eğer bu aşklar gerçekse, "hayat" ismini alır. insanın yaşamak için nefes almaya ihtiyacı vardır, "nefes" olurlar. "su" içmelidir insan, suya dönüşür aşklar.
aşk dediğimiz ne kadar mukaddestir bir kelamdır, bizim katrandan dudaklarımıza yakışmamaktadır onu tanımlayan hiçbir kelime. nasırlaşmış ellerimiz tutamaz onun saf ellerini. kördür gözlerimiz, göremez onun billur gözlerini.
bu aşklar eğer gerçekse, gözler kapandığında var olurlar...
eğer çok kitap okumayı seviyorsan ve buna bir dönem* ara verdiysen, senin için dünyanın farklı görünmesi demektir. öyle ki, yıldızlar uzun zamandır bir tek o gece zuhur etmiştir. ay, uzun zamandır ilk kez parlıyordur, farkedersin. hava soğuk değildir fakat bir ummanın köpüklü sularına dalmış gibi ferahlamanı sağlar, ürpertir. istemsiz ve esrarengiz tebessümün seninledir o gece, ve insanları o gece unutursun. unutursun o gece hayatı, bir ölü gibi rahat ve huzurlusundur. bir ölü gibi fütursuzsundur.
bir kitaplığa ağzını dayayıp kana kana cümle içecek hâle geldiysen, kelimeler seni, sen kelimeleri yaratmaya başlarsın. ve gözlerini açana kadar devam edecektir bu.
ne ara kutsandığıma dikkat etmedim ama gece 2 sularında uzaktan gelen sisli bir ışık hüzmesi gördüm. içinden de smalio ak sakalıynan neyim çıktı. kulağıma şakalll mı dedi bişey dedi, güldü gitti. sevindim.
yazarlığımın ilk sıcak karşılamasını yapan, kolonya döküp şeker ikram ederek şakalll lafını eksik etmeyen, araştırıldığı takdirde görüleceği üzere oldukça iyi işler yapmış ve bu işlerde azimle ilerleyen, sevilesi yazar.
zamanında tarafımdan gece 3 gibi izlenmeye başlanmış olan ve son 1 saatine girerken sandalyemde 10 dakika kadar uyuyakaldığım, ardından da son saatini hafiften sardırarak izlediğim vampir filmi. içinde sözlü diyalog yoktur, bir kaç diyalog yazılarla anlatılmıştır.
sürekli gerginleşen bir senfoni müziği eşliğindedir. başroldeki Nosferatu adam gibi vampirdir, yeni nesil 'vejeteryan' vampirlerden değildir. mutlaka izlenmesi gerekir, tabi ki de zamanına uygun hızlı çekim bir sinema filmidir.
hele bir adamın* atın üstünde bir gidişi vardır ki, sanırsın uçuyor mübarek.
espiri niteliği taşıdığında ve samimi arkadaşlara yapıldığında tadına doyulmayan, birisiyle araya mesafe konulmak için yapıldığındaysa o kişiden tiksinilmesini sağlayabilecek olan davranış.
o kadar marjinal tarafları varken '1 bardak ceviz kabuğu suyunu çıkarmak için kaç ceviz harcarlar ki acaba' diye düşünerek en son sorulacak soruyu aklıma getiren olay.
çok sıkıntılı bir fobidir. o kadar ki sabahtan kullanman gereken tuvalet sırf bu tarz nedenlerden dolayı aksama kadar bekletilebilir ve bu sırada insanın artık gözü kararır, oksijen alamaz olur, yutkunamaz hale gelir, hayatı gözlerinin önünden geçer de ses etmez. bazıları için bu sendrom o kadar ileri gitmiştir ki, akraba evlerinde dahi rahat olunamaz.
genellikle geceleri yoğun gaz sıkışması gibi sorunlar yaratır. an itibariyle yaşadığım lanet durumdur.*
türk kanallarındaki dizileri izlemeyip ya da en fazla 1 tanesini izleyip bunun yanında cnbc e ve e2 gibi kanallarda da gereğinden fazla dizi takip etmedikleri sürece dizi konusunda belirli bir zevk anlayışını yakalamış insanlardır.
eğlenceli başlamış, neredeyse hiç reklam verilmeden(başları tam bilmiyorum) 4,5 saat sürmüş, biz 90ların çocuklarını ve o devri yaşayanları sevgi saflığın eşsiz tadıyla buluşturmuş, reyting rekorları kırıp twitter'ı dağıtmış programdır.
bulantı adlı bir kitabı vardır. kitabı okudukça kendinizi rahatsız hissedersiniz, kitabı bitirip kapağını kapattığınızdaysa sizde de bir bulantı var olmuştur. mutlaka okunmalıdır.
tabancanın namlusunun içinde fotodiyot denen bir alet sayesinde tabanca televizyonun ekranına sinyal gönderir, bu sırada tetik çekildiğinde ekranın her tarafı simsiyah olmuştur. Yalnız hedefler renklidir. eğer hedef bir taneyse genelde beyaz, birden fazlaysa çeşitli renkte kareler oluşmaktadır hedeflerin üzerinde. tabancanın gönderdiği sinyal beyaz veya renkli bölgeye çarparsa tabanca bunu algılar ve hedefimiz vurulmuş olur.
bu işlem çok kısa bir süre içerisinde gerçekleşir fakat ben bu olaya tanık olmuştum. doğal olarak da anlayamamıştım. aranızdan da mutlaka birileri bu olayı gözlemlemiştir.