kadınların evinde kaldıkları erkeklere gizliden şampuanlarını bırakma merakıdır. evimde kalan tüm kadınlar bilerek bırakmış olamaz şampuanını. bi iç güdü sanırsam. valla ikinci el şampuan işine girsem iyi para kazanırım.
not: koklamıyorum ulan şampuanınızı. ne kasıyorsunuz. koklamak istesem bi tshirtünüzü ister onu koklarım.
ben lisedeyken bilim teknik dergisinden yayınlanan ve tüm okulun harıl harıl çözmeye çalıştığı matematik sorusudur. çözen suserlara sıcak çikolata ısmarlanır.
soru:
eskiden arkadaş olan iki matematikçi tesadüfen karşılaşır. biraz laklaktan sonra matematikçilerden biri diğerine "senin üç çocuğunun olduğunu hatırlıyorum ancak yaşlarını hatırlamıyorum" der. diğeri ise soru şeklinde söyle çocuklarının yaşlarını.
-çocuklarımın yaşları çarpımı 36. toplamı ise karşıdaki evin pencere sayısı kadar.
soruyu cevaplamaya çalışan matematikçi gidip evin pencerelerini sayar ve geri döner.
+verdiğin bilgiler yetersiz. bu soru bu bilgilerle çözülemez.
-haa, sana büyük çocuğumun saç renginin kırmızı olduğunu söylemeyi unuttum.
+buldum !!!
soru şu: nedir çocukların yaşları?
aocin ve pudingli tost, sıcak çikilataları haketti.
türk kızları ile ilişki başlatmaktan çok farklıdır.
genelde seks ile başlar. mantığınız şudur, eğer karşımdaki kişi yatakta iyi değilse flört etmeye değmiyordur. önce flört edip onca zamandan sonra yatakta memnun kalmazsa harcadığın onca zamana yazık olur. eğer yatakta iyiyse flört etmeye başlarsınız. daha yakından tanırsınız. sonra ilişki başlar ya da biter.
bi de türk kızına bakalım. önce tanışmaya çalış, arkadaşlarından iste tanıştırmasını falan. öyle bi kitapçıda bi kızla tanışmaya çalışınca sapık damgası yiyorsun. hadi tanıştın diyelim. al bu kızı defalarca dışarı çıkar. hem öyle kezbanca davranırlar ki hislerini söyleyecek ya da elini tutacak cesareti aylar sonra bulursun kendinde. hadi o aşamayı da geçtin ve sevgili oldun. ee seks ? yarısı evlenmeden olmaz der. sıçtın. sekssiz bi ilişki. iran mıyız?
neyse demem o ki: macar, avusturyalı vs vs kızlar candır. sevelim sevişelim.
not düşelim de yanlış anlaşılmasın. yurtdışında yaşıyorum ve kız arkadaşım var. bir de penisimle moleküler biyoloji doktorası yapıyorum.
kezbandan kastım "seks yapmak istemeyen" değil. o kısım bi kaç kere daha okunursa hangi bağlamda söylendiği anlaşılır.
sürekli bana denk gelen kadındır. anlamadım amk, biriniz de alın gidin lan. banyo şampuan doldu. valla ikinci el şampuan işine girsem iyi para kazanırım.
bugün otobüs beklerken konuştuğum hintli bir adamın iddiası.
olay söyle gelişti. devam eden bir deneyim vardı, o yüzden herkes cumartesi gününün tadını çıkarırken ben de okula gitmek zorundaydım. otobüse binmek üzere yurttan çıktım. durakta hintli olduğu her halinden belli bir adam bana birşeyler söyledi. o arada metallica'dan am i evil şarkısını dinlyordum. kulaklığımı çıkardım. tekrar etti, almancaydı. almanca konuşamadığımı söyledim ingilizce. adam ingilizce konuşabildiği için diyalogun devamı ingilizce gelişti.
hintli adam: nerden geliyorsun?
jgkl: türkiye.
h.a: burda ne yapıyorsun?
jgkl: okuyorum.
h.a: erasmus mu?
jgkl: hayır, doktora.
h.a: çok şanslısın. türkler burda kirli (dirty), ezik (looser) ve boş (lame) işler yapıyor. ancak türkiyeye gittiklerinde zengin oluyor..
jgkl: doktora yapmıyor olsayydım bu fikrini benimle paylaşır mıydın?
adam cevap vermedi. beklediğim otobüsü geldi o an, bindim.
aslında adam haklı olabilir. çünkü gerçekten karşılaştığım türkler ya dönerci ya kasiyer ya da ikinci el telefoncu. ancak bir hintli olarak bunu söylemesi koydu bana. yoksa bana amk insanların işinden.
tüm yüzüklere hükmeden güç yüzüğüdür. ancak kafaları karıştıran soru ise sauron un o koskocaman parmağına olan yüzük nasıl oluyor da hem bilbo hem frodo hem de isuldur a tam oluyor. ilginç valla.
yazdıklarının sonuçlarına katlanmayı göze alan insandır. aslında kendisi de bilir ki, o yorumu hak eden kezban ya da kamil'den gelecek bir zarar yoktur. yapacakları en ofansif şey arkadaşlıktan çıkarmaktır, bu onlar için gurur kaynağıdır.
bir örnek:
hülya:
facebooktan yazıp msn var mı diye soran gerizekalıları saygıyla sselamlıyoruz. msn olmasa nasıl alacaz facebook hesabını hahah.
altta yazan bi kaç yorum:
-evet ya var öyle embesiller heheh
-doğru dedin hülya, nasıl alacak di mi (iç ses: yerim seni hülya of of)
benim yaptığım yorum:
facebookta hesap açmak için hotmail ya da windowslive uzantılı bir email adresi kullanmak zorunda değilsiniz. gmail, yahoo, mynet ya da üniversitelerin öğrencikerine sağladığı email adresleriyle de facebook hesabı açabilirsiniz. bunu bilmemeniz o gerizekalı dediğiniz kişiniz sorunu değil, sizin sorununuzdur.
sonuç: arkadaşlıktan çıkarıldım.
not. evet msn artık yok ama bundan 5-6 yıl önce yaşanmış olaydır.