zamanında siyasi bir hedefleri olsa da artık kaba tabirle " berduş yuvası " olmuştur. zaten yakında ak parti gençlik kollarıyla birleşirler. ülkümüz ak alnımız pak sloganıyla yola devam ederler.
Kırılganlık insanın en büyük zaafı. Çünkü kırılmamak için bir şeyleri söyleyemiyorsun, kırılmamak için bir şeyleri görmemezlikten geliyorsun, kırılmamak için bir şeylerden kaçıyorsun. Kırılmanın acısını bildiğin için tüm bunları başkasına yapmamak için yine bunları yapıyorsun. Yani birisini kırmamak için susuyorsun, görmüyorsun vs.
Keyifsizlik insanın önce yanına oturuyor. Sonra gittikçe yaklaşıyor. Sonra evinize sürekli gelen ama sevmediğiniz halde asla gelme diyemediğiniz, tüm sevdiğiniz oyuncakları sahiplendiğinde annenize şikayet edip “oğlum misafir o bırak oynasın” cevabını alıp hayal kırıklığına uğramanıza üzülmenize neden olan komşu çocuğu gibi yapışıveriyor üzerinize.
Alınca "yemesi tatlı oluyor" diyorsunuz. Okul bitip ödeme faslına gelince de "yemesi tatlı oluyor" diyemiyorsunuz çünkü devlet sapına kadar yediriyor size eğer ödemezseniz. Birde bitmezmiş gibi geliyor ama ödemeye başlayınca bitiyor. Sonra bankadan kredi çekiyorsunuz, işin o kısmında büyük pompa döndüğü için gerek yok anlatmaya.
Müslüman bir ülkede yaşıyorken saçma olan istektir. Amerikaya gittin de her yanda ezan sesi mi duydun mübarek ozaman şikayet et bıdı bıdı yap. Ama müslüman bir ülkede böyle bir şey istemek akıl kari değil. Müslümanlık hoşgörü dini ama biraz makul boyutlarda olmalı bir şeyler isterken.
Ya ben sana bir şeyler anlatmak istiyorum. Ne yeri ne de zamanı biliyorum ama şiirde de diyor ya;
"Siz geniş zamanlar ummuştunuz,
çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
Yılların telaşlarda bu kadar çabuk geçeceği
aklınıza bile gelmezdi.”
Ama o geniş zamanlar gelmedi Ayşe. O yüzden artık söyleyeyim istedim. Ayşe ben seni seviyorum. Hem de ilk gördüğüm günden beri Ayşe. Aşk sosyal bir sorumluluk projesidir lafı rahmetli Ziya Baba’nın iddia ettiği gibi ona ait değil. Benim lafım. Sen Ethem’le evlendiğin gün söylemiştim.
Ayşe tamam karşılıksız aşklar da güzeldir. Ama karşılık bulamadıkça insan kendinden uzaklaşıyor Ayşe. Kalbinin ezilirken çıkardığı ses kulaklarında çınlıyor.
Ayşe, ben bu aşkı olduramadım. O zaman öldürüyorum. Herkese durumu açıklarım merak etme. Ayşe ben gidiyorum. Hoşçakal.
Gece uyuyamayıp aylarca her sabah bir eksiklikle uyandığınızda düşünmeye başlıyorsunuz. Gecelerinizin bok olduğu yetmezmiş gibi, gündüzleriniz de bok olur. işte o günlerden birisinde bir sabah uyanınca ben onsuz yaşamak istemiyorum bundan sonra dediğinizde kararı çoktan vermiş oluyorsunuz.
" Sen hele bi gel de cabuk kurtulursun belirsizliklerden once gez toz ic kafani dagit sonra ise baslar hayatina devam edersin mis gibi
Cok özledim be seni "
Kardeşten gece 03'te gelmiş olan.
Değer verdiği bir yakınını veya yakın bir arkadaşını kaybettiği gün ve o günün gecesi. Doğduğu zamandan bile daha masumdur. Çünkü insanı durduran şey acıdır. Çünkü acı, tüm vücudunuzdan kanınızın çekilmesi, nefes alacak bile gücünüzün kalmaması demektir. Çünkü acısı varsa bir erkeğin, yanıyorsa içi istediği tek şey dizinize yatıp, dizlerini karnına kadar çekip kendini sıka sıka ağlamaktır.
Dindar değilim ama merak esip araştırdım. Acaba kuran'da aksini söyleyen bir şey var mı diye.
Şöyle http://www.islamalimi.com...-dinimizde-bu-caiz-midir/
Bir yazı buldum. Ayrıca kuran da eziyet yasak diye biliyorum. Hatta anayasamızda da eziyet etmek suç. Ee karşılık veremeyecek aciziyetteki bir canlıya şiddet uygulamak " hangi bahane ardına sığınılırsa sığınılsın" insanlığa sığmaz. Ha müslümanlığa hiç sığmazmış onu da öğrendik.
Kısır döngüdür. Beyaz tenliler esmerleri, yeşil gözlüler mavi gözlüleri, kıvırcıklar düz saçlıları vs vs bu kısır döngü hep devam edecektir. (istisnalar kaideyi bozmaz)