ikisinin de temeli bokstur önce bunu kabul etmek lazım. yani kick boks da yapsanız eğer boksunuz gerçekten iyiyse alır yürürsünüz. yani ikisini karşılaştırmak yerine kick boksun boks temelli olduğunu bilmek lazım. burada da işin içine sporcu faktörü girer. yani dövüş sporları karşılaştıralamaz sadece spocular karşılaştırılır.
bunun yanında bazı arkadaşların kick boksu çok küçümsediklerini fark ettim. fakat ortalama düzey de boks yapan ve guardı sağlam bir kick boksçu eğer low kickleri yeterince iyiyse ortalama ve ortalama üzeri boksörleri çok üzer hem de çok üzer canlar, sıkletleri aynı olmak şartıyla tabi.
he en başta söylediğim gibi spor değil sporcular karşılaşır.
bir bakıma son derece yararlı üniversite. şöyledir ki; türkiye'nin her yanından üniversite öğrencilerinin rahatlıkla hakkında atıp tutabildiği, yıldız teknik'i her nedense küçük görüp kendi bulunduğu mevkiyi bu suretle daha yüksek gösterebilecegini sandıgı, itü'ye giremeyenlerin gittiği üniversite gibi yorumlar yapıp, bir nevi tatmin sagladıkları okuldur.
bunun dışında her devlet üniversitesinde olanlardan farklı degildir olumsuz yanları. bürokratik problemler, bırakın üniversiteyi, hangi devlet dairesinde, hangi kamusal alanda eksik olmuştur ki şimdiye kadar?
bana göre ne kadar hata yaparsa yapsın kredisi sonsuz olması gereken kişidir. evet biliyorum kimsenin kredisi sonsuz değildir olamaz da ne kadar böyle bir hava estirilmeye çalışılsa da fenerbahçede , herkes biliyor ki aziz başkanın kıçı sıkıştığında uçuracağı ilk kelle onun kellesi olacak. çünkü bu böyledir bütün hocalar sonsuza kadar takımın başında kalacakmış gibi gelir, fakat şampiyonluk gidince ve tribünlerden aziz istifa sesleri gelince aziz yıldırım tarafından uçurulur bu kadar basittir yani fenerbahçenin teknik direktör anlayışı. bu yüzden bu takımın önce alexten, brezilyalılardan değil aziz başkandan kurtulması gerekmektedir.
eğer kendi spor salonunda sparring amaçlı olanından bahsedersek kendinden kat kat daha yetenekli ve uzun süredir bu sporla uğraşan biri seni evire çevire döver sen de izlersin. he bu saatten sonra da ne hissedersen hisset gardaşım
önce kim kardashian sonra cheryl cole lan acaba hayran olduğum kadınlara karşı özel bir ilgisi mi var diye düşündüğüm lavuk. ayrıca oğlum justin aklın varsa buralara gelme ağzını burnunu kırıcam senin.
31-2 gibi inanılmaz bir kariyere sahip rus mma dövüşçüsüdür. son mağlubiyetini yanlış hatırlamıyorsam 26 haziranda fabricio werduma karşı almıştır (tarihi yanlış hatırlıyor olabilirim affola) kendisi benim nazarımda dünyanın gelmiş geçmiş en büyük mma dövüşçüsüdür. ufcye gitmediği için çok eleştiri almaktadır fakat asıl soru zaten ufcye gitse kimle dövüşeceğidir. son maçında yerde yumruklanmaktan bok çuvalına dönen, teknik, yer dövüşü cahili, kondüsyon adına hiçbir şeye sahip olmayan brock lesnarla mı (kendisi şu an ufc ağırsıklet şampiyonudur. ) yoksa brocktan tek fazlası boks bilgisi olan fakat kondüsyonu brock lesnar kadar bile olmayan shane carwinle mi ? ki bu iki isim şu an ufcde en büyük iki isim olarak gösterilmektedir aslında bu bile ufcnin ağırsıkletteki vahim durumunu gözler önüne sermektedir. ve bu iki ismin fedorla karşılaştırılması aslında dana white denilen adamın bu iki dövüşçüyü inanılmaz şekilde şişirmesidir ki bu da onun dövüş dünyasındaki etkinliğini ve çakallığını gösterir.
kendisi evet son maçında werduma yenilmiştir fakat fedorla werdum 10 maç yapsa 7sini fedor 3ünü werdum alır. he yaptıkları maç o 3 maçtan birine denk geldi o ayrı bir meseledir. fakat en iyi olmak yenilmez olmak anlamına gelmez en büyük boksörlerin bile kariyerlerinde mutlaka yenilgileri vardır.
edit: son yenilgisiyle artık hafiften bırakması gerektiğini göstermiştir. bir de turnuvaya geri dönmesi gibi bir durum söz konusuymuş asla yapmamasını diliyorum.
isralin yaptığı bu hareketin amerikanın bilgisi dışında olma ihtimalini düşündüğümüz de, tamamiyle insanları kandırma amacıyla verilecek olan tepkidir.
2008 senesinde remy bonjasky karşısında yaptığının daha da beterini, tunuslu olan adını bile tam hatırlamadığım rakibine yapmıştır. nitekim önemsiz de gözükse ünvan maçını kaybetmiştir.
orta ikiye gidiyorsundur. o zamanlar çok sevdiğin ilkokul birinci sınıftan beri birlikte olduğun, yediğin içtiğin ayrı gitmeyen bir arkadaşın vardır adı ozandır. bir yaz bir telefon gelir annene, önce annen ağlamaya başlar ama sana bir şey söyleyemez, sonra babana söyler o ağlamaya başlar, sonra teyzene söyler o ağlamaya başlar... sonra bir gün şunu duyarsın aralarında konuşurlarken "beyin tümöründen hastanede yatıyormuş" gibisinden bir şey duyarsın ... anlamazsın o zamanlar beyin tümörünün ne olduğunu biliyorsundur fakat, kimse söylemez sana en sevdiğin arkadaşının, kafası sıfıra vurulduktan sonra utandığı için seni yanına çağırmadığını, istemediğini. daha sonra bir telefon daha gelir, annenler yıkılır... o zaman zaten artık konuşacak bir şey kalmamıştır annelerle... kaçarsın, annenlerden kaçarsın, babandan kaçarsın, teyzenden kaçarsın... bunu bilen herkesten kaçarsın ki sana söyleyemesinler... sanki daha geç öğrendiğin zaman daha geç ölecekmiş, daha çok yaşayacakmış gibi...
he en sonunda öğrenirsin bin bir yumuşatma çabasıyla söyler yüzüne, ama idrak etmen bile bildiğin şeyi kabullenmen bile çook uzun zaman alır.
eğer iki ırkın da aynı gezegende yaşayacağını düşünürsek çok garip olurdu insanlar belki de başka bir ırkla savaşmanın verdiği gerginlikten dolayı kendi aralarında savaşmazlar, sömürgeler olmazdı, kimse birbirinin arkasından iş çevirmez, herkes birlik olurdu. he kapışmaya gelecek olursak, insan kolay örgütlenen ve çok zeki bir varlık olduğu için öyle iki metreymiş çok birlikmiş falan dinlemez, ağzını gözünü siker navilerin.
doğru bir cümledir, apaçi olmak zordur, özveri, sabır, cesaret, farklı olmayı gerektirir. insanlar sana bakarlar ve seni küçümserler ya da en azından öyle yaptıklarını sanarlar ama senin yılmadan bu uğurdan, bu amaçtan, bu yoldan, dönmemen gerekir. zordur bu memlekette apaçi olmak, hor gözle bakarlar adama, sanki kendileri on numara, kusursuz insanmış gibi senin açıklarınla dalga geçerler, kendileri çok mükemmel bir moda takip ediyormuş gibi gelirler senin giyim kuşamınla dalga geçerler, halbuki kendileri ugg,converse,timberland bağımlısı olmuş, bağdatta gezinmeyi bir bok sanan insanlar olmalarına rağmen... zordur bu memlekette apaçi olmak... delirtirler insanı delirtirler...
not: apaçi falan değilimdir, hatta tam tersi çok zevk alırım onlarla taşak geçmekten. ama insanın bazen kendini yargılayası geliyor sayın sözlük sakinleri.