arkadaş yazmayayım yazmayayım diyorum fakat artık yeter, sıkı durun!
aslında başlık facebook görgüsüzlüğü olmamalıydı belki de, bahsedeceğim şeyler toplumumuzdaki genel görgüsüzlükler fakat malum artık insanlar sokakta değil facebook ta ve bu görgüsüzlükler de en çok burada karşımıza çıkıyor, bunlardan bazıları;
-yediği yemeğin fotoğrafını çekip facebook ta paylaşmak: apaçisinden akademisyenine, ateistinden müslümanına facebook ta çoğu kişinin yaptığı bir şey bu. kaymaklı künefe yiyip künefe nin kaymağına zoom yapıp paylaşmanın mantığını biri bana açıklasın. ya ilk defa künefe yiyorsun, ya da bakın ben neler yiyorum siz de var mı la kaymaklı künefe yiyecek para diyorsun. her türlü allah belanı versin.
-dünyanın son harikası biricik bebeklerinin fotoğraflarını facebook ta çılgın attırmak: bu da bir iki senedir revaçta. arkadaş herkesin bebeği dünya tatlısı olmuş: minik efe sıçarken, küçük ece kovanın içinde vb. bir sende var zaten çocuk. hayır bir de çocuğun çirkini olmaz hepsi masumdurlar falan ama yamuk kafalı iki aylık bebeğinede dünya tatlısı sıfatını yapıştırma hemen, ben görüyorum en azından.
bunların dışında @starbucks ları, espinho'da porto şarabı içmek leri, adidas'ta alış veriş keyiflerini yazmaya bile gerek yok.
bugünlerde canhıraş çırpınan, böyle hukuk sistemi, böyle adalet sistemi olmaz, adil yargılanmıyoruz diyen ergenekoncu tayfayı televizyonlarda çırpınırken gördüğüm her dakika aklıma gelen söz. bir atasözü.
bir takım yerler vardır. orada olduğunu belirtince çağdaş, laik, atatürkçü falan olduğunu ispatlarsın. bu mordoğan da onlardan birisi. başlık konusu cümle ise facebook taki laik arkadaşlarımdan birinin cümlesi. aynı statüdeki diğer yerler için:
dursun ali erzincanlı nın "sen yoktun" isimli şiirinde geçen " ve bir ses yükseldi amine nin evinden... muhammed ! " cümlesinin kemalist dimağlarca söylenen versiyonudur. " ve bir ses yükseldi zübeyde hanım ın evinden... kemal !
not: atatürkün hangi ismini matematik öğretmeni vermişti yahu ? kemal i mi, mustafayı mı ? hani seninkide mustafa, benim ki de mustafa madem öyle... diyen giden bir olay vardı sanırsam. ya da kemal miydi o ? kemalist dimağlardan yanıt bekliyorum.
öncelikli not: kürt değilim.
kürtlerin de bu ülkenin bir vatandaşı olduğunu, kendi dillerini konuşmak, kendi kültürlerini yaşamak, kendi türkülerini söylemek gibi hakları olduğunu belirten insanlara direk pkk lı yaftası yapıştıran faşistler dir. diğer sözlüklere oranla uludağ sözlükteki sayıları oldukça fazladır. :( "çünkü uludağ yazarları ülkelerini severler" diyecek birileri çıkacak eminim ). bu tipler oyuncak robot gibidirler. misal ahmet kaya diyince de direk pkk lı derler. yılmaz erd.. diyince de... ama icraata gelince otogargara ayarında bir oyun çıkaramazlar.. veya kurtuluş savaşı destanı tadında bir türkü...
dünya genelinde giderek yükselen tahammülsüzlüktür. yukarıdaki başlıktan yola çıkmak gerekirse; ramazan ayında oruç tutmayan bir insanın sokakta su içmesini engelleyebilecek bir kuvvet var mıdır ? yoktur... herkes dilediğini yapmakta özgür müdür ? gayet tabii... peki insanoğlunun diğer canlılardan farkı ne olmalıdır diye bir soru geliyor aklıma... eyvallah kardeşim, pek tabii sokakta suyunu içebilirsin fakat " ulan oruç tutan adamlar olabilir, adamların canı çekebilir, şunu kuytu bir yerde içeyim de adamların canı çekmesin" demek bir şey kaybettirir mi ? aksine o insanlık onuru, insanlık ahlakı diye tabir ettiğiniz olguların içerisinde yer almaz mı bu duygular ? he gözüm ?
sözün özü bugün sen benim yanımda su içmezsin, yarın sen parkta bira içerken ben gelip sana aval aval bakmam? biraz fedakarlık iki gözüm...
boks denen şeyin spor olmadığı gerçeğidir. spor insan bedenine ve ruhuna olumlu katkılar yapar. ancak boks denen şeyde bu özellikler yoktur; aksine burun kemiği kırıla kırıla artık kemiksiz kalmış insanlar mı dersin, beyni ambale olmuş moronlar mı dersin, hepsinin sebebi bokstur. buyrunuz : http://www.sabah.com.tr/m...;page=1&albumid=19012
radyoda ilyas salman ın kendi ağzından dinlediğim fekat internette bir türlü bulamadığım kayıt. ancak bir siteden metni bulabildim:
şimdi gardaşlar, bizim perişanlığımız, sesimizi duyuramadığımızdandır. duyuramıyoruz, çünkü gürleştiremiyoruz.
bunu da babamın askerlik hatırasından çıkardım. bakmayın benim böyle ufak tefek olduğuma babam maşallah, üff, bıyıklarından adam asılır. ben diyem 2, sen de 3 metre. biraz fazla attım ya neyse. babam askere gidiyor, saçlarını kesip meydanda topluyorlar, hani içtima derler ya.. komutan hepsine bakıyor, hepsi ya 1.50, ya 1.60.. en fazla 1 metre 80 santim., çünkü çok çalışmış az gelişmiş millet. bir de babama bakıyor bu adam nereden çıktı? neyse uzatmıyam, babam sıcağa dayanamayıp bayılıyor, komutan geliyor başına, herkes başında toplanıyor. komutan diyor ki: asker ayağa kalk!. babamdan ses yok, belki de gitti herif öteki tarafa. asker ayağa kalk! diyor, babamdan yine ses yok. üçüncü sefer diyor ki: asker ayağa kalk, vallah seni cezalandıracam. babam böyle tek gözünü açıyor diyor ki: kalkamıyım komutanım. niye kalkamıyorsun oğlum diyor komutan,
-hesteyem
-neyin var lan?
-valla neyim yoktur ki komutanım, her tarafım çürümüş. ayak parmaklarımda bir mesele var 2 adım atiyem düşiyem, dizkapagım çürümüş, börbegimin yarısı çürümüş aldıracaz paramız yok, midemin de yarısı gitmiş onu da aldıracaz, ona da paramız yok. benim yüregim seninki gibi çalışmıyir, tık tık edip duruyır biraz durup dinleniyır sonra tekrar çalışıyır. boynum ince beynime kan gitmiyir.
ula diyor komutan nasıl geldin sen o zaman buraya?
-vallah ben gelmedim ki getirdiler
-nasıl getirdiler ulan?
-vallah, adıyamanda hükümet meydanında topladılar bizi, bi doktor çıktı merdivene bagırdı asker adayları saglıklı mısınız?.. üçbin tane adam bağırdı: sağlıklıyız!, tabii kimse çürüge çıkmak ister mi? ben arada hesteyem dedim, kimse duymadı diyor.
işte asıl sorunumuz burada, arada tek tek bağırdığımız sürece kimse bizi duymayacak..!
sigara içen çoğu insanın sigarayı nasıl içmesi gerektiğini bilmemesi durumudur.
uzun gözlemlerim sonucu gördüğüm gerçek şudur ki tiryakiler sigarayı çok hızlı içiyor. hep bi acele, sürekli bir bitsede atsam durumu. oysa ki sigara ağır ağır içilir ki sigara közünü alsın. hızlı içildiğinde boğazı yakar ve tam olarak tütün tadı alınmasını engeller. okul tuvaletlerinde hoca gelir korkusuyla hızlı hızlı çekmekten mi kaldı bu alışkanlık bilmiyorum fakat yanlış yoldasınız ey cemaat i tiryaki..
(tevbe eden, günah işlememiş gibi olur.) (ibni mace)
(çölde devesini kaybedip sonra bulan kimsenin sevinmesinden çok, allahü teâlâ, kulunun tevbe etmesine sevinir.) [buhari]
(allahü teâlâ, tevbe edenin tevbesinden dolayı, susamış kimsenin, suya kavuşmasından, çocuğu olmayanın çocuk sahibi olmasından ve bir şey kaybedenin o yitiğini bulmasından daha çok sevinir. her kim içten ve bir daha günaha dönmemek üzere allaha tevbe ederse, allah da onun günahlarını yazan iki meleğe, kendi organlarına ve günah işlediği yere, bütün bunlara günahlarını unutturur.) [ebu-l-abbas] (allahü teâlâ, herkese unutturunca günah işlediğine şahit kalmaz.)
(ey müminler, allaha tevbe edin ki kurtuluşa eresiniz.) [nur 31]
(ey günahta haddi aşanlar, allahın rahmetinden ümit kesmeyin! zira allah, bütün günahları affeder. o, gafururrahimdir, affı, merhameti çoktur.) [zümer 53]
(allahü teâlâ buyurdu ki, "ey kulum, af dilediğin müddetçe, günahlarının çokluğuna bakmadan affederim. günahların bulutlara kadar yükselse de yine affederim. yer dolusu günahla gelsen, yer dolusu mağfiretle karşılarım. yeter ki iman ile gel!") [tirmizi] *
.
şikayet: yazarın entrysi noktalama hatalarıyla dolu. gammazlıyorum fakat adam 2 yıldır sözlüğe girmiyor dolayısıyla düzeltmiyor. bunlara nasıl bir çözüm düşünüyorsunuz..? yada düşünüyor musunuz..?
moderator - ne yapabiliriz ki?
(26.06.2010 00:11)
ihlamurlar cicek actigi zaman - noktalama hatalarını düzeltebilirsiniz mesela. noktadan sonraki boşlukları bırakabilirsiniz..
(26.06.2010 02:14)
moderator - biz müdahale etmiyoruz.
(26.06.2010 02:21)
moderator - yazarların entrylerine müdahale etmeye hakkımız yok.
tanım yapalım: sözlüğün noktalama işareti hatalarından ve yazım yanlışlarından dolayı okunamaz hale gelmesidir. bu konuyu moderatörlere açtığımda ise aldığım cevap yazarların entrylerine müdehale etmiyoruz.. yahu arkadaşım ben yazarın entrysini mi değiştirin diyorum. en basitinden noktadan sonraki boşlukları bırakabilirsiniz diyorum ki bu gayet basit bir şey.. daha okunası bir sözlük için bu kuralları koyan sizler değil misiniz..?
başka bir mevzu ise bazı başlıkların neredeyse hiç tanım içermemesi..örnek: aşkı ı memnu başlığı. entryler: aha behlül bihtere kaydı, an itibariyle bihter bilmemkime veriyor şeklinde.. yahu arkadaş bu sözlük olayının asıl olayı başlığı tanımlamak değil miydi..? ben mi yanlış biliyorum..?
sigarayı bırakınca oluşacak derin boşluktur. bırakmadım bugüne kadar, bırakamadım daha doğrusu ama şöyle bir düşündüğümde çay içmenin anlamı kalmaz mesela.. ne bileyim ahmet kaya dinlerken sigara yakılmaz mı be hacım..? erdal erzincan gönül telini titretirken çekilmez mi şöyle derin bir fırt ?
emre aydın ın liseli ergen tayfasına hitab ettiği gerçeğidir.. zamanın ötesindeki türkülerimizi bilmeyen bu tayfa "ayy kıyamam sözler çok güzel, aşkı çok güzel anlatıyor emremm yaaaa" diyerekten bu arkadaşı dinlerler. zaten emre aydın da bu arkadaşlardan başkasına kendisini dinletemez.
sözlükte hiç yedinci nesil yazarlara laf sokulmaması durumudur. oysaki yedinci nesil yazarlar gelmeden önce neydi yahu biz altıncı nesillerin çektiği..? yedinci nesillere de laf sokulsun, onlarda hor görülsün, dışlansındır.
erzurum a, bayburt a, kars a fevkalade yakışan karın, istanbula yakışmaması durumudur. zira her yer çamur olur, trafik alt üst olur, bir çiledir ki başlar istanbul a kar yağdığında.