Bulunduğum şehirdeki büyük bir tekstil firmasının yönetiminde yer alan bir tanıdığımın söylemi olan gerçektir. Fabrikada Zegna, Guess, Calvin Klein Jeans ve Diesel gibi firmaların jeanleri üretilmekte ve ithal edilmektedir. Maliyetleri 20-30 usd arasında bulunan pantolonlar bir yurtdışı yapıp gelmeleriyle vitrinlere 300-600 tl arası fiyatlarla gelmekte ve alıcılarına itelenmektedir. Tabi bizim marka merakı olan zavallı vatandaşımız aldığı pantolona ederinin 10 katı para ödediğinin farkında olmadan marka giyiniyor olmanın keyfini çıkarmaya çalışmaktadır.
15 şubatta vizyona girecek olan Altan Dönmez filmi. Mete Horozoğlu, ilker Aksum, Altan Erkekli ve Bülent inal gibi oyunculara sahip olmasına rağmen, Fragmanından anlaşılacağı üzere vasat bir Türk filmi daha bizi bekliyor denilebilir. Özellikle öğrenci karakterlerini oynayacak oyuncuları piyasada bulunabilecek en anten, en itici simalardır. Öğrenci rolleri bilinmeyen yeni simalara verilseydi belki izlenilebilir olurdu. Bu haliyle gayet vasat görünüyor.
büdüt: saydığım oyuncuların hiçbiri oynamamakta imiş. Sinemalar.com'a yazıklar olsundur. Tekrar baktım da vasatın da vasatı bir film imiş.
Havanın kararmasıyla başlayan, yalnızlığın insanın yüzüne vurmasıyla, gecenin sessizliği, alttan çalan slow parçam, 4 duvarın üzeme üzerime gelmesi. Yalnız insanların kabusudur bu gece depresyonu.
Türkiyede mağazası bulunmayan ancak bazı mağazalarda bulunabilen, tarz olarak mudoya benzettiğim hollanda menşeili giyim markası. Fiyatları biraz tuzlu haliyle.
bugünlerde dna şarkısı dillerime dolanmış olan ingiliz gruptur. it's in his dieney dididi dieney öhömm evet neyse efendim işte güzel bir video klibi de vardır ayrıca bu şarkının
Şike yaptıkları mahkeme kararıyla tescillenmiş olan bazı takım taraftarlarının emek hırsızlığından bahsetmesi durumudur. Ve ancak Türkiyede meydana gelebilir.Yüzüne top çarpıp yerde yatan futbolcu kıvranırken gol atıp sevinebilen klübün taraftarlarının da aralarında bulunduğu gruptur.
dipnot: Tamamen gerçeklerden alıntılanmıştır ve en ufak bir ekleme veyahut yorum yoktur.Ancak gerçekler acı olduğu için acımasızca zamanın ötesine gönderilecek olan başlıktır.
Haberleri abartarak verdikleri gibi bu sabah izlediğim bir haberlerine de binaen yapılmış bir tanımdır.Söyle ki efendim; bazı süt üreticilerinin sütü dezenfekte etmek için hidrojen peroksit kullandığını öğrenmiş bizim salak takliti yapan muhabirler.Muhabir kız hemen kuaföre gitmiş, orda kullanıllan h2o2'yi alıp eline dökerek sokakdaki insanlara:
-Bakın h2o2 dökcem elime bakın nolcak şimdi.Ahh elim yandı ayy.işte bunu süte koyuyolarmış
-Aaa öyle mi ? Süt içince ciğerimiz kireç filan toplar öyleyse ! (o nasıl oluyorsa)
Her gün buna benzer salak muhabbetlere maruz kalıyoruz.
Geçen de memura mı emekliye mi ne 30 tl zam yapmışlardı (Geçen dediğim baya oldu).Hemen bizim salak takliti yapan muhabir o 30 tlyi lüksce bir yerde öğle yemeği olarak yiyip daha sonra da dalga geçer gibi " işte yapılan zamla insanlar ancak bir öğün yemek yiyebilecek " diyor
Tamam zam yetersizdir, süte h2o2 konulmuştur haberini yap ama gidip halkı salak yerine koyarak veya halkla dalga geçer gibi salak salak haberler yapmak zorunda mısınız ? Süte h2o2 mi konmuş ? Kuaföre gideceğine git uzmanına sor. Gidip şebeklik yapıp halkla dalga geçer gibi haberler yapmak cidden çok itici.
Ayrıca halkı salak yerine koyma işini sadece haberleriyle yapmayan kanaldır.
(bkz: Akasya Durağı)
Django Reinhardt'ın en harika parçalarından biridir. La Marseillaise olarak bilinen Fransa Milli marşının bir yorumu hüvüyetindedir.1945-1946 yıllarında yaptığı eserlerinin bulunduğu albüme de isim vermiştir.
Buradan dinlenilebilinir: