Albüm kapaklarının güzellik derecesi ile müziklerinin güzellik derecesi ters orantılı olan gruptur. Son iki albüm hariç olmak üzere, albüm kapakları hep bok gibidir ama müzik bu kadar mı güzel olur?
Melodic death grubu deģildir bence, teknik death/thrash/melodeath ve hatta yer yer black metal özellikleri var.
Harakiri For the Sky grubunun konser kadrosunda gitar ve arka vokalleri üstlenen aynı zamanda 2015 yılına kadar da Tulsadoom grubunda vokalistlik yapan Marrok tarafından kurulmuş bir post rock/black metal grubu.
Diskografileri:
Between the Light (2014)
Refugium (2015)
Dikkat çeken ve kanımca ilk albümlerindeki en iyi riffi içeren parçaları:
Black metalin alabileceği en güzel biçimini icra eden grup. Post rock türünün akustik pasajları ile dingin ezgilerini, black metalin karanlık, sert melankolisi ile birleştirerek ortaya mükemmel derecede bir harman çıkarmışlar. Dinleyenlerin çoğu vokalden yakınmakta ama ben beğendim, oldukça karakteristik ve özgün buldum. Benzer bir grup için (bkz: Anomalie)
Kürt Alevi diye bir kavram yoktur, bu sonradan uydurmadır. Daha fazla bilgi için evleri tek tek, kapı kapı gezen, 25 yılı aşkın süre o bölgede araştırma yapan (bkz: yusuf halaçoğlu)
Burada önceden yazar olan arkadaşım, üye olmadan önce bana, Uludağ için "inci sözlüğe döndü" demişti. Yine de girmek istedim. Çok fazla da değil ama yine de epey var rahatsız edici, boş, troll hesaplar.
Amerika'dan bir progresif death/black metal grubu. Eski dönem Opeth benzerliği ile dikkat çekiyor, akustik geçişler ve riff yapıları gerçekten de eski dönem Opeth albümlerine doyamayanlar için uygun ama bu kesinlikle "taklit" türünden bir benzerlik değil. Şu anda Nostalgia adlı bir albümleri bulunuyor.
Sanırım her sözlük için doğru önermedir. Bunu ikinci sıra ile dini tartışmalar takip eder. insanların siyasi görüşleri, ideolojileri ile kendilerine kimlik bulduklarını veya aradıklarını, kişiliklerini bu sınıflandırmalar ile etiketlerini ortaya koyar. Bu sınıflandırmalar davranış ve ön yargı işini kolaylaştırır, dünyaya bakan gözümüze daha umut verici ışıklar yansıtırken çoğu insanı aptal veya yanlış olarak kolayca nitelendirebiliriz böylece. Kendimize gelince de erdem basamaklarında hangi yükseklikte olabildiğimiz, ilahi felsefeden ne koparabildiğimizden önce bu ideolojik sınıflandırmalar ile kendimize yük ediniriz. Üstümüze, bu dünyadan bulup buluşturduğumuz sıfatlar bizim değildir, biz de değiliz, böylesine köle gibi bağlılık ve gerçek, öz benliğin bunlarla beraber dolandığını sanmak, bir yanılgıdır kanımca. Ha bu demek değil ki ideolojilerimiz, siyasi görüşlerimiz olmasın. Benim de var elbette siyasi görüşüm ancak bu derecede körü körüne, ölümüne, başka hiçbir öz kimlik yokmuşçasına avel gibi bağlılığı doğru bulmuyorum biraderlerim.
Hacı Bektaş Hocamız bu konuda hakkında demiş ki biraderlerim:
Hararet nardadır sacda değildir,
Keramet baştadır tacda değildir,
Her ne arar isen kendinde ara,
Kudüs'te Mekke'de Hac'da değildir.
Avusturya'dan bir thrash-black metal grubu. Barbar Conan ve efsanelerini kendilerine tema edinmişler, şarkı sözü, kostüm, tarz olarak ve hatta nedense şarkı yapılarıyla vokalleri de andırıyor, epey bir antik çağ savaş havası hakimdir müziklerine. Şu anda Barbarian Steel ve Storms of the Netherworld olmak üzere iki albümleri bulunmakta. Baksana sevgili biraderim, epey gaz değiller mi?
Geceleyin nükleer bombaları, hidrojen bombaları araştırıyordum ve gelmiş geçmiş en yıkıcı bombayla ilgili bir ingilizce makale bulup çevirdim. Benim çok ilgimi çeken bir konu oldu, özellikle bombanın patlama anındaki kızıla çalan gökyüzü, bulutlar ve patlamadan önceki bir saniyelik sessizlik, kıtaları baştan başa yıkabilecek ufacık atomlardan oluşan büyük bir güç. Evrenin yıkımı, kendi yapı taşını oluşturan bir maddeden olabiliyor.
**
Dünyanın en büyük bombası olma rekorunu elinde tutan Sovyet yapımı Koca ivan veya yaygın adı ile Çar Bombası'nın tarihçesi ve açıklamaları:
57 megatonluk Koca ivan, Sovyetlerin devasa gücünü bizlere açıkça gösteriyor. Nagazaki'de ve Hiroşima'da kullanılan atom bombalarının 1400 katı kadar büyüklükte bir güce sahip. Ayrıca ikinci Dünya Savaşı sırasında harcanan tüm ateş gücünün de 10 katı miktarında bir enerji açığa çıkarıyor, bu da güneşin toplam gücünün %2'sine karşılık geliyor.
O koca, devasa yıkım gücünü tek bir bombada düşünün, yalnızca bir patlamayla.
Bu yazılanlar, Çar (Tzar) Bombası'nın güç sınırlarının yalnızca yarısını temsil ediyor.
Koca ivan: Öyküsü
Haziran 1961 - Sovyet Birliği'nin ilk genel sekreteri ve aynı zamanda da önderi olan Nikita Khrushchev, hem Birleşik Krallık'ta hem de Birleşmiş Milletler'de 1958'den beri sürekli devam eden. üstü kapalı nükleer sınamaların kendi ülkesinde de yapılmasına karar verdi.
Sovyetler'in askeri gücünü ortaya koyarak herkese göstermek istedi ve Komünist Parti'nin 22. Kongresi, bunun için en uygun yerdi. Kongre toplanma aşamasında iken, bütün dünyanın gözü, batı bloğuna kimin patron olduğunu göstermek için kollarını sıvayan Khrushchev'e ve onun ülkesine dönmüştü, Krushchev, görkemli bir patlatma denemesi ile dünya tarihinin en büyük bombasını üreten kişi olmayı kendi tekeline almayı hedef edinmişti.
Ancak o dönem içerisinde, Sovyetler'in şimdiye değin patlattığı en büyük hidrojen bombası, istenilen konuyla hiçbir ilgisi bulunmayan, daha önceden yaptıkları 3 MT RDS-37 bombası idi. Ama Khrushchev, ondan daha büyük, onu aşabilecek ve Birleşmiş Milletler'in 15 MT Castle Bravo'sunu da çelimsiz bırakabilecek bir şey düşünüyordu. Böylece kongre toparlanana kadar üstünkörü tasarladığı bir patlayıcının hazır olması emrini verdi.
Khrushchev'in buyruğunu vermesi ile Victor Adamskii, Yuri Babaev, Yuri Smirnov ve Yuri Trutnev'den oluşan dört kişilik geliştirme ekibi kuruldu. 15 hafta süren tasarım ve yapım aşamasından sonra bu dört adamın uğraşlarının meyvesi 20 metre uzunluğunda, üç aşamalı termonükleer düzenek, Koca ivan olarak ortaya konuldu. Resmi olarak AN602 hidrojen bombası adıyla tanımlandırıldı.
Çünkü zaman kısıtlaması, yalnızca böyle bir bombayı yapabilmelerine zar zor olanak vermişti.
27 tonluk, Koca ivan, neredeyse kendisini taşıyan Tu-95 uçağı kadar ağırdı. Ayrıca da aşırı büyüktü, projenin üyeleri, bombayı sığdırabilmek için uçağın giriş kapılarını kesmek zorunda kaldı.
Ve 30 Ekim 1961, 11:32'de, Koca ivan, Khruschev'in tam olarak emir verdiği gibi Andrei Durnovtsev'in uçağı tarafından 6,5 mil yükseklikte aşağı bırakıldı ve Novaya Zemlya'daki deneme alanı olan Mityushikha Körfezi'ne doğru paraşütle ilerlemeye başladı. (Kuzey Kutbu) Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük bombası, 2,5 mil yükseklikteyken patlatıldı, bombayı bırakan uçağa da kaçması için yalnızca 188 saniyelik bir zaman veriyordu. Pilot Andrei Durnovtsev'e, bu bombayı bırakma görevinden sağ çıkamama olasılığı olduğu da söylenmişti ama Andrei bu riski kabul etti.
Koca ivan'ın patlamasının neden olduğu ateş topu, dikey olarak 3 km yarıçapına ulaştı ve bombanın mantar biçimindeki duman bulutu da 168 km yükseklikteki stratosfere kadar vardı. Tepkimeden yayılan ışık, 1000 kilometre uzaktan bile görülebilmişti ve patlamanın şiddeti, Rihter ölçeğiyle 5.0 olarak belirlendi. Ayrıca bombanın patlamasından yayılan itme etkisi, yeryüzü çevresini üç kez döndü, yüksek hava basınçları oluşturdu ve deneme alanından 900 km uzaklıkta bulunan Norveç, Finlandiya ülkelerindeki kimi kasaba evlerinin camları kırıldı.
Aynı sırada Koca ivan'ın bırakıldığı bölgeden 55 kilometre uzaklıktaki terkedilmiş kasaba Severny'deki boş binalar tamamen yerle bir oldu. Sonraki denetimler ortaya koydu ki, kasabanın zemini, tümüyle buz pateni pistine dönmüştü.
Tek görgü tanığının bildirdiğine göre:
"Uçağın altındaki bulutlar ve havadakiler, güçlü bir ışıma ile silip süpürüldü. Işık, denizin yüzeyi üzerinden yayıldı ve bulutlar da parıldayıp kızarmaya ve saydamlaşmaya başladı. O sırada, hava aracımız iki bulut katmanının arasından sıyrıldı ve aşağı taraftaki boşlukta ortaya çıkan büyük, parlak turuncu topa doğru indi. Top, çok ihtişamlı ve Jupiter gibi kibirliydi. Yavaşça ve usulca yukarıya doğru süzüldü... Bulutların kırık, ince çizgisi büyümeye devam etti. Bütün dünyayı içine çekiyormuş gibi görünüyordu. Manzara mükemmeldi, olağanüstüydü, inanılmazdı."
Ve bunlar Koca ivan'ın yapabildiklerinin yalnızca yarısıydı.
Böylesine delice bir tasarım, 100 megaton patlayıcının etkisini ortaya çıkarmak için yapılmıştı. Ayrıca Çar Bombası, hızlı füzyonlu uranyum'unu ikinci ve üçüncü aşamalarında karıştırarak yararlanıyordu. Bunun yanı sıra bir sonraki güç salınımı, daha devasa bir tepkimeye de neden olabilirdi. Bu yüzden Sovyetler'in yüksek rütbeli subayları, bombanın yükünü yarı yarıya düşürerek Rus yönetimindeki yerleşim bölgelerinde olası bir nükleer facianın önüne geçmiş oldular.
Ayrıca Koca ivan, %97 oranda nükleer atık bırakmıyordu bu da onu bir anlamda çevre dostu olarak gösterebilir. Sınanmış en büyük ve en yıkıcı, insan yapımı patlayıcıydı ve aynı zamanda diğer denenmiş nükleer silahlara göre "en temizi" olma sıfatını da elinde tutuyordu.
Kendi sözde elit dergilerinde sağla solla durmadan alay eden, eleştirilince veya tepki alınca "fikir özgürlüğü" diye ağlayan kimi Sosyalistlerin götünü epey yakan karikatür oluşumu. Çizerini tanımaktayız, gayet de makul ve iyi bir abimiz.
Salt AKP eylemleri üzerinden yorumlanan, akp ne yapıyorsa tersini yaparak vatan kurtaran, avrasyacı, acayip bir mantıktır. Eğer AKP'nin yaptığı, onların ideolojilerine de uygunsa bu kez yorum yapmazlar, yaygara etmezler, ses çıkarmazlar ama eyvallah da demezler, övmezler, sus pus olurlar. Bu algoritmayı yazan kişi epey basit düşünüyor olmalı. Banu Avar'ın mantığına ve söylediklerine kalsaydık veya dedikleri gerçek olsaydı, şu anda Amerika bizi 3 kez işgal etmiş, 5 kez de 3. Dünya Savaşı çıkmıştı. https://galeri.uludagsozluk.com/r/943052/+
Sanal ortamda bu Kürtçüler, gerçekte olduklarından bir tık daha fazla görünüyorlar, çünkü normal milliyetçilerin kimileri sanal ortama girmiyor ama neredeyse tüm marjinal tipler ise internet kullanıyor muhakkak. internette homojen bir yapıdan yazar, üye seçsen yine bu kadar oranda fazlası, dengesizi denk gelemez. Sözlükçülerin oy verdikleri partiler diye bir başlık var, her sayfanın yarısı HDP amk.
Aenigma albümüyle aşmış, yarmış, listeleri alt üst etmiş progresif melodeath/black meetal grubu. Çoğu kimsenin dikkat etmediği bir şeydir ama ben grubun kendini görsel ve grafik olarak pazarlamasına da dikkat ederim, albüm kapağı olsun, logo olsun, ses kalitesi olsun, grafik tasarımlar olsun, hepsini önemserim. Güzelse, onlardan da müziğin yanında ayrı bir zevk alırım ve bu grup kesinlikle kendini görsel kalite olarak iyi pazarlıyor.
Japonya'dan ilk ve belki de tek epic doom metal grubu. Millarca (1994), Drunstall (1996) ve Sheding Tears (1998) olmak üzere 3 tane demoları var ancak bu 3 demo süresi boyunca da bir başarı yakalayamamışlar. Benim gözümde çok başarılılar oysa ki, vokalin Japon aksanlı iniş çıkışlarında ve rifflerde kesinlikle derin bir duygusallık var. Gerçi piyasada hangi traditional doom grubu vardır ki hak ettiği yerde bulunsun? Grubu hiç bilmiyor olmama karşın ilk dinlememde sanki yıllardır biliyormuş da şimdi nostalji yapmak için, eski anıları depreştirmek için dinliyormuşum gibi hissettirdi.
Cahili cühela birinin okuduğum en boş yazılarından birini içeren başlıktır. Git kahvehanede anlat işte, hep böyle muhabbetler dönüyor orada da, ne gelip burada tatava yapıyorsun? Beğeni falan mı kasmış olacaksın, "ooo efsane entry" falan mı diyecekler? Oturmuş bir de şunu ciddi ciddi, uzun uzadıya yazmış ya adam.
Daha öncesinde yine bu çocuk üzerinden başka aşağılayıcı bir karikatür daha yayınlamışlardı. Kıyıya vuran Suriyeli çocuğun yanına Hz. isa'yı suyun üstünde yürürken çizip, "Hristiyan çocukları suyun üstünde yürürken, Müslüman çocukları boğuluyor" diye servis ettiler.
Finlandiya'dan bir black-heavy metal grubu. Epey underground bir gruptur, en başlarda black metale daha yakın bir müzik yapıyorken gittikçe heavy metale kaymışlardır. Riff beste yetenekleri gerçekten muazzamdır, uzun süre sürekli başa sararak dinlediğim şarkıların sahibi oldular. Bilinmedikleri için de haliyle ses kalitesi falan düşük ama onun altında yatan müzikal zenginliği görebiliyorsanız pek de sorun etmezsiniz.
Rivendell - 1995
Heretic Metal - 1996
Hell - 1999
Weight of Hammer - 2000
Kalevala Mysticism - 2002
Finnish Metal - 2004
olmak üzere diskografileri var. Weight of Hammer, Heretic Metal ve Kalevala Mysticism albümleri kesinlikle dinlenmeli. Şu şarkının 2:45'inden sonrasını dinleyin mesela:
isveçli bir doom metal grubu. Teknik Death metal türevlerinden başını kaldırmayan Metal Blade Records ile anlaşmaları olmaları beni oldukça şaşırtmıştır. Şu anda "Across the Dark River" adlı bir albümleri mevcut, birkaç hafta önce bana söylediklerine göre de ikinci albümün şarkı yazım aşaması %90 tamamlanmış.
en başta söyleyeyim, metal müzik ağırlıklı olacak derlemedir. diğer türlerin nerelerden indirilebileceği konusunda bir bilgim yok. verdiğim mp3 sitelerdeki şarkı ses kaliteleri de ağırlıklı olarak 320 kbps'dir. FLAC ise 1000 civarı.
en başta en kolayı, yalnızca müzik değil her türlü dosya da bulunur:
Rus siteleri de var ama buradan sonrası internet kurdu olmayı gerektiriyor.
http://darkworld.ru - bu sitedeki indirme yöntemini anlatmam saatler alabilir, o yüzden kurcalayın ve bulun işte. ama ististanız, kesinlikle istisnasız her grubun diskografisi bulunur.
http://myzuka.ru - parçaları tek tek indirmeniz gerekir ama diğerlerine göre daha basit ve kalitelidir. arşivi de geniştir.
http://rutracker.org - (bu site gelmiş geçmiş en iyi site olmaya adaydır. müzik dışında her şeyi de torrent destekli olarak bulabilirsiniz ve 5 yıllık torrentler bile tıkır tıkır çalışıyor. ama rusça, orasını da kendiniz deneyerek çözün artık.