14 Kasım 1997'de Kasımpaşa'da "Utanmaz Adam" dizisinin çekimleri sırasında silahlı saldırıya uğrayarak sağ bacağından yaralanan okan bayülgen, bu olay yüzünden uzun bir süre gündemden düşmediği için kasımpaşalılara büyük sempati duymaktadır. o yüzden, uludağ sözlükte yazar olsa alacağı nick muhtemelen "kasimpasaCanavari" olacaktır.
Sabahın kuşluk vakti,Yolları tutmuş kar
Kimin kızıdır bilmiyorum, Altısında var yok
Baktı uzaktan eve, Ninesi dedesi kapı önünde
Köpeği birde kuzusu
öyle bir hasretki içinde
isminle aç, isminle Berfin
Renginle aç renginle Berfin
Kardelene söyle:Köklerimiz aynı olsada
Ayrı açar yapraklarım, Başka bir kokuyla yaşarım
Çiçek satıcılarından,sakın güzel Berfin
Hayal tacirlerinden sakın,güzel Berfin
Soldururlar Seni…
nasılki her türk'ün içinde milliyetçilik varsa her kürdün içinde'de ayrımcılık, bölücülük ve hainlik vardır.görünüşte "türk-kürt kardeştir pkk kalleştir" deyipte, daha sonrada bir internet cafede bölücülük faaliyetleri ile ilgili form sitelerine girip türklüğe hakaret edip, peşinden kürdistan kurma hayallerinde koşturup onunla ilgili yazılar makaleler yazıp ahkam kesenler yine kürtlerdir.belli etmeseler bile her kürtün içinde mutlaka bir bağımsızlık arzusu yatar.bu zamana kadar hiç bir kürdün ağzından o yüzden bana hiç bir kürt gelipte " aslım kürt olabilir ama Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yaşıyorum, Türküm ve Türk olmakla gurur duyuyorum" yada buna benzer sözler..duyamanız mümkün değildir.
Kürt, canı istediği zaman Türk kimliğine bürünüp "Ben Türk'üm ama kürtler kardeşimdir" propagandasıyla Türkleri afyonlayabiliyor. Bu oyuna kanan Türkler, kürtleri kardeş olarak görmeye başladıkları için bir kötülük beklemiyor ve güvence altında olduklarını düşünerek rehavete kapılıyorlar; bu sayede milli savunma refleksleri körelmiş oluyor. Bu durum kimin işine yarıyor peki? Türk'ün mü, kürdün mü?.. Elbette ki kürdün işine yarıyor.
Neden ezelden beri sadece kürtler ayaklanıyor, kürtler örgüt kuruyor, kürtler kan döküyor?.. Neden başkası değil de sadece kürtler?..
Kısacası "kürt sorunu" bazılarının empoze etmeye çalıştığı gibi sadece PKK'dan ya da batılı devletlerin kışkırtması sonucu meydana gelen siyasi olaylardan ibaret değildir. Türkiye genelinde her türlü pis, rezil işi yapanların, her türlü adi suçu işleyenlerin büyük bir kısmı kürtlerdir. Genelev işleten kürdü, pavyon işleten kürdü, kumar oynatan kürdü, mafyacılık yapan kürdü, uyuşturucu satan kürdü, yankesicilik, hırsızlık yapan kürdü, kaldırımları parselleyen kürdü, ırza tecavüz eden kürdü emperyalistler kışkırtmıyor, PKK ile de ilgileri yok... Taşıdıkları kanın gereğini yerine getirerek bu suçları işliyorlar.
aklı başında olan bir insanın o ortamda olmaması gereken durumdur.eğer ısrarla olacam diyorsa, başına geleceklerden, tacizcilerin sorumlu olmadığı durumdur.
Biz Türkçüler yıllardır bölücü çevrelerin, azınlıkların, devlet düşmanlarının günden güne azgınlıklarını arttırdıklarını ve bu durumun"etki tepkiyi doğurur"prensibi gereği birgün milli cephe ile gayrı-milli cepheyi karşı karşıya getirmesinin kaçınılmaz olduğunu anlattık. Muhakkak ki ülkemizde huzur ve sükunun hakim olmasını isteriz. Türk Milleti'nin yaşayan en büyük ve güçlü devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'nin çatışmalara sahne olmasını arzu etmeyiz. Ancak isteklerimiz bu şekildedir diye, Türkçüler ve Türk Milleti vatanına karşı cephe almış olan şer odaklarına karşı tepkisiz kalacak da değildir. Türk Milleti yurdunun bütünlüğünü ve tam istiklalini bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da korumak gayesindedir ve bu gaye uğrunda her zaman her türlü mücadeleyi vermeye kararlıdır.
Türk Milleti'nin artık vatanına, istiklaline, bayrağına, kutsal değerlerine, varlığına, güvenliğine saldıran vatan hainlerine tahammülü kalmamıştır.bölücülerin hedefleri ne olursa olsun Türk ırkı bütün bu oyunları, bütün bu tuzakları bozmaya muktedirdir. Bu yüzden asil milletimiz adına bir ihtar da biz verelim: Siz, niyeti bozuk vatan hainleri! Amaçlarınıza ulaşmanıza imkan yoktur. Bu yüzden, vazgeçin bu sevdadan. Vazgeçin ki Türk Milleti'nin gazabını üzerinize çekmeyin. Vazgeçin ki Türk'ün demir yumruğu sizi bulmasın. Ve vazgeçinki sonra kötülediğiniz, nefret ettiğiniz Türk polisine sığınmak zorunda kalmayasınız. Kim bilir, belki birgün sizi milli öfkenin elinden polis dahi alamayacaktır...
Vaktiyle kendi topraklarını yahudilere satan Filistinliler'in bugünkü durumu mâlumdur. Büyük arazileri dolar karşılığında satarken keyifleri gayet yerindeydi ama günün birinde o sattıkları topraklar üzerinde israil kuruluverdi. O günden beri de Filistinlilerin belleri doğrulmuyor. "Toprağını satan milletin sonu esarettir".
Tarihimiz her şeyden önce bir kavgalar tarihidir. Eşsiz kahramanlıklarla, kumandanlık sanatının şaheser örnekleriyle dolu bir kavgalar tarihi ve tarihin seçkin ordusunun destanı.
Türk ordusunun ne zaman kurulduğunu, daha doğru bir deyimle, Türk savaşçılarının ne vakit ordu haline geldiğini, kesin olarak bilmiyoruz. Tarihin aydınlığına çıktığımız zaman ordumuz vardı. Hem de ne ordu?...Destana "Oğuz Han" diye geçen büyük imparatorumuz Tanrıkut Mete yahut Motun'un yarattığı o bulunmaz ve yenilmez ordu.. Tanrıkut Mete, disiplinin bir ordu için yiğitlikten de üstün olduğunu anlamıştı. Tarihin en disiplinli ordusunu bu düşünceyle kurdu ve askerlerine öyle bir ruh aşıladı ki ne buyruk verse körükörüne yapılıyordu. O kadar ki, Tanrıkut buyruğu verdiği için servetleri olan atlarını ve sevgilileri olan nişanlıları ile evdeşlerini hedef yaparak vurmaktan çekinmediler.
Bugünün yumuşamış insanları, şüphesiz, böyle bir şeyi yapamaz ve yaptıramazlar. Fakat az kuvvetle çok iş yapmak, büyük devlet kurmak ve millet yaratmak isteyenlerin felsefesi de pörsük bir ruha dayanamaz. Tanrıkut Mete, Türk milletinin edebi disiplinini kurdu ve bütün dünyaya askeri disiplinin ne olduğunu, neler yapabileceğini gösterdi.
Askerlik, fedakarlık ve feragat mesleğidir. Asker, şahsi kaprislerinden de feragat edecektir. Kumanda aldığı zaman bunu kayıtsız şartsız uygulayamayan insan, asker olamaz. Bu itaatta eşsiz bir güzellik vardır. Hoşuna gitmeyen şey karşısında herkes direnir. Bunu, en seviyesiz insan, hatta hayvan da yapar. Fakat hoşuna gitmeyi düşünmeden; zevkini, arzusunu, fikrini büyük bir prensip uğruna feda edebilen insan, en üstün insandır. Tarihimizde, disiplinin bozulduğu zamanların cezasını bozgunlarla ödedik. Son devrimizde ise, disiplinsizlikten başka yeni bir mikropla zehirlendiğimiz oldu: Siyaset! Bunun nasıl bir mikrop olduğunu ve neye mal olabileceğini Balkan Savaşı göstermiştir. Bütün dünyanın, Balkanları birkaç ayda perişan edecek sandığı Türk ordusu, subay kadrosuna giren siyaset mikrobu yüzünden korkunç bir bozguna uğradı. Siyasetin, nasıl kemirici bir mikrop olduğunu anlamak için 1913'te Balkanlılara yenilen bir ordunun, 1914-1918'de ingiltere ve Fransa gibi o zamanın şampiyonları karşısındaki şerefli ve destani savaşlarına bakmak yeter.
Hayat savaştır. Ölümden korkanlar yaşamasın. Bayraklar, nasıl kanlandıkça bayrak oluyorsa, toprak nasıl kanla sulandıkça vatan haline geliyorsa, toplumlar da ölmesini bildikleri nisbette millettirler. Ölümden ancak hayvan ve hayvanlaşmış insan kaçar. Ölümlerin en güzeli ise, yurt ve şeref uğrunda ölümdür. içimizi sızlatan şehitlerimiz aynı zamanda övüncümüz ve sevincimizdir de...
her kürt vatandaşının içinde pkk sempazitanlığı mutlaka yatmaktadır.kürt, canı istediği zaman Türk kimliğine bürünüp "Ben Türk'üm ama kürtler kardeşimdir" propagandasıyla Türkleri kandırabiliyor.Bu oyuna kanan Türkler, kürtleri kardeş olarak görmeye başladıkları için bir kötülük beklemiyor ve güvence altında olduklarını düşünerek rehavete kapılıyorlar; bu sayede milli savunma refleksleri körelmiş oluyor.Kısacası "kürt sorunu" bazılarının empoze etmeye çalıştığı gibi sadece PKK'dan ya da batılı devletlerin kışkırtması sonucu meydana gelen siyasi olaylardan ibaret değildir.