Mutsuzum sözlük. rastgele yaşamak zorunda bırakılıyoruz hayatı. daha liseye, hatta ortaokula geçmeden başlıyor tercih karmaşası. daha neyin ne olduğunu anlamadığımız yaşta kendi kariyerimizin adımını atıyoruz ama ne olacağımız konusunda fikir sahibi bile değiliz. oysa müfredat belli değil mi bütün yurtta? öğretmenlerin ders anlatma şekli de öğrencinin dersi anlaması gibi bir sürü istatistik farklılık göstermiyor mu hiç? tercihlerinin nasıl yapılacağından haberimizin bile olmadığı gibi, haberi olmayan kişilerin yanlış yönlendirmeleri... sonra lise sonra aynı şekilde üniversite. verilen falsoyla giriyorsun hayatın ceza sahasına. şansın varsa gol olursun. şansın yoksa ya kaleciyle baş başa ya da aut. her şeyi anladıktan sonra tam sevdiğin şeyi bulduğunu düşündüğünde artık büyümüş oluyorsun zaten. bir beklentiler var ki senden sorma gitsin. bi de senin beklentilerin var hayattan tabi. bi yapmak istediklerine bakıyorsun bi şu an olduğun yere. bi olabileceklerine bakıyorsun bi de geldiğin yere. zaman, imkan ve koşturman gereken onca şeyin ortasındasın artık! ne bir planın var mı diye soran var ne de yol gösteren. herkesin işine yara ama hiç bir zaman kendin olma!
10 senedir tanıdığım fem dershanesi öğretmenleri feysbukta birden aktivist kesildiler ben de asıl ona şaşıyorum. bu adamlar yaklaşık 5 senedir falan feyse girerler, komik olmayan karikatür paylaşıp giderler fakat şimdi günde 5 vakit hak hukuk içerikli durum güncellemeleri yapmaya başladılar. sırf kendileri haksızlığa uğradığı için mazlumu oynayıp yine kendi haklarını savunuyolar.
kendisi evinin, "milletin!" Sarayından daha ihtişamlı olduğunu söylemiş! ''abartıldığı kadar değil'' demiş! Böyle bir şey kabul edilemez! derhal "sarayımıza" gereken ilave yatırımlar yapılmalı, kimsenin altın varakk'ı ,"milletin" sarayının varak'ından daha ihtişamlı olamaz!
Yaşamak, tabiatın en küçük kımıldanışlarını sezerek, hayatın sarsılmaz bir mantık ile akıp gidişini seyrederek yaşamak; herkesten daha çok, daha kuvvetli yaşadığını, bir ana bir ömür kadar çok hayat doldurduğunu bilerek yaşamak... Ve bilhassa bütün bunları anlatacak bir insanın mevcut olduğunu düşünerek, onu bekleyerek yaşamak...
(bkz: kürk mantolu madonna)
çoğu zaman yüksek lise tadı veren, kazanınca bir şey olacağınızı sandığınız, hocası dert arkadaşı dert olan,
vizesinden finalinden nefes alınmayan, çoğu hocanın aslında sadece zamanı doldurmak için derse geldiği, fotokopi makinesinin doçentten daha fazla hırpalandığı, aynı tip insan üretmekten zerre rahatsızlık duymayan, gereksiz bir kurum.
