maçın sonunda kaçınılmaz bir kavganın söz konusu olduğu durumdur. zira erkek şansızlığını sevgilisinin onu izleyip baskı altında bıraktığını bahane edecektir.
erkeklerin kabullenemediği gerçekleri (ki bunlar toplumun genel geçer olarak kabule dilen kurallarıdır da aynı zaman) öyle güzel iletir ki okuyucuya, sen neredendiydin bu zamana kadar sabahattin ali dedirtir adama.
şimdi efenim kadının kalçası illa dolgun diye şaplak atılır diyorsan, ben de sana şunu derim: kalçası bir çok kadının kalçasına bin basacak kalçalı herifler de var, biz de aynı şeyi tam boşalmak üzereyken yapsak olur mu?! bir kere estetikten, saygıdan uzak.
uzaktan ilişki yaşayan insanlara ithafen yazıldığını düşünerek dinlerdim ilk çıktığı zamanlar. ki bunun nedeni sevgilimin benden uzak olmasıydı. ne farkeder ki yanyana olsan. gözünün içine baka baka yalan söyleyen insanlar var. demem o ki uzak- yakın kayırmadan her türlü içinde bulmak lazım o'nu.
o durumu hissettiğiniz an tamamen bir kurgu içinde yaşarsınız. ondan önce de aslında bir kurgu içinde yaşarsınız. aslında ilişkiler zaten bir kurgudan ibarettir. lakin 'o an' dediğimiz şey yüzünüze asıl gerçeği vuran şeydir. ki gerçeğin şoku sizi ikinci bir kurgu yaratmaya iter. ki bu daha tehlikelidir. zira iki kat kurgunun içerisinden çıkmak için ilk birinci kurgunun bir kurgu olduğunu kabul etmek ve daha sonra diğer kurgunun (ki en acı olanı) kurgunun kurgusu olduğunu kabul etmek. rezil bir durum yani.
dudaklarının yok denecek kadar ince olmasından ötürü herhangi bir şekli yokmuş gibi dudakları olan eski sevgilime annem yamuk ağızlı derdi. halbuki konu tamamen fiziksel nedenlere bağlı. annem çok gerçekçi kadın yahu.