Susmanın da konuşmanın da çaresi yok. Bir işe el atayım desen ya elinde kalır yada elin yapışır kalır. -Hareket mi etmesek ne yapsak- dersin. Belki hatan bu, bunu da bir kere düşünmelisin. Tek başına değil misin sen? Ne bu bizsel sorular. Sormak da fayda etmiyor ama, sormasak da bişey değişmiyor.
o öyle değil. ama haklılık payı var. köyden örnek vereceğim. Geçenlerde köyde muhtar araştırma yapmış, ne haddineyse, köyde 27 erkek ve 2 kadın 24 yaş üstünde ve bekar yani evde kalmış tabiri caizse. Muhtarımız evlilik programlarının yasaklanmasının ardından yılların geleneği çöpçatanlık müessesini yeniden hayata geçiriyor. Darısı avmlere karşı direnen küçük esnafın be kobilerin başına.
yaşanır yaşanmaz diye birşey yok. sanıyor musunuz ananız babanız sizi birbirlerine olan aşklarından dolayı yaptı? yaşadıkları libidoyla yaptı tabiki. aşk olmadan cinsellik olur gelip geçicidir unutulur. aşk olur cinsellik de olur, bu sakattır bolca pişmanlıklar yaşatabilir. ama en iyisi aşkın da cinselliğin de aynı kişide olmasıdır.
Olaylara en subjektif bakan taraftarlardır. Akp zihniyeti gibi hep kendilerini başarılı ve haklı görürler. Başarılı yanları illaki var. Bazıları da yalnızca onların değil türkiyenin övüneceği başarılar. Ama haklı oldukları pek bişey yok. Futbolcularının sahada kandırmacalarına şahit olduğumuz gibi taraftarlarının da çirkefliğine bolca şahit olduğumuz bir kulüptür galatasaray.
Ve sözüm meclisten dışarı ama bir futbol muhabbeti olursa galatasaraylı taraftarın sundukları melih gökçeğin Twitter profili gibi gülüp geçilecek şeylerdir.
hayatımda ilk defa sabahın 10’unda filme gittim. sebebi cem yılmaz sevgisi ve hala hatırladıkça güldüğümüz gora ve arog filmleri. goranın tadı başka arog’un tadı başka ama bu filmin tadı bambaşka. kahkahayla güldüren bir film olduğu kesin. gora ve arog’u ilk izlediğinde pekçok espriyi farkedemediğimiz kesin bir gerçek. hatta tahta esprisine ilkinde gülenler pek azdır. ve öncülleri gibi bu film de izlendikçe tadına varılacaktır.
burnum düşse yere, almam havalarında buraya komik değil, cem yılmaz bozdu, recep ivedik gibi hep aynı karakterle önümüze çıkıyor yazanlar daha iyi bir komedi filmi göstersin de ona gülelim. göndermeleri ile filmdeki mizansen ile yaptığı reklamının az bile kaldığını kanıtlamıştır. bu filmi herkes izlemeli çünkü.
cem yılmazın her filmi gibi bu filmi de komiktir, bu kısım net. ufak tefek siyasi göndermeleri de mevcuttur. ancak ali baba ve 7 cücelerdeki gibi bariz değildir.
vizyondayken en az 3 kere izleyeceğim bu filmi. gişesi 7 milyona doğru gidiyorsa eğer 10 kere daha giderim. yeterki türk sinemasının kara gerçeği recep ivedik 5’in gişe rekoru tarihin tozlu sayfalarında kaybolsun.
ben ali baba ve 7 cüceler filmini çok sevmiştim bu film ondan da komik.
bir de burada acımasız eleştiri yapanlar acaba bu filmden yada başka bir sinema filminden beklentileri ne? kendileri biliyor mu? hayatını mı değiştirmesini bekliyorlar filmin?
zaten spoiler vermemek için kendimi zor tutuyorum.
Neden iyi erkeklerle tanışamıyorsunuz biliyor musunuz? Çünkü eski sevgilinizin yakın arkadaşlarının yavşaklığına göz yumup onun bununla flört ettiğiniz için. Eski sevgilinize sanki olan biteni biliyormuş gibi gavat muamelesi yaptığınız için. ve bunlardan en son haberi olan eski sevgiliniz “ulan müdahale etsem gözüm var diyecek” diye endişeye kapılıyor halbuki. Müdahale etmeyince de gavat oluyor değil mi. isyanım var ulaaan. Ama ne halt yerlerse yesinler varsın gavat ben olayım.
küllük olurdum. hayatımda işe yarar gördüğüm o var. çekirdek çitliyosun kabuğunu atıyosun. burnunun sümüğünü bile ona atıyosun ara ara. sigara söndürüyosun en başında. ciğerini yakıyorsun küllüğün. pisletiyosun, temizlemek hak getire. ayda yılda yıkanıyor ortalama bir küllük. yani boka bulanmış şekilde yaşıyor. hayatımdan farksız vesselam. yüreğim kirlendi bedenim kabuk bağladı; yaralanmalarım hariç.
(bkz: kül tablası)
fareler ve insanlar oyununa beraber gittiğim arkadaşımı orda zihinsel sorunları olan adama denildiği için mantarkafa diye kaydettim. sonradan öğrendim ki o da beni öyle kaydetmiş.
kedim Müşerref vardı. 3 sene de 9 yavru yaptı. sonra kayboldu. yavrularını isteyene verdim, bir kaçı da yaşayamadı. şuan bir tanesi var ve onun adı da "hanım". Evet "hanım". hamile ve oğlu olursa "küçük bey" teşrif etmiş olacak.
rüyamı hatırlamıyorum ama uyanınca kendi kendime "Bugün Kızılaya gideyim bir iki bira içeyim" diye düşündüm. sonra kızılaya gidip gelmek zahmetli geldi. işten izin alsam aslında giderdim. işten izin alayım diye düşündüm. izmir de çalıştığım iöin ankara bayağı uzak geldi. sanırım ankarayı özledim.
patronum. işi bırakmak istedim, zam yaptı. kaçıp gitmek istedim, elime para verdi. o kadar zarar ettik, nazar dedi. kovir misen agam dedim kovmirem ulan kovmirem dedi.
izmir;
alsancak iskele,
konak saat kulesi,
bornova metro,
antalya;
kaleiçi saat kulesi,
manavgat sarıköprü,
kaş meydandaki noel baba cafe,
ankara;
kızılay ykm-dostlar kitapevi, kadın heykeli,
ulus heykeli,
kurtuluş metro fakulte çıkışı.
akp zihniyetinin ne yönde olduklarını gösteren tweet silme vakası ile son bulmuştur. twitterda anket yaparlar istedikleri sonuç çıkmayınca tweeti silerler, mansur başkan olmasın diye elektrik kesip oy çalarlar, antalyada chp kazanmasın diye oy yakarlar, yalovada para verip oy satın alırlar, melih gökçek anket siler vs. vs. akp zihniyet bundan ibarettir. "vatanımız zor günlerden geçiyor adeta istiklal savaşı veriyoruz" derler ancak düşmana dost, dosta düşman olurlar. çocuklar ölmesin diyemezler ama anaları ağlatıp analar ağlamasın derler. berkinler ölürken vatanperver fıratlar ölürken pkklı olmadılar mı. reza zarrap sevdikleri bi işadamıydı önüne yatıyolardı. halkı inanadırdılar. anam babam bile inandı. bakalım 5 sene sonra reza hangi tarikatın mensubuynuş binali hangi cemaatin piyonuymuş rıdvan dilmen hangi devletin ajanıymış.