hayatta büyük zevk aldığınız şeyleri başkasıyla paylaştığınız zaman onlardan yok hiç bilmiyorum, yemedim, yapmadım vs. diye cevap aldığınızda verdiğiniz cevaptır. mesela kokoreç yemeyenlere dediğim cümledir. boşuna yaşıyosun dostum.
dini kitapları roman zanneden ayrıca kurandan bi haber olan beyinden yoksun kişi söylemi.
edit: tekrarlamalar onun edebiyatının müthişliğinden kaynaklanır. tekrarlar beyinlere bir konunun daha iyi girmesini sağlar. anlaşılmasını kolaylaştırır.
ramazan ayına girdiğimiz şu ilk günde farkettiğim durum. hani karnın acıkır, susarsın, aklından geçer yazarsın falan ama... bu öyle değil. birileri bunu bilerek yapıyor. belki oruç tutmuyo tutanları sinir etmek için yapıyo belki tutuyo ben susuzluktan ölüyorum siz de susayın laaayyyn diyo bilemiyorum artık. ama tutana biraz saygı be arkadaşım. karşında senin yaklaşık 12 saattir yiyip içmemiş insanlar var. oruç sana saçma bile gelse inanmasaN bile saygıya inanman gerek.
şimdiye kadar dikkat ettiğim tüm filmlerde başrol çirkinse ve de ilerleyen sahnelerde güzelleşecekse gözlük takılmıştır efendim. hatırlayın türkan şorayın bilmem ne filmini. hatırlayın çirkin bettyi. ve son izlediğim şu hint filmini. * niyedir bu gözlüklülerle alınıp verilemeyen. çoğu kişiye gözlüğün daha çok yakıştığı bir gerçek. aaaaaaa alınıyorum ama.
bir tanrıya inananlar için bu kolaydır. müslümanlar allahım koru, sana geliyorum rabbim gibi cümleler kullanırlar. hristiyanlar oh my god falan derler de şu ateistler ne diyorlar hep merak etmişimdir.
eh hadi tanım: bir tanrıya inanmayanların korku anlarında daha doğrusu çaresizlik anlarında ne gibi cümleler sarfettikleridir.
şimdiki zaman veletleri gibi bilgisayar başında zaman öldürülmeyen çocukluktur efendim. kızlar ip atlar, erkekler bir kapıyı kale yaparak top oynar. bir tarafta saklambaçlar... yerden yüksekler... susun! gidin başka yerde oynayın.gidin evinize diyen mahallenin yaşlı ve huysuz kadını... şimdilerde o bile suskun. nitekim sokaklarda çocuklar yok artık. hepsi evlerinde.
yıllarca annelerimizin tişörtlerimizi bizden habersiz temizlik bezi yapması sonucunda onların temizlik bezlerini tişört yapmadır efendim. gün intikam günüdür canlar.
zorunlu edit: diyalogtan dolayı başlık yanlış anlaşılmış. hemen düzeltildi. *
çok acıdır efendim. bir yandan ağzınızın suyu akar bir yandan o vitrinde duran muhteşem pastaları yerken hayal edersiniz kendinizi. sonra düşünürsünüz. ben zaten bunları bitiremem bitirsem kilo alabilirim kilo alırsam obez olabilitem var e obez olursam mazallah ölebilirim. pasta için ölmeye değmez deyip yürümeye devam edersiniz. züğürt tesellisidir efendim.
neredeyse her gün tv. de çıkan programlar hakkında yapılan yorumlar sonucu hangi program ya da dizinin başladığını öğrenmedir. örneğin an itibariyle şanslı masanın başladığını öğrenmişimdir. (bkz: öyle bir geçer zaman ki) (bkz: okan bayülgen) * (bkz: fatmagülün suçu ne) *
önce faceten eklenir sonra msn. dersin bu kim? ya bi arkadaş falan filan der. sonra silersin o kişiyi. size çok tepki vermiş ve de arkasından yine eklemişse kesin bişey vardır. nitekim aynı bunu yaptığım x şahsı şimdilerde o sildiğim y şahsıyla çıkmaktadır.
sözlükte uzun süredir farkettiğim ve artık susamayacağım olaydır. akp yandaşı olan yahut dindar olan herkesi şakirt sanan zihniyettir efendim bunlar. sözlüktekilerin çok daha iyi bildiği gibi şakirt, cemaat evlerinde kalan * arkadaşlara deniyor. ancak bu sığ beyinliler kendileri dışında kalanları şakirt sanıyorlar. ve de en can alıcı nokta kendini laik kemalist vs olarak tanımlayan bu kişilerin cemaatteki olayların tamamından haberdar olması. sanırım ilgilerini çok çekiyor ya da bir zamanlar onlar da şakirtti.
malum aslında çoğumuzun yaşadığı hadisedir. beyazlar atılır önce makinaya. sonra bakarsınız ki kırmızımsı bi tişört orada mazlum mazlum tek başına durmaktadır. amaaan boyamaz bu zaten baksana rengi gitmiş derken başlar bunlar dönmeye. makineden beyazları çıkartırsınız ki anlarsınız aslında bunların neden ayrı ayrı atılması gerektiğini.
tüm beyazlar artık pembemsidir. aaa pembe donum hiç yoktu boşver iyi olmuş deyip giymeye devam edersiniz. öğrencilik budur.
bardak içindeki çay tam bitmeden bırakılmıştır. mutfağa gitmek de zor geldiğinden cam kenarına koyulmuştur. günler geçmiş sevgili yazarımız bunu unutmuş ya da gördüğü halde sallamamıştır. en sonunda yıkamaya karar verdiğinde görür ki çay evrim geçirip küf olmuştur. (öğrenci evinden kareler)
allahım ne kötü bir durumdur. hazırlanmış okul, çarşı vs bir yere gideceksinizdir. en son aynadan kendinize bakmak kalmıştır. bastığınız anda hay ... kelimeleri dökülüverir ağzınızdan. sonra ayağınızı kaldırıp ne kadar ıslandığına bakarsınız. söve söve gidip yeni çorap giyersiniz yahut temiz çorap yoksa ütü ya da saç kurutma makinesiyle kurutmaya çalışırsınız.
(ince 57 numara ten çorapsa ıslak da gidilebilir. *)
arkanızdan asık suratlı ellerınde poşetlerle dolaşan kişidir. bıkkın yüz ifadesiyle sürekli size yeter artık deme eğilimi gösterir.(bkz: alışverişe giderken yanınıza almamanız gereken şeyler)
sabah 8.45 olan derse gitmemek için uydurulan mazeretlerdir. uydurulan yalanın önce kişiyi tatmin etmesi ve gerçekten doğru olduguna inandırması gerekir. nitekim yeterince inandırıcı olmazsa uykulu gözlerle derse gitme davranışı meydana gelir. uykuya sınıfta devam edilir.