biliyorsunuz emekçi kardeşlerimiz için her zam döneminde "asgari ücret belirleme komisyonu" kurulur. sendikalar itiraz eder hükümet diretir o kadar zordur asgari ücreti belirlemek. ama iş milletvekili maaşı belirlemeye geldiğinde birkaç saat içinde hatrı sayılır bir zam yapılır ve yollarına devam ederler. milletvekili maaşlarının halk tarafından belirlenmesi gerekmektedir. sonuçta bu paralar halkın parası ve ne kadar maaş vereceğimizide bizler belirlemeliyiz.
(bkz: milli iradeye saygı)
mevcut iktidarın milli iradeye olan güveni ve milli iradenin vermiş olduğu kararlara ne kadar bağlı olduğu malumunuz. peki neden %90 evet çıkacak bir referandumu yapmıyorlar. madem milletin istediği gibi yönetilecekse bu ülke neden halkın isteklerini dikkate almıyorlar merak konusudur.
düşünce tarzı ve hayata bakış açısıyla mal olduğunu belli etme yollarıdır. birkaç örnek verecek olursak aynı metodları deneyip farklı sonuçlar beklemek.
çoğunluğun kararlarının her zaman en doğru karar olduğunu benimsemek ve çoğunluğa katılmak.
asgari ücretle çalışan bir kişinin 700 ayda yani 58 sene gibi kısa bir sürede rahatlıkla gerçekleştireceği durumdur tabiki yemeden içmeden çalışarak geçerli.
aslında kadın olarak sınıflandırmak yanlıştır. insan kendisinden daha zayıf bir kişiyi sırf gücü yettiği için ezebilecekse onu hayvanlardan ayıran fark kalmamaktadır. birde bunu dine dayandıranlar vardır halbuki hayatı boyunca erkek olarak dünyaya gelebilmek dışında bir başarısıda yoktur(tabi seçim hakkınız olmayan bir kriter başarı sayılırsa) hangi nedenle olursa olsun kadın, erkek, yaşlı yada çocuk insan kendisinden zayıfı ezmeye çalışıyorsa insanlıktan çıkmıştır.
binlerce bakterinin birbirine karışacağını bile bile ve karşınızdaki insanın ellerinin temiz olup olmadığını bilmeden tokalaşmak mantık dışıdır. hele birde toplu tokalaşma vardır ki felaket peşpeşe 10 kişiyle tokalaşıp hepsinin ellerini yeni yıkadığını düşünmek ütopyadır. japonların en sevdiğim yönü birbirleriyle fiziksel temas kurmadan selamlaşabilmeleridir. umarım bizdede yaygınlaşır.
bu benimdir çocukluğumdan beri ne zaman yağmur yağsa mutlu olurum sanırım bu ömrüm boyunca böyle olacak. hatta sırf daha fazla yağmur yağıyor diye yaşlandığımda rize'ye yerleşmeyi düşünmüyor değilim.
olmayacak bir durum değildir. zira bir türk ailesinin genellikle 2 yada 3 çocuğu vardır yani çocuklarıda aynısını yapsa 4 yada 9 torun sahibi olur bu aile. fakat doğu anadoluda bir kürt ailesi 8-10 civarı çocuk sahibi olmaktadır aynı seyirde gittiği takdirde bu ailenin ortalama 64 ile 100 arasında torunu olacaktır. bu durum hdp yada dönemin hdp uzantısı partinin çok yüksek oylar almasına neden olacak demokratik bir seçim sonucunda tek başına iktidar olma ihtimalini doğuracaktır.
1 kasım 2015 erken seçiminde 7 haziran 2015 genel seçimindeki seçim sonuçlarının aynısının çıkması durumudur. koalisyon kurma çalışmalarının bir sene sürmesine neden olacak talihsiz olaydır.
(bkz: işte biz o gün tükeneceğiz)
hiçbir insanın annesini, babasını, dinini, ırkını seçemeden doğduğu bu dünyaya gelen bir bireyin ırkçılık yapabilmesi son derecede saçmadır. her ırk genellikle kendi ırkını üstün görür peki o ırka mensup olmak için ne gibi bir emek harcadın sadece annen ve baban o ırka ait olduğu için türksün, almansın, kürtsün yada herneyse. insanları seçemedikleri kriterler üzerinden değerlendirmemek lazım.