ekonomik keriz
197 (mavi jojoba tanesi)
yedinci nesil silik 1 takipçi 114.10 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    fatmagül ün kaderi

    1.
  1. fatmagül'ün kaderi, sözlük celebrity si olmak olabilir.
    "sçıcam fatmagüle ha artık." diye veryansın edesi geliyor insanın.ne fatmagülmüş arkadaş. yeter lan.
    0 ...
  2. öküzlük ile naiflik arasındaki ince çizgi

    1.
  3. çok ince bir çizgidir. insan bazı anlarda o çizgiyi rahatlıkla ve de istemdışı geçebilmektedir.
    misal bir şarkı düşünün. yani aslında bu öküzlük ile naiflik arasındaki farkı düşünürken aklımdan tam da bu iki şarkı geçmekteydi. birisi berdan mardini(sanırsın brezilyalı futbolcu ismi..)'nin seslendirmiş olduğu "senden çocuğum olsun istiyorum" ; diğeri ise, izel'in söylediği, "kızımız olacaktı" şarkıları. bu ikisini, kıyasladığımızda üslub yönünden, aradaki o ince çizgiyi çok iyi farkedebiliriz. işte böyle.. acayip canım sıkıldı da ..
    2 ...
  4. sözlükte takılırken oy kullanmayı unutmak

    1.
  5. artık nasıl bir durumsa bu türkler uçuyor kalıbına uydurabiliriz. uçuyorsun abi. öyle çıldıraya bağlamışsın ki, oy kullanmaya gitmiyorsun. unutmayın deyü açılmıştır bu başlık. oy kullanmayı unutmayın.
    1 ...
  6. benjcev sözlüğe geri dönsün kampanyası

    1.
  7. benjcev abi, şahane insan. farklı bir organizma. dna'sı bile değişiktir bence. neyse. o insanüstü varlığın sözlüğe geri dönmesi için başlatılan kampanyadır. onunla birlikte vaudeville for vendetta,rapper ninja ve diğer tayfa da geri dönse hiç fena olmaz.onları da, haberleri olur mu bilemeyeceğim bu çağrıma dahil ediyorum. iyi değiller miydi abi? yazıları hala okunmuyor mu? hala oylanmıyor mu? sözlükte yazmaktan ziyade onları okuyorum. sözlüğe mesai harcadıkları ve de çok iyi iş çıkardıkları için.. kim küstürdü, kim kızdırdı onları bilinmez.. ama dönseler fena olmaz..

    niye yapıyosun bunu sevgili arkadaşım? neden eksiliyosun?
    0 ...
  8. incik suyu

    1.
  9. kütahya'da, her köşe başında rastlayabileceğiniz çeşmelerden akan sudur. bir rivayete göre, incik suyundan içenler, yedi sene kütahya'da kalırmış. üniversiteyi kütahya'da okudum. ilk sene, öğrenci işi elbette, incik suyu içerdik. hem de bedava! bak kütahya'nın sadece suyu bedavaydı lan.. o nimetten yararlandık sadece. neyse efendim incik suyundan her içtiğimizde, "ya okulu uzatırsak lan? bak suyu da içiyoruz her daim." diye sayıklıyorduk. yedi sene olm. geçer mi kütahya'da yedi sene..
    öğrencilerin yegane kurtarıcısıdır incik suyu. iyi ki vardı. orası ayrı konu.
    0 ...
  10. pet shop hayvanlarını almayın uyarısı

    1.
  11. çocuğuna camdan seslenen anne

    1.
  12. çocuk ki nalet mi nalet( lanet değil), gecenin bir vakti mızıka çalan eşek mi eşek bir çocuktur. anne artık bıkmış. gecesi gündüzü olmayan bu çocuğa elbette avazı çıktığı kadar bağıracak. hatta ve hatta bağırmakla da kalmayacak "ağzını yırtarım senin çocuk. çabbuk eve geliyosun! indirme beni aşşaaaaaa!" diyecek ve de akabinde dayakla sonlanacak bir finale doğru emin adımlarla ilerleyecek bu anne. hakkıdır.

    az dayak yemedik eve girmemek için türlü türlü bahaneler uydururken. az dayak yemedim ben. çok dayak yedim. bana mısın da demedim utanmadan. hatta terlik, taş.. derken tornavida bile atan bir anneye sahip biri olarak hiç çekincem yoktur. alışkınım. terlik isabet etmediğinde kıkır kıkır güler, taşı tekrar anneye atardım. yalnız tornavida tam şakağıma geldi. gözümü çıkaracaktı annem. onu hiç unutamam. en sonunda da pişmanlıktan geberecekti nerdeyse. "nasıl yaptım bunu ben kuzum!" diye sarıldı da türk filmlerindeki "annesinden tokat yiyen yarı haklı çocuk tribi"ne girip iteledim annemi. "git annem değilsin artık. anne çocuğuna hiç tornavida atar mı?!" tornavida lan! düşünebiliyor musunuz? artık çıldıraya bağlamış. zaptedemiyorsun. ben de nasıl sinirlendirdiysem artık.. kadın elinde ne varsa atıvermiş sonunu düşünmeden. evlat katili edeceksiniz beni hııııııııı! diye de burnundan soluyordu hala.

    neyse. çocuğuna, camdan bağıran anne candır. o her şeye rağmen sinir etse de beni candır. ve ciddiye alınmalıdır. o komşunun çocuğunu bakkala gönderemediği için sizin de komşunun ayak işlerini yapmanıza izin vermez. gururlu ve de sizi adeta bir elemanı gibi korur kollar.
    2 ...
  13. bayram sabahı el öpmek

    1.
  14. bayram sabahı baba camiden geldikten sonra yapılan el öpme ritüelidir.
    tanım faslını geçtikten sonra konumuza dönebiliriz. bayram sabahları en çok çekindiğim şeylerden birisi de el öpme faslıdır. baba camiye gitmiştir. geldikten sonra el öpülecektir. bilemiyorum sebebini ama tanımadığım birinin elini öperken bile bu denli gerilmiyorum. anne babayla muhabbet diye bir şey kalmamış bireyler için bu çok zor bir aşamadır. önce annenin yanına gidersin. o biraz yumuşak huyludur. önce onun elini öpersin. önceki gün çok büyük bir tartışma yaşasanız bile o hala "hıh.. yaramaz çocuk..ne zaman adam olucaksın sen.." edasıyla gülümseyerek verir elini size. öss de bile bu kadar heyecanlanmamıştım olm. babaya gelir sıra. babayarolara geleceksinizdir. o an.. biliyorsunuz işte. babayla aranız çok iyi olsa bile yaşarsınız o stresi. bir de ben hiç içten sarılmadım babama,anneme. çok büyük bir eksikliktir bu. babanın karşısına geçilir.. elini öpmeye yeltendiğiniz an elini çeker sizden. sadece tokalaşır. içinizde bir şeylerin paramparça olduğunu hissedersiniz. dudaklarınız büzülür. odaya gidersiniz büyük bir hızla. ve iki damla gözyaşı süzülür yanaklarınızdan. babayla yaşanılan tatsızlıklar demek ki geçmemiş. demekki hala kırgınlık taşıyor yüreciğinde.. sizin de pek iyi olduğunuz söylenemez ama bayram sabahıdır. bayramdır. ve her şeye rağmen ...
    ben şimdi babası olmayanları düşünüyorum da...
    1 ...
  15. bilice

    1.
  16. bilice böreği

    1.
  17. bilice , bingöl' ün bir ilçesi olup; bilice böreği de, oranın meşhur mamülüdür. kökü 1920'lere dayanmaktadır.
    0 ...
  18. bayram alışverişi

    1.
  19. uktecinin notu: bayramm
    ukteyi veren: memolf
    (21.10.2006 22:06)

    insanların, içinde tuhaf bir heyecan yaratan eylem. her yer cıvıl cıvıldır. koşuşturmaca vs..

    küçükken, her bayram alışverişine çıkmadan önce hayalimde bir elbise tasarlardım. ee hayal mahsulu olduğu için de hiçbir yerde bulamazdım istediğim kıyafeti. hiç istemediğim giysilerle gerisin geriye gelirdik eve. dudak büzük,gözler nemli bir şekilde.. ama her şeye rağmen, arefe günü ertesi gün gelsin diye sabırsızlıktan geberirdim. heyecandan uykum gelmez, yarın ne yapacağımın planlarını yapardım. ama büyüdük ve her şey gibi bayram sevinci ve heyecanı da uçtu gitti hayat gailesi peşinde ordan oraya sürüklenirken. bugün kardeşlerime bayramlık almaya gittim. normalde alışveriş yapmaktan ölesiye nefret ederim ama onlara neredeyse bütün mağazayı almak istedim. neyse böyle işte.
    3 ...
  20. yazarların istisnasız göt olması

    ?.
  21. evet efendim. (hiçbişeyeboşunaiçlenmeyenadamvari oldu ama..) yazarların göt olması diyoruz. burdaki çoğu yazarın -belki kimine göre de ben oluyorum bu- göt olmasından bahsediyorum. kelimeler kifayetsiz kalıyor bu duruma. böyle diyip de sakın ha bana yüklenmeyin zira göt olanları aklınıza getirin öncelikle. ha götler kendilerini bilirler. onlar da bir güzel katılmayacaktır yazdıklarıma ama olsun. götler nede olsa. şimdi göt demek de biraz seviyesizce oldu özür dilerim ama dedim ya kelimeler yetmiyor bunu anlatmaya..
    0 ...
  22. patrondan tokat yemek

    ?.
  23. utanç verici bir hadisedir. patronun bir işçiye patlattığı tokat bütün işçilerin yüreğini sızlatır niteliktedir. ayrıca şahitler de varsa hukuksal anlamda hakkını arayabilir söz konusu işçi.
    0 ...
  24. bacakları tıraş ederken kanatmak

    1.
  25. bacakların anasının ağladığının göstergesidir. hele bir de, sabahın köründe, bacaklarını tıraş eden hatunun, bacaklarındaki kan damlalarını görmekse daha da beter bir durumdur.
    2 ...
  26. akrabalık dereceleri

    1.
  27. Ağlamak istiyorum sevgili yazarlar/okuyucular. beni benden alan bir konuyla tekrar kafaları mcklamaya devam etmekteyiz. akrabalık dereceleri bugünkü konumuz ve bku yiyoruz bu sıfatlar yüzünden. anne , baba , büyükanne,büyükbaba,teyze,hala,dayı,amca.. ben bunlar dışındaki akrabalarımla ikili ilişkilere girmek istemiyorum. toplum içinde bu akrabalarımla karşılaşmak dahi sitemiyorum. rutin akraba ziyaretlerinde "bak çocuğum, bu amcanın halasının gelinin yeğenin yeğeni." gibi bir zincirleme isim kazasıyla karşılaşmak istemiyorum. zaten söz konusu kişinin varlığı hakkındaki şüphelerimi sorgulamaktan vazgeçip o ortamdan "ha öyle mi !" diyip koşarak kaçarım söyliyim. Anne baba size diyorum.

    internette dolaşırken şöyle bir şeye gözüm çarptı :

    Ahmet, ibrahim'in halasının oğludur. Şerife, ibrahim'in karısı ve amcasının kızıdır. Sevim ise, Ahmet'in teyzesinin kızıdır. Buna göre Şerife, Sevim'in nesi olur?

    evet şimdilik esenlikler..
    2 ...
  28. ilişkilerde serbestiyet

    1.
  29. Taraflardan biri erkek diğeri kadındır. ilişki bu aşamada normal gibi görünüyor değil mi? Olması gerektiği gibi belki de.. olması gereken de nedir esasen bunu kestiremeyen çelişkili biri olarak diyorum ki, her şeye rağmen, bir ilişkinin normalite düzeyini tespit ve tenkit etme cüretini göstermek istiyorum izninizle tabi.( çok terbiyeliyimdir.)
    Öncelikle insanların ta adem ile Havva kronolojisini yapmayacağım ilişkiler minvalindeki bu yazımda. Ama tabi buna da değinmeden olmaz. Havva adem'in, tabir- caizse, gönlünü eğlemeye yaratılmış gibi geliyor bana. Bir de sol kaburgasından yaratılma rivayeti vardır. Kadınlar, hep bir ikinci planda, hep bir 'olursa iyi olur.olmazsa da ne yapah.' anlayışı içinde gittikçe tuzla buz olan bir hal içine girdiler.(bence diyorum. Bence bak!) kadınlar! Kadınlarımız!.. öhm. Neyse. Nedense bir yatağa attık mı gerisi kolay arkadaş düşüncesi iyice kemikleşmiş. Önüne geçemiyoruz. Hiçbir şekilde. Hep bir bahaneleri olanları zaten alkışlıyorum arkadaş onlar dahi anlamındaki de'ler bence(ya bence diyorum ama)
    Yolda, orda, burada, elele bir çift gördüğümde içlenirim. içlenmekten ziyade şaşırırım arkadaş.. bu insanlar birbirleriyle nasıl anlaşıyor, nasıl uzun süreli ilişkilere imza atıyorlar? Nasıl oluyor bu? Yemin ediyorum kafamda oturtamıyorum. Nasıl bi strateji izliyorsunuz arkadaşım bilen bana da söylesin ha gurban.. ilişki var ilişki var.. açıklaması da şudur : kimi ilişkiler, cinsellikten öteye gitmeyen alan memnun veren memnun emmeye de gömmeye de gelen insanların içinde bulundukları tarzda ilişkilerdir. Kimi ilişkiler ise, gecenin bir körü mesaj atmalar vs.. böyle stresli,gariplik düzeyi konusunda dahi söyleyecek bir şey bulamadığım tarzda ilişkiler. Bazıları var hiç arayıp sormaz. Bahane ise hazır : 'rahatız. Serbestiz.' Harika öyle değil mi? Neresi harika lan.. böyle ilişki mi olurmuş. Ben yapı itibariyle ilgi bekleyen biriyim. Tamam çıldıraya bağlamış gibi ayaklarıma kapanmasını istemem karşı tarafın ama bir hafta boyunca da bihaber dolaşmam arkadaşım. Tepkimi koyarım ortaya. Bağırırım uluorta 'napıyon laaan sevgili!' Diye. beni bir hafta arayıp sormayan biriyle beraber olamam kardeşim . (e bizene kardeşim.)

    ilişkide olması gerekenler vardır olmaması gerekenler vardır. Lütfen birazcık hassas olalım ayılar. Şu kadarcık bak..
    4 ...
  30. kalem etek

    1.
  31. ferdi tayfur hayranı baba

    1.
  32. bu adam benim babam.( olaya arabesk bir tarzla gireyim dedim.)ehm. evet, sevgili ahali. küçüktüm,ufacıktım,oyun oynar acıkırdım. evde hayal edemeyeceğiniz kadar(işte bütün albümleri diyelim.) ferdi tayfur kasetleri vardı. pikniğe,gezmeye,oraya buraya giderken, arabada sürekli ferdi tayfur dinleyerek yetişen bir bünye duruyor karşınızda! ama hala psikolojim sağlam lan tırsmayın. ilkokulda müzik dersinde herkes "daha dün annemizin.." şarkısını söylerken ben ferdi tayfur'dan seçmeler yapıyordum bütün sınıfa. olamazdı böyle bir şey! şimdi düşünüyorum da üzülüyorum kendime. azcık da gülüyorum.komikmiş. bakıyorum da babam hala vazgeçmemiş bu hayranlığından. tv'de ferdi tayfur'un bir filmi var,onu izliyor dikkatlice. ben de salondayım izlemiş gibi yapıyorum. bu nasıl bir hayranlıktır arkadaş! ajda pekkan'a falan ol bari hayran. değil mi ama..kapat artık yea!ühüh.
    1 ...
  33. 1 dk sonra geliyorum deyip 6 saat bekleten sevgili

    1.
  34. moral bozukluğu ve kuaför

    1.
  35. genellemelerden hiç hoşlanmam. ama hayatımın büyük bir yüzdesi genellemelerden oluşuyor. üzülmeye meyilli bir insan olarak yaptığım hatalar üzerinde durmak ve çare aramak yerine etrafımdaki insanları suçlar ve beni üzenleri aynı kefeye koymakla meşgul ederim bütün kafamı. mantıklı çıkarımlar da yapmıyor değilim ama siz yine de pek mantıklı olduğumu düşünmeyin. zira öyle değilim. aslında olaya böyle girmek istemezdim ama günah çıkarma huyumdan bir türlü vazgeçemiyorum. ve de bir şeyleri itiraf edip beyninizi düzme fırsatını kaçırmak istemiyorum hiç.

    "insanlar.. bıdıbıdı.." diye ortaokulda yazmaya çalıştığımız kompozisyonvari tanımlamalar/açıklamalar yapmak istemiyorum elbette. zaten yazıyı buraya kadar okuduysanız, siz, zor sıkılan birisiniz. bu anlaşıldı.(naber?)
    kızların morali bozulduğunda kuaförede soluk aldıklarına yönündeki sözlerde hemfikiriz. efendim işte saçlarının şeklini,rengini vs değiştirdikleri yönünde bir rivayet var ki bana göre artık bu rivayet olmaktan öte bir şey. çok yerinde bir genellemedir. (hayır, sanki birisi karşı çıkıyormuşcasına neden böyle triplendim bilemiyorum.) neyse. moral bozukluğu ve 31'e ek olarak bu da kızların rahatlama aktivitesidir. vitesidir. moral bozukluğu ve akabinde kuaföre gitme ihtiyacı.
    0 ...
  36. toplumsal hafıza platformu

    ?.
  37. akp ile birbirlerini ufaktan destekleyen,bugünlerde ellerinde gazeteler bildirimler "referanduma evet!" çağrısı veren bir grup insanın oluşturdukları platform.
    0 ...
  38. bir deliye aşık olmak

    1.
  39. bir akıl hastasına aşık olmaktır. esasen nasıl bir duygu olacağını kestirebilmiş değilim. her gün işe giderken gördüğünüz, normal biri gibi yanınızdan geçen bir deli o.
    1 ...
  40. ünertan

    ?.
  41. el ve ayak üzerinde yürüme sendromu.imiş.
    0 ...
  42. devlet memurları sicil yönetmeliği

    ?.
  43. 657 sayılı memurlar kanunu'na tabi memurlar hakkında uygulanır. faşist sicil sistemi de denir. kişi kendinden sorumlu gibidir adeta. bu yönetmelik,8.9.1986 tarihli bakanlar kurulu kararıyla,14.7.1965 tarihli kanuna dayanılarak, 18.10.1986 tarihli resmi gazetede yayınlanmıştır.
    0 ...
  44. yıllar sonra memleketine gitmek

    ?.
  45. yıllar sonra, her şey, ne denli değişmiş farkına vardırır.
    40 yaşına gelmişti.
    Memleketine,çocukluğunun geçtiği o yerlere,çayırında,çimeninde koşturduğu,kaz çobanlığı yaptığı,çamurlarda seksek oynadığı o köyüne seneler sonra ilk defa gitmişti.

    Güvercindi. Babasının güvercini.. güvercin büyümüştü.. güvercinliğinden eser kalmamış yüzü,elleri kırışmıştı.
    -Efendi! Bu senin güvercin mi?
    +Evet..
    -Tanıyamadım. Ne kadar da yaşlanmış..nasılsın Güvercin?
    iyiyim sen nasılsın cevo amca?

    ilkokul arkadaşları bile tanımıyordu onu.. bir kız çocuğu olarak ayrıldığı bu köye iki çocuğuyla yıllar sonra yaşlanmış bir kadın olarak dönmüştü. mutlu ama bir o kadar da şaşkındı. Hiç dönmek istemiyordu. Hiç hem de..
    0 ...
  46. evin muhtelif yerlerinden gelen sesler

    1.
  47. bazen bir çıtırdı bazen de fısıltı, şırıltı, tıkırtı şeklinde duyulan seslerdir. misalen,bizim evde kimse yok ve yatağın altından gelen çıtırtı sesleri beni acayip ürkütüyor.
    1 ...
  48. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük