devlet devlet gibi kalsaydı bu tartışmaya gerek kalmazdı. artık pazarlanmayan ne kaldı şu dünyada? kocaman holdingin şirketlerinden birinde taşeron firmanın işçileri gibi muamele görmekten bıkmadınız mı?
uzun uzun tespit sıçmaya gerek yok. yüzyıllar önce söylenmiş yine söylüyoruz.
"insanı yaşat ki devlet yaşasın."
şu an tarihi bir an yaşıyoruz. gelecekte bir gün şimdi alınan kararların bizden neleri götürdüğünü daha iyi anlayacağız.
ülkede birçok insan durumun farkındayken, diğer bir yarısı düşünme gereği duymadan mevcut durumu tasdik ediyor.
aslında geleceğimize, çocuklarımıza bırakacak bir umudu elimizden alıyorlar.
hatırında kalacak çok zaman sonra;"türkiye cumhuriyeti, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletiydi."
desteklenmesi elzem kampanyadır. her sabaha yeni bir sarsıntıyla uyanıp, sisli bulutlar ardından geleceği gözlemek istemediğimiz bir dönemden geçiyoruz. başkanlık tartışmaları ve kaosun sürdüğü güzelim coğrafyamızı yeniden kazanabilmek için son kişiye kadar mücadele etmeliyiz.
eti maden fabrikalarını ve batı anadolu'daki bor yataklarını özelleştirirken mümkün olmayacak durumdur. global sistemde stratejik önem arz eden kaynaklarınızı özel sektöre devrederseniz, yarın bir gün el avuç açıp yatırım yapması için yalvarırsınız.
gelelim 2023'e.
şimdi şöyle oluyor o mevzu. birtakım şirketler burayı işletecek ve haliyle tv'lerde diğer medya organlarında propaganda pompalanacak. sonuçta zenginler zenginliğini artırırken, sen de bor çıkıyor, dolar düşüyor diye sevineceksin.
filmin sonunda bir şeyler oluyor ama daha çok erken.