Sözlük yazarlarının sevdiklerini niçin sevdiklerini sorguladıklarında kendi içlerinde buldukları cevabın başlangıç kısmıdır.
-Beni hâtâlarımla kabÛl edebiliyor.
-Kendisinden çok beni düşünüyor.
-Canım sıkkın olduğunda moralimi yerine getirmek için elinden geleni yapıyor.
-Beni herkesten çok seviyor. Ve beni herkesten çok seviyor.
-Geçmişimdeki hÂtÂların geçmişimi ilgilendirdiğini, önemli olanın bugün ve yarın olduğunu düşünüyor.
-Benim sevdiğim aktiviteleri yapmaktan, sevdiğim filmlere gitmekten keyif alıyor.
-Elimde değil. içimden gelerek seviyorum.
--spoiler--
Para sayma makineleri, ayakkabı kutuları, evlerden çıkan milyonlar, sıfırlama tapeleri, özel görüşmeler, mahrem kayıtlar, havuzlar, villalar, aman Allahım muta nikahları, yolsuzluklar yolsuzluklar yolsuzluklar Geceler gündüzler boyu ev ev dolaşıp anlattığınızda öğrendik bunların ne kadar çirkef insanlar olduğunu. Broşürler bastınız yüzbinler adet, kafayı kırıp sabahlara kadar çoluk çocuk salya sümük milyonlarca tivit attınız, ikiye katladınız tivitleri, binlerce haber yüzbinlerce laf ürettiniz aylar boyunca deliler çılgınlar manyaklar gibi. Bütün partiler bir olup sandıklara yürüdünüz, listeler dağıttınız çarşaf çarşaf, hangi ilde AKP karşısında kim güçlüyse ona vermemiz için oyumuzu. ittifaklar kurdunuz, beddualar ettiniz, tuzluk alıp verdiniz, kız alıp verir gibi. Şakalar komiklikler oha ya çok zeki çok manyak çok deli çok orantısız espriler. Zart dediniz, zort dediniz, özgürlükler kısıtlandı, elektirikler kesildi, çocuklar sokaklarda işkenceyle deşildi.
Tencereler tavalar, tehditler şantajlar, binlerce yüz binlerce cümleyle çılgınlar gibi geceler ve gündüzler boyu bunların ne kadar sapık olduğunu anlatmaya çalıştınız bizlere. Alayı hırsızdı, yolsuzdu, kahpeydi katildi sapıktı, ihanet içindeydiler, ülkeyi bitirdiler, değerleri çürüttüler, sokaklara çıkamaz oldunuz, karnınızdaki bebelere karışıldı, kızlı erkekli evlerden tonla laflar açıldı. Çapulcu oldunuz, paralel oldunuz, hain oldunuz, gezici oldunuz, casus oldunuz, inlerinize girildi ah o pırlanta okuduğunuz masum inlerinize. Bitmeliydi bu dikta, yeterdi artık gitmeliydi bu yolsuzlar; aydınlar enteller yazarlar sanatçılar önderler hep beraber, reklam ajansları kreatif direktörler sabancılar koçlar, lan sabahtan akşamlara kadar, hırsızlardan bahsettiniz bize, ayakkabı kutusu, dantel oyası, vardar ovası, bağıra çağıra bir diktatörün yıkılışını müjdelediniz. iran ajanı oldular, muta yaptılar, tırla silah kaçırdılar, para akladılar, altınlar altınlar uçak dolusu altınlar, yaşam biçiminize karıştılar, -oha ne kadar ayıp- üstelik demokratik telakkilere ve modern hukuka aykırı yaptılar ne yaptılarsa. Allah belâlarını vereydi, evlerine ateşler salınaydı, birlikleri bozulaydı, iki yakaları bir araya gelmeyeydi, artık yeter demeliydik buna, dur demeliydik bu gidişata.
Bir oy bir oydu. Oyumuzu vermeliydik. Oy ver.. oy ver.. vatandaş oy ver.. şşt oy ver.. lan oy versene.. deyip durdunuz, sanatçı manatçı şekil şükül nişantaşı cihangir suratlarınızla. Oy vermeliydik, akıllı olmalıydık, özgürlüklere basmalıydık değil mi olm kafayı kullanmalıydık.
Bir oy.. sadece bir oy.. küçücük bi oy.. oy ver.. oy ver.. deyip kafamızı şişirdiniz. iyi bok yediniz. Beğendiniz mi şimdi? Gidip oyumuzu yine o adama verdik. Başka ne bekliyordunuz lan bizden, makarna yemekten boyu kısa kalmış bu halk yığınından ne bekliyordunuz -öyle diyordu dime şu küpesini çıkartarak kamufle olmaya çalışan bebe-, otobüse binen, leş gibi terleyen, makarnaya tapan, kömürle ayin yapan bu halk yığınından ne bekliyordunuz. Ne dünyadan haberimiz vardır bizim ne de evrensel ilkelerden. Ne özgürlük biliriz ne kitap okuruz, biz ne anlarız lan demokrasiden. Cevap ver lan bebe, ne anlarız biz demokrasiden?
Gelişmemiş toplumlarda demokrasi.. diye başlayan cümleler kuranlarınız oldu mu lan? Bi saniye bi saniye, devam etsene o cümleye nolur. Bizim gibi gelişmemiş bir toplumda.. ay canım çok şeker ya.. ne işimiz var dimi bizim sandıkta? Beğendiniz mi şimdi yaptığınızı, hayır beğendiniz mi, yumruklarımız sıkılı, dişlerimizde gıcırtı, hatimlerle tespihlerle dualarla gittik yine Tayyipe oy verdik.
iyi mi oldu? O kadar da şaaptınız, o kadar da ayakkabı kutusu şey olmuştu hani Geceler gündüzler boyu yaptığınız o şeyler boşa mı gitti şimdi? Türkiye yeni bir döneme giriyordu, artık bunlar asla ayakta kalamazdı, oha ya neler olmuştu öyle Dimi lan Türköne? Mağdur olmuştunuz, mazlum olmuştunuz, hiçbir devirde bu kadar hakaret işitmemiştiniz, ağza alınmayacak laflar etmişti Tayyip hocanıza, diktatöre halk sandıkta haddini bildirecekti güya. Olmadı işte, yapamadık, gittik yine reise attık sülalecek. Babam haber bültenlerinden sonra saydırdı yine size sırayla. iyi mi oldu lan şimdi, ha?
Bize demokrasi vermeyecektiniz. Seçme hakkı biraz lüküs afedersin bize. Çok da kafamız basmıyor aslında bu işlere. Koyun sürüsü halktan oy bekleyeceğinize kendi aranızda halletseniz olmaz mıydı? Ne bileyim şimdi ayıp oldu sanki biraz, o kadar laf saydı adam size, biz de gidip altına imzamızı attık. Küfür etmiş gibi olduk bir nevi, haşhaşi dedik durduk yere alayınıza, vatan haini dedik hocanıza, valla ayıp oldu sanki biraz aga. Ne bilim yani şimdi oy ver falan deyince bir an, insanın eli ayağına dolanıyor afedersin, kime verecektik Sarıgül mü demiştiniz, onu tam bilemedik, karıştı o ara, sandık mandık, aceleye geldi, yani kusura bakmayın biz halk olarak biraz malız, bu işlerden çok anlamayız, ama hata sizde, demokrasi vermeyecektiniz bize.
Neyse, şimdi artık bişiler yapın, bence bu seçimi kabul etmeyin, seçimlere hile karıştı falan deyin, propaganda yapın sosyal medyadan Allah ne verdiyse doğru yalan. Uyduruk rakamlar açıklayın, tutmayınca da sandıklar çalındı deyin. Yakın yıkın sokağa çıkın, dinimize küfür edin ortalığı karıştırın, birkaç genci daha öldürün, azınlıkları kışkırtın Alevilere selam çakın, gavur gazetelerine anlamadığımız dilde ilanlar verin, Avrupaya şikayet edin, şey deyin, afedersiniz bakar mısınız bizi burada islamcılar şaapıyor lütfen yetişin, öyle şeyler söyleyin, bize de bir daha sandık mandık vermeyin, bu işleri kendi aranızda halledin.
--spoiler--
Bugün gerçekleştirilen Ygs' de sınav binasına ve salonuna alınmayan kızdır. Sebebi Nüfus cüzdanında fotoğraf olmamasıdır. Bina sorumlusu haklı olarak izin vermedi ve sınavın ilk 15 dakikasına kadar nüfus dairesinden kimliği değiştirip gelirlerse alınacağını söyledi. Lâkin yetişemediler, 25 dakika rötarlı geldi kız ile ailesi. Bina sorumlusu yine haklı olarak almadı. Ahlâki açıdan her ne kadar yanlış gelse de kurallar dâhilinde yapılması gereken uygulandı. Tüm okullarda böyle bir olayın gerçekleştiğini ve giren adayların başkasının yerine sınava girdiğini ya da aday son giriş zamanından sonra içeri alındığı için diğer aday velilerinin bina sorumlusu ve salon başkanından şikâyetçi olduğunu var sayarsak -ki bunlar imkân dâhilinde idi- doğru olan yapıldı.
Çok süper düşüncedir. Normalde şarkılarda tersten mesaj verme olayını olumsuz kullanırlardı. Bu diziyi çok fazla takip etmesem ve birçok sahnesini abartılı bulsam da anlattıkları olaylar, karakterler ve verdiği mesajlar çok iyi oluyor bazen.
Arka fonda dönen ses/melodi' nin tersten dinlenince ezan olduğu anlaşılıyor. Sonuna kadar izleyince daha iyi anlayacaksınız.
Evin en güvenli yerinde adetâ bir bilim mucizesi gibi saklanan, sakınılan efsane telefonu kullanmış, görmüş nesildir. 5110' a takoz diyenlerin titreyip kendilerine gelmesi gerekir. Cebe sığmayan tek cep telefonuydu Ericsson a1018.
Gökyüzüne yol verdim bu yağmurun çakır sesi,
Kendimi avuttum hep bi yıla gelir kesin.
O kadar gel dedimde neden hala evindesin?
Gözaltlarım morsa eğer demek hala benimlesin,
Karışma sen dur orda bu benim saatlerim,
Hep seni yazdım kadın ve buna sanat dedim.
Belkide saklıyımdır kalbinde tarat beni,
Yine de dönersem sana kendime salak derim.
Kullanmak istedim adın yazan her maddeyi,
Üstüme toprak atın ölüm kokan bi haldeyim,
Ağlama sen şu an göz bebeklerindeyim,
Biraz daha sabret ölümü gözlemekteyim ne dersin?
Hala bana gerekli cevap varmı?
Bi yanım cennetine muhtaç ölüme ramak kaldı,
Sanki tozlu bi yerdesin namusun kirli kadın,
Gel artık bu yüzden karanlık yolda kaldım.
Bütün gücü atıp yine silkele omuzlarımı,
Yazın tam ortasında yağmurum o halde nerene sokiyim umutlarımı?
Unutma adımı,
Ve oynamaktan vazgeç ne olur şu saçma mutlu kadını.
[ 2.Verse ]
Hüzünden bıktım artık, gelse şu güzün geri,
Yıllara meydan okur bağışladığın hüzünlerim ,
Yeminim , kadınım , her şeyim gözüm benim,
Sen beni düşünme be bugün çok üzülmedim.
Saçımda oluşan aklar her mevsimin ürünü ,
Ben yaptıklarını düşündükçe gözümü kanla bürüdüm .
Yıllardır sormadığın şu güçlü kalbe bak bi ,
Bıraktığından bu yana canım 4-5 sene büyüdüm.
Henüz tam çözemedim acı var bir yerimde ,
Dönmek için niyet var mı bir tutam yüreğinde ?
Gelmeye çalıştım hep olmadı sevdiğim ,
Sen marmaraydın bense ülkenin en güneyinde .
Hangi yaprağı yırtsamda sen kokuyo bu takvim hep ,
Sonbahardan bıktım bir ara ilkbaharı taklit et.
Yeşersin sevgi dallarım gerisi kafi ve geleceğine inanmamsa şizofren bi tahmin hep.
Bu gece dün gibi seni bu kalbe sunar artık sevmemeyide öğrendim bu en acıtan kural ,
Sende yoksun ciğerim sen dolu bir duman seni defalarca aldattım ve hüzün şu an kuman.
Her günüm bir mahşer ayaklarıma sırat ağlıyorsun ne oldu meleğim ney bu surat ?
Kalbimin en özel evimi feda ettim cenneti çok merak ediyordun gir içinde tur at .
[ Nakarat ]
Çok bir şey istemedim, gönderi ver şu hisleri ,
Kalbimi kır demedim, tutkuyla gir istedim .
Bir günüm mutluysa, bin günüm bir histeri.
Bir günde gülümse be, severim bil istedim ,
Senenin bir günü sen gelip de sil izleri ,
Sen yılların güzel derdi, perisi denizlerin ,
Tıkanır genizlerim, severim bil istedim ,
Bi daha kirletsen, ben bir daha temizlerim.
--spoiler--
--spoiler--
Aşk neyin kısaltması, neden sahte?
Aşk ömrü kısaltan kimseye görünmeyen madde
Şu yoluna can verdiğim aklımdan bir saniye çıkmayan
O madde en büyük yardımcı azrail' e.
Bu bence tabi kimine bulunmaz hint kumaşı
Aşk hamaldır yaşlı gözlerden kalplere su taşır
Ona bi kez bulaşıp temiz kalan hiç olmadı çünkü
Aşkın dilinde taht kalbinde fesat saklı.
Ben en büyük suçluyum eğer bana yasaksa aşk
Baktıkça kıyamamak mı yoksa doyamamak mı aşk
Ateşle oynamaktır aşk, o omzuna yaslandığında
Rahatsız olmasın diye taş gibi kıpırdamamak aşk
Ben beni umursamayan birinin yolunu gözledim
Hiç gitmeyeceğini söylemişti gözüme bakıp söz verip
Bir tek bu olsa yine iyi kaybettiklerim arasında
En çok kardeşimi sonra aklımı özledim...
Her doğan güneşle yeniden aşık oluyorum o gül yüzüne
Geceyi gündüzün en sert yerinden yazıyorum bu akşam
Ve sen yüzünden takvimim hep sonbahardan başlar
Bu ne ilk ne son vedalaşmam
Aşk ıslak kömürle tutuşan yangın gürültüsü
Bu gün güneşi rehin alıyorum yalanlarla ört üstünü
Dünü bir yana bıraktım diğer yanda ben varım
Sol yanım hep yarım bu dönmeyen dünyanın döngüsü...
Eğer aşkı ellerimin üstünde tutabiliyorsam
Bu aşkın hafifliğinden değil ellerimin genişliğinden
Ben aşk denizinde nefes alamayan tek balığım
Sen başka peteklerde buldun demek balını
En hoş kokuları sürsem dahi farketmez artık
Çünkü benim balım başkasıyla ekşitiyor tadını.
Aşk elbette biter ondan zevk umarsan
O onu saf yapan şeye göz dikenlerin olursa
Ya aşkta ya kumarda kazanırım diye bir garanti yok;
Ya kazanmaya çalıştığım aşk en büyük kumarsa?
En güzel yıllarımı çalan en harika hırsız
Bu gece seni haykırdığım tüm evren yıkılsın
Sadece senle ben olalım istiyorum, bu kez de
Tüm evrem böyle bir aşkı göremediği için yakınsın.
Sen yaklaşmasaydın uzaklığımı korurdum
O en müthiş nişancı olup sapladı dert okunu
Buna rağmen benim olmanı isterim ama
Belkide tek sorun cüzdanım okuyamaz kalbinin barkodunu.
Her doğan güneşle yeniden aşık oluyorum o gül yüzüne
Geceyi gündüzün en sert yerinden yazıyorum bu akşam
Ve sen yüzünden takvimim hep sonbahardan başlar
Bu ne ilk ne son vedalaşmam.
Aşk ıslak kömürle tutuşan yangın gürültüsü
Bu gün güneşi rehin alıyorum yalanlarla ört üstünü
Dünü bir yana bıraktım diğer yanda ben varım
Sol yanım hep yarım bu dönmeyen dünyanın döngüsü...
--spoiler--
Aşkın ten ve maddeden bağımsız olduğunu bilmemekten ileri gelen düşüncedir. Yanlıştır. insan görmeden, konuşmadan, dokunmadan da aşık olabilir. Hatta en saf hâlidir aşkın bu türdeki aşk.
Evinin hemen yanı başında, bitişiğinde bim olması durumudur. Özellikle kahvaltılık konusunda çok kâra girersiniz. Sofranızdan aknaz beyaz peynir, pervin tereyağ, bili bili yumurta ve dağhan sucuk eksik olmaz. Berk demlik poşet çay demlersiniz. Yeri gelir dost yoğurt kaşıklarsınız.
Arkadaşlarla, eş dostla sahura kadar sohbetin ve eğlenceli dakikaların dibine vurmaktır. Gecenin sabahında uyanmanız zor olur, muhtemelen öğleyin ya da öğleden sonra uyanır; orucu uykuya tutturursunuz muhtemelen ama yine de güzeldir.
Kandil geceleri ile diğer mübarek gün ve gecelerde nafile oruç tutmak için sahura kaldıran, sizi uyandıran sevgilidir. Oruç tutmak için sözleşirsiniz fakat aç olarak oruç tutmanıza gönlü razı gelmez. Sizi sahura kaldırır. Hatta imsak vaktine yakın su ihtiyacınız varsa içmenizi de tembihler o. O kadar da düşüncelidir.
Mevcut iktidardan soğuma sebebi olarak addedilir. Lâkin benim çevremde kimse kömür ve makarna yardımı almıyor. Kömür yardımı dağıtılıyor ama onu da muhtarlık ihtiyacı olanlara dağıtıyor. Makarnalar nerede üretilip de kimler tarafından kimlere hangi yolla dağıtılıyor o konuda ise hiç bilgim yok. Hangi insan kendisine kömür ve makarna verdi diye bir partiye oy verir ki? Ben sanmıyorum böyle bir düşünce yapısında, zihniyette olan; bu kadar sığ düşünen insanlara sahip olduğumuzu. Hem diyelim böyle bir yardımı aldı; oyunu yine pekâlâ istediği partiye atabilir. Sonuçta gizli oy, açık sayım denen bir hede var. Bu hamur çok su götürür bence, tam bir paradoks. insanları zıt görüşlü diye aşağılamak, siyasi görüşleri yüzünden karakterini satmakla suçlamak pek de iç açıcı bir davranış olmasa gerek. Sadece bunu belirtmekte fayda var.