eddie the head
248 (ilaç gibi)
on birinci nesil silik 27 takipçi 13.91 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    kahvaltı deyince akla gelen ilk şey

    1.
  1. 'kahvaltı' dendiği zaman akılda beliren ilk şeydir. Benim aklımda walter jr. Beliriyor la. Allah belasını vermesin, ne ergen atarlar yapardı o kahvaltı masasında. Zaten tüm diziyi o masanın etrafında geçirdi garibim.
    1 ...
  2. oberyn gibi öldürülmek istenen insanlar

    1.
  3. öncelikle bakınız, oberyn'in ölümü:

    https://pbs.twimg.com/med...BpIabAPIQAA25Oy.jpg:large

    'insan insana bunu yapar mı' dedirtecek şekilde öldürülmek istenen pis lanet insanlardır.

    * her başlıkta her ortamda istikrarlı biçimde ırkçılık, muhalefet, yandaşlık, yalakalık gözeten,

    * kendi çapında küçük de olsa bir rant elde etmek için toplumsal duyarlılık gerektiren ancak aynı zaman unutulmaması da gereken olayların ardından birkaç günlüğüne sosyal paylaşım organlarında, sözlüklerde ve forumlarda asıp kesen, hesap soracağını söyleyen, unutursa kalbinin kuruyacağını iddia eden, 3-4 günlüğüne profil fotoğrafını/ikonunu değiştiren; ilgi topladıktan sonra da hayatını tozpembe yaşamaya, düzenin içinde kukla olarak yaşamaya devam eden,

    * birinin yanında başka, ötekinin yanında bambaşka konuşan, iki yüzlü davranan; kimi zaman da adi şekilde laf taşıyan,

    * seni kardeş gibi gören,sevgilisi de olan insana, ' sen benim kardeşimsin ' diyip biraz sonra yavşayan, 'başkalarıyla konuşunca seni aldatıyormuş gibi hissediyorum' diyen, fırsat peşinde koşan,

    * kadını malı mülkü gibi gören, her akşam evine sarhoş gelen, oğluna kızına sayısız hakarette bulunan, tüm ailesine kaba kuvvet göstermeyi erkeklik sanan,

    * 'tek amacımız dini konularda halkımızın bilinçlenmesi, allah rızası için bu işi yapıyoruz' diyip paranın ve malın mülkün dibine vuran,

    * kimi zaman yalan yanlış bile olan ''şuna şuna şu kadarlık yardımda'' bulundu haberlerini kendi eliyle medyaya yayan sonra da '' bilgim dahilinde olmadı, bir elin verdiğini diğer el bilmemeli'' diyebilen,

    * insanların vicdanını, hürriyetini ve hislerini para yoluyla satın almak isteyen

    * ve tüm bunları yaparken en ufak da olsa yüzü kızarmayan, insanlığından utanmayan, pişkinlik gösteren arsız ve riyakar insanlardır.
    2 ...
  4. pollyanna ya son mektup

    1.
  5. en güzellerinden bir didem madak şiiri.

    Aşk mektupları elbette yakılmalı,
    geçmiş en soylu yakacaktır.''
    (Nabokov) Muhabbet kuşumuz öldü
    Arkasında uçuşan tüyleriyle mavi bir
    sonbahar bırakarak
    Biliyorsun ölüm, mavi boş bir kafestir
    kimi zaman
    Acıyı hangi dile tercüme etsek şimdi yalan olur Pollyanna Uyuyamadığım gecelerin sabahında
    Gözaltlarımdan mor çocuklar doğardı
    Mor çocuklarıma ninni söylerdi sabah
    ezanları
    Fırtına ters çevrilen şemsiyelere
    benzerdi Duaya açılan avuçlarım
    Avuçlarıma kar yağardı
    Kimi zaman tipi...
    Kaç kere avuçlarımda mahsur kaldım.
    Birkaç kış geçti Pollyanna
    Ben hep mahzun kaldım. Kocaman bir kardan adam yaptı içime
    bir çocuk şair
    Tuhaf şarkılar mırıldanarak: Şiirime
    kenar süsü olsam ben
    Bir kenar süsünün gülü olsam ben
    Sarı deftere tuttuğum bir günlük Aşk olsam ben... Sonra yazları
    Yaseminlerle sarmaş dolaş bir
    balkonum oldu
    Balkon yaseminlerle sevişirdi
    Rüya hülyayla sevişirdi.
    Ben o beyaz ve güzel kokan çadırın altında
    Geceyle sevişirdim.
    Bir davet gibi otururdum balkonda
    Bir beyaz örtü gibi sarardım acılarımı
    başıma
    Ben sevgilisi çile olan bir gelindim Pollyanna
    Gel derdim gel, kim olursan ol yine gel...
    Çiçekli bir düğün davetiyesi gibi
    otururdum balkonda
    Yıldızlar ürkerdi, titrerdi davetimden
    Ayın etrafında beyaz bir hale dönerdi. Bileklerimi uzatırdım çıplak, beyaz ve
    inca
    Işıktan bir kelepçe istedim yüz
    görümlüğü olarak Pollyanna.
    Secde eden alnımı,
    Şarap içen dudağımla öpmek istedim. Dizlerimde ve dirseklerimde nasır tutan
    arayışımı
    Beyaz bir merhemle ovmak istedim.
    Beyaz bir günahtır aramak kimi zaman
    Pollyanna... itiraf etmek gerekirse
    Domates-biber biçiminde tuzluklar
    aldım pazardan
    Kalp şeklinde kültablaları
    Kalbimde söndürülmüş birkaç sigaradan
    kalan kül Yetmezdi yeniden doğmaya.
    Orhan Gencebay dinledim itiraf etmek
    gerekirse
    Bedelini ödedim ama Pollyanna
    itiraf artık tedavülden kalkmış bir kağıt
    para. Hayatım bir mutsuzluk inşaatıydı
    Pollyanna
    Çimento, demir, çamur...
    Duvarlarımı şiir ve türkü söyleyerek
    sıvardım.
    En üst kattan düşerdim her gün Esmer bir işçi gibi dilini bilmediğim bir
    dünyaya
    Hayatım bir mutsuzluk inşaatıydı
    Pollyanna
    Sana ve mutluluğa yazılmış
    mektuplarıma Cevap beklediğim zamanlarda. Benim bir köyüm olmadı.
    Hiçbir şehir karlı sokaklarıyla bana
    Pazen gecelik giymiş bir anne gibi
    sarılmadı.
    istanbul’u evlat edinsem
    Benimsemezdi nasıl olsa otuz yaşında bir anneyi
    Yüzyıllarca yaşamış bir çocuk olarak.
    Mütemmim cüz olamadım hiçbir aşka
    Pollyanna
    Bir kitaba bir cüz olamadım.
    Yukarıdan aşağı, yedi harfli battal boy bir intiharı denedim.
    Hiçbir bulmacayı tamamlayamadım.
    Bir kediyi okşasam ellerim yumuşardı
    Biri okşasam bir yumuşardı.
    Bire “BiR” olamadım. Fırfırlar olmalıydı oysa hayatımın
    kenarında Pollyanna
    Kırmızı puanlı bir şiir olarak uyumalı,
    mor puanlı
    uyanmalıydım.
    Pişman olmamalıydı orada olmalarından yeşil farbelalarım.
    Bir çingenenin çıkardığı dil olmalıydı
    şiirlerim. Sana bu son mektubu,
    Artık senden mektup beklemediğimi
    söylemek için
    yazıyorum Pollyanna
    son şiirini yazmaya cesaret edememiş
    bir şair olarak.
    2 ...
  6. © 2025 uludağ sözlük