kan.
gördüğüm en mükemmel karakterdir. var olsun kendisi!
adama neden küfredildiğini anlamadığımdır. Ulan diyelim ki vahşeti, merhametsizliği yüzünden bunca küfrü ediyorsunuz. Be cehalet çocukları osmanlı padişahları kardeşlerini kundakta öldürmüyor muydu? Kendi oğlunu cellatlara vermiyor muydu?
Adamın yaptığı çoğu katliam politik değil mi? Be götveren aynı küfürleri tarihteki kişilere de edebiliyor musun?
Adamın dehası su götürmez. Jon Snow'un fantastik bir edebiyat karakteri olarak azor ahai olması ve ölmemesi savaşta yenilmesine neden olmuştur. Gerçekte böyle bir savaş olsa jon snow'un götünden kan alırlardı kan.
Gördüğüm en mükemmel karakterdir. Var olsun kendisi!
halk Fatih'i güllerle falan karşılamadı tabii. Fatih'in yakın arkadaşı olan Kritovulos bu yağmada 120 bin kitabın tahrip edildiğini dahi söylüyor. Söylendiği gibi karıları büyük ihtimalle domalttılar, evlere girdiler 3 gün boyunca şehrin içine sıçtılar. Ama fatih büyük biri olduğu için bu viran şehri daha sonra büyük bir metropol hâline getirecektir.
Kürtlere 8 sancak teyit edip doğu anadolu'ya feodaliteyi getiren ve bugünkü Kürt sorununun temelini atan, binlerce aleviyi KÜRTLERiN yardımıyla katleden, Avrupa'daki rakiplerinin gelecek planlarından bihaber vaziyette denizciliğin coğrafi keşiflerin önemini kavrayamayan ve barbaros, turgut reis gibi nice büyük denizciye gerekli yardımı sağlamamış olan, veziriazamlarının çoğunu sebepsiz yere idam ettiren Yavuz Sultan selim Mel'ununun(kadir mısıroğlu was here) yanında pek de günahları anılmaması gereken büyük Türk şairi, Büyük Türk'tür. Yavuz denen mel'unun hint okyanusu'na açılacak gemileri kadırgalardan ibarettir ve Portekiz aden körfezi'nde at koşturmaktadır ve yavuz bunlardan bihaberdir.
Her gün savunmasız kızların orasına burasına bakıp iç geçiren, kahvehanesinde çayını yudumlayıp yeni neslin çok bozduğu üzerine çıkarsama yapan, kaytan bıyıklı, kirli sakalını yakışmasa da bırakan barzo ağabeylerimizin düzenlediği kampanyadır efendim.
Bir ateist olarak ben ölürüm ama fikirlerim kalır...
MS 2. yüzyılda güneydoğu Anadolu için "Kürt Dağları" tabirini kullanan batlamyus'tan itibaren var bu dil. Farsçanın bir kolu olduğu da çok açık. her dil kadar yabancı kelime içeriyor. bu dili konuşan da bir insan grubu var. diğer milletleri küçümsemek yerine bu güzelim dilin veya bu güzel dili konuşan insanların tarihi hakkında araştırma yapsalar çok daha güzel bir milliyetçilik örneği sergilemiş olurlardı.
sabahları bir litreye yakın su içmek ve kahvaltıdan önce kesinlikle "hiit kardiyo" yapmak. akşam 8'den sonra(bu saat hareketinizin kısıtlandığı yaklaşık saattir) yemeği tamamen kesmek ve mümkünse tatlıyı, şekeri, tuzu ve unu hayatınızdan çıkarmak. Şeker yerine tarçın kullanabilirsiniz. Beyaz ekmeği tamamen kesmek ve yerine tam buğday ekmek yemek eğer ille de ekmek yiyecekseniz. Protein ve sebze ağırlıklı beslenmek(sebzenin kesinlikle yenilmesinin nedeni yüksek oranda lif içermesindendir). Uyumadan önce asla bir şey yememek(çünkü hareket yoktur ve uyku yapılanmanın olduğu bir aralıktır). Sürekli hareket etmeye çalışmak. Bunları yapıp da zayıflayamıyorsanız kalori hesabına başvurunuz(harcadığınız kalori günlük aldığınız kaloriden düşük olmalı). Olay tamamen bunlardan ibarettir.
Hiç ozanların ölümünü seyrettin mi, gölgelerin içinde saklanan ozanların ölümünü. Kendi içlerinde yazarlar o sözleri, kendi içlerinde yaşarlar, ellerinde müzik aletinin bir parçası çaldıkça yaşar yaşadıkça çalarlar. Sen hiç çocuğunun ölümünü yaşadın mı? Müziksiz insan kopuzsuz ozan, çocuğu ölen bir baba gibidir. insan büyüdükçe müziği öğrenmiş, bedenin büyümeye ihtiyacı olduğu kadar ruhun da eğitilmeye ihtiyacı varmış. Soluk ve yaşlı bir dünyada nice ozan gelip geçti, nice söz edildi nice müzik unutuldu gitti. Ancak işlenen her konu hafızalarda ve tecrübelerde kalakaldı. Geçmek bilmedi, bitmedi bir türlü.
Ozanlar öldü, kopuzları kırıldı ancak acı hep baki kaldı.
eski türklerde "vatan" kavramı yoktur. pastoral hayvancılıkta vatan zaten olamaz. nerede su kaynağı, nerede otlak varsa orası o için kendi bölgesidir. orayı sabah olduğunda terk ettiği için hiçbir zaman toprağa bağlı toplumlardaki gibi bir vatan yoktur. her klan, her uruk üç dört ailenin bir araya gelmesiyle oluşur. bunlar da birbiriyle kadın, otlak, su ve at için savaş hâlindedir. yani ortada doğal olarak birlik de yoktur.
coğrafya onlara şans eseri büyük bir yetenek bahşetmiştir. bunlar profesyonal savaşçıdır. bu yüzden çin'e, hindistan'a, iran'a, bizans'a, araplara paralı askerlik yapmışlardır. bundan da asla gocunmamışlardır çünkü işleri ve meslekleri budur. türklerin birbirlerine karşı çoğu meydan savaşında cephe alması da bu yüzdendir. her zaman etraflarındaki yerleşik uluslarla işbirliği yapmışlar onların emrine asker olarak girmişlerdir. bunu vatan hainliği diye bir kavram olmadığı için yapmışlardır.
Bilmeden, bir halt okumadan kuru laf sıkan insanlara tekme ve tokat geliyor. Eski Türklerde "vatan" kavramı yoktur. Pastoral hayvancılıkta vatan zaten olamaz. Nerede su kaynağı, nerede otlak varsa orası o için kendi bölgesidir. Orayı sabah olduğunda terk ettiği için hiçbir zaman toprağa bağlı toplumlardaki gibi bir vatan yoktur. Her klan, her uruk üç dört ailenin bir araya gelmesiyle oluşur. Bunlar da birbiriyle kadın, otlak, su ve at için savaş hâlindedir. Yani ortada doğal olarak birlik de yoktur.
Coğrafya onlara şans eseri büyük bir yetenek bahşetmiştir. Bunlar profesyonal savaşçıdır. Bu yüzden Çin'e, Hindistan'a, iran'a, Bizans'a, Araplara paralı askerlik yapmışlardır. Bundan da asla gocunmamışlardır çünkü işleri ve meslekleri budur. Türklerin birbirlerine karşı çoğu meydan savaşında cephe alması da bu yüzdendir. Her zaman etraflarındaki yerleşik uluslarla işbirliği yapmışlar onların emrine asker olarak girmişlerdir. Bunu vatan hainliği diye bir kavram olmadığı için yapmışlardır.