bir yahudi din büyüğü ne demiş bakın: "eğer ben kendimden yana değilsem kim benden yana; ve kendi nefsimden yana olmakla ben neyim? eğer şimdi değilse ne zaman?"
erdem in karşılığı yine erdemdir. ademoğlu dürüst olmasının karşılığını nerde aramalı?
ahlaklı olmak insana kaybettirir. hayatı stratejik oyunlar toplamı-game theory- diye kabul edersek sahtekar olmanız çoğu zaman hatta herzaman sizin çıkarınızadır. etrafınızda başarıya ermiş kişilere, kadınları ve paraları götürenlere bir bakın lütfen: siyasetçiler, futbolcular, medyanın tepesindekiler, devleti idare edenler... yalan söylemeden, adam kayırmacılığı yapılmadan, ilkesiz davranmadan kısaca ahlakı dairenin dışına itmeden başarıya ulaşılabilir mi?
bir öğrenciyi ele alalım. sınıfta herkes kopya çekiyor ve o kişi kopyayı bir ahlaksızlık örneği addediyor. herkesin kopya çektiği bir ortamda ahlak abidesi olmanız zararınızadır. yeryüzü üzerindeki bütün işler de böyle cereyan ediyor. herkesin haydut olduğu bir serencamı yaşıyoruz. sizin ahlakınızdan kime ne? leonard cohen ne demişti o ünlü şarkısında: iyi oğlanlar kaybeder, bunu herkes bilir... everybody knows. zarlar hileli, boşuna kasmayın...
tabiki dürüst olmanızı gerektirecek durumlar da var: çıkarınıza uygun geldiğinde.
çalın çırpın, ezin, yokedin, acımayın!
büyük zalimler kafası ezilmemiş mazlumlar arasından çıkar
Kaydet arabım kartımın numarası belli değil
Çocuklarımın sayısı sekiz
Dokuzuncusu da yolda
Yazsonunda burda
Kızıyor musun
Kaydet arabım taş ocağında çalışıyorum
Emekçi yoldaşlarında
Çocuklarımın sayısı sekiz
Giysilerini defterlerini
Taştaş çıkarıyorum ekmeklerini
Sadaka bekleyecek değilim kapında
Konağının önünde küçülecek değilim
Kızıyor musun
Kaydet arabım adım var yalnız yoktur soyadım
Bu diyarda öfke kazanında yaşayan
En sabırlı insanım
Zamanın doğuşundan daha eskiye
Yılların bilinmesinden daha eskiye
Selvilerden, zeytinlerden daha eskiye
Uzanmıştır köklerim
Karasaban süren bir ailedendir babam
Soylu efendilerden değil
Ve dedem bir çiftçiydi
Ne neshebi belliydi ne seceresi
Kitap okumadan önce
Güneşin yükselişini öğretirdi bana
Evim bir koruyucu kulübesi
Dallardan ve kamışlardan
Rahatlattımı seni bu durumum
Adım var yalnız yoktur soyadım
Kaydet arabım saçlar kömür karası gözler kahverengi
Ayırıcı niteliklerim
Başımda kefiyemin üstünde bir kan
Ayalarım sert mi sert kaya gibi
Tırmalar neyi tutsa
Adresim sokakları adsız
unutulmuş bir köydenim silahsız
taş ocağındadır tarladadır tüm erkekleri
kızıyor musun
Kaydet arabım sen yağmaladın bağlarını atalarımın
Sürdüğüm çocuklarımla sürdüğü toprağı
Sen yağmaladın
Bana ve torunlarıma hiçbir şey bırakmadın
Şu kayalıklardan başka
Ve diyorlar ki hükümetiniz bunları da alacakmış
Öyle mi
Öyleyse kaydet
Kaydet birinci sayfanın en başına
Nefret etmem insanlardan hiç kimseye saldırmam
Ama aç kalınca yerim etini toprağımı gasp edenin
Kolla kendini kork benim açlığımdan
Kork benim öfkemden kolla kendini
bir muzdarip, bir muhalif ve doğmamış bir jöntürk olarak nietzsche nin ismi. eğer nietzsche türkiye de doğsaydı ne olurdu diye sorduğumuzda alacağımız cevap. ne de olsa namık kemalden dört yaş küçükmüş üstad (bkz: üç noktanın söylediği)
cem mumcu ya ait bir tespit. intelijensiyamız ve halk arasındaki kopukluğu kısaca böyle ifade etmiş. sözleri şöyle:
"bunlar ölülerini nasıl gömeceğini bilmeyen tek insan türü. türk aydını ölüsünü nasıl gömeceğine dair bilgiye sahip değil. dünyanın hangi kabilesine gidersen git, kendi kültürel ritüelleri içinde bir ölünün mezara nasıl gömüleceğini, tabutun nasıl taşınacağını ya da nasıl yakılacağını bilir. bunlar bilmez. bunlarla birlikte cenazeye gittiğinizde eğer sıradan halk, cemaat orada olmasa o ölü orada kalır usta! bunlar tabutu omuzdan omuza geçirmeyi de bilmez, toprak atmayı da... kenarda aval aval dururlar. ölüsünü gömmeyi bilmeyen insnın ben entelektüelliğini değil, varoluşunu tartışırım. "