beşiktaş'ın paf takımından yetişip, pilot takım istanbulspor'a kiraladığı genç golcüsü. 18 agustos 2007 ucak kacirma eylemi'nde uçakta yer alıp, uçaktan en son ayrılan yolcudur. korsan ile arasında geçen diyalogda korsan bu genç golcüye "gol atamazsan yine kaçırırım" diyerek güzel bi ayar vermiştir.
üç türlü düşünülebilecek eylemdir.
1. hem güzel, hem çekici, hemde sandık görevlisi olan bayana inceden bakış atıp süzmek, sonra yanına gidip "sizin işinizde zor valla bu sıcakta hiç çekilmiyor ama işte naparsın hayat şartları. kaça kadar burdasınız?" gibisinden laf lafı açıyor diyaloglarıyla yaklaşıp ve bu yorgunluğu bir akşam yemeğiyle atmayı teklif ederekten muhabbet ilerletilebilir.
2. zarf atmak fiilini gerçek anlamda kullanıp tamamen iyi niyetli olarak zarfı sandık yerine sandık görevlisinin önüne atabilirsiniz.
3. olayı tamamen abartıp zarfı seçmen görevlisinin yüzüne atarak "yürü be oyum sana koyim sana" gibi ayılıklarda yapılabilir.
Sizin hiç canlı canlı kolunuzu kestiler mi?
Hiç elinizi uzattınız mı ocakta yanan ateşin üzerine?
Demir tokmakları, başınıza başınıza
indirdiler mi iri yarı adamlar?
Gözü dönmüş birileri kırdılar mı parmaklarınızı?
Tel örgülere takıldı mı sırtınız yerlerde sürünürken?
Birisi gelip kolunuzu kıvırdı mı arkaya,
zorlayarak "çat" diye kırıverdi mi?
Çaresizlik denilen; çaresi bulunmayan tek gerçek,
sarıldı mı boğazınıza?
Adamın biri gelip iki gözünüze
iki parmağını sokup, kör etti mi sizi?
Büyük değirmen taşlarını getirip
koydular mı üzerinize, sırt üstü yatarken?
iyice bilenmiş bir bıçağı böğrünüze sokup
çevirdiler mi 360 derece?
Ayağınız kayıp yola düştünüğünüzde,
bacağınızın üzerinden hiç kamyon geçti mi?
Su diye size uzatılan bardağı kafanıza diktiğinizde
içinde asit olduğunu fark ettiniz mi?
Demir bir çubuk boğazınızdan girip
boyununuzun arkasından çıktı mı hiç?
Yolda sessiz sakin yürürken, aniden birisi gelip suratınızın
en ortalık yerine muhteşem bir yumruk savurdu mu?
Balkondan düşen koca bir saksı,
tam kafanızın ortasına indi mi?
Evinizin alev alev ateşler içinde yandığını seyrettiniz mi?
Bir insanın sel suları içinde çırpına çırpına
can verdiğini gördünüz mü?
Veya bütün bunları görmemiş,
yaşamamış bile olsanız, biraz düşününüz.
işte bunların hepsi bir anda, benim başıma geldi.
19 yıl babalık etmeye çalıştığım, Allah'ın bana emaneti,
canım, gülüm, hayatım,her şeyim, bir tanem,
sebeb-i hayatım, evladım, oğlum Nihad, 3 dakika içinde
yok olası kollarımın arasında ölüp gitti.
Yapacak hiçbir şeyim yoktu.
Kapının camı şahdamarını kesmişti.
Fıskiye gibi kan fışkırıyordu. Kan fışkırıyordu,
umutlarım, istikbalim, hayatım yerlere dökülüyordu.
Bana yakın durması gereken ölüm, beni ölmeden öldürüyordu...
Bugün senden ayrılalı tam 1 yıl oldu.
365 günün, bir tanesinde bile seni göremedim, elini tutamadım,
yanağını öpemedim, bağrıma basıp sıkı sıkı sarılamadım.
Evde tek başıma otururken, kapıda anahtar dönmedi
ve sen içeriye girmedin.
Bir tek gece odanın ışığı yanmadı. Ben kapını açıp,
"yatıyorum, sen yatmıyor musun?" diye soramadım...
Yaşamak canımı sıkmaya başladı.
Gül, senin aradığına dair bir tek not vermedi tam 365 gündür.
Bu kadar çabuk mu unuttun beni diye
düşünüyorum zaman zaman.
Ama beni unutmayacağını, unutmadığını biliyorum,
ben de biliyorum, halan da biliyor, enişten de, Ece de.
Ama oradan bir bağlantı kurulması mümkün değil...
Günler geçiyor arslanım. Her geçen dakikayı beni sana
yaklaştırdığı için seviyorum. Eskiden nasıl üzülürdüm
zaman geçiyor, birgün senden ayrılacağım diye .
Ama şimdi her şey tersine döndü...
Her şeye tahammül edebiliyor insan.
Allah böyle bir sabır vermiş kullarına.
Ama tahammülü mümkün olmayan bir tek şey var.
Senin sevginden mahrum olmak. Bunu hissedememek.
işte ölmeden bu öldürüyor insanı.
endonezya'da yaşanmış olaydır.
22 yaşındaki bayan e.m, "sende var bende niye yok" mantığı güderek kıskandığı sevgilisi 23 yaşındaki m.h'nin penisini kesti.
m.h'nin sağlık durumu iyi merak etmeyin. http://www.milliyet.com.t...07/07/13/son/sonyas17.asp
makina programında hakki devrim tarafından açıklanmıştır.
ateist olduğu bilinen aziz nesin'in "inanmıyorum fakat inanmadığım şeyler hakkında bilgisiz değilim, okuyup öğreniyorum, zıt görüş belirtebileyim diye" düşüncesiyle yapmış olduğu doğru harekettir.
evet kişi inançsız olabilir fakat bilmeden etmeden gündemde dönüp dolaşan, birilerinin ağzına sakız olan klişe konular hakkında atıp tutmamalıdır. okuyup öğrenmelidir, bilmelidir, sonrasında kendi düşüncelerini savunmalıdır. savunmalıdır fakat dalga geçmemelidir. zira din ve dini konular hakkında dalga geçmek saygısızlıktır. din dogmatiktir, değiştirilemez. olduğu gibi kabullenilir, yada kabullenilmez.
an itibariyle bjk tv de rastladığım kişidir.
şu an bjk tvde u-21 maçları verilmektedir ve altyazılardan taraftarlar dileklerini, isteklerini, eleştirilerini göndermektedirler. kimisi "x gelmesin, y gelsin" , "şu olmasın, bu olsun" gibi istekleri yaparken bilinçli bir izleyici de şunu yazmıştır; "bi susun da maç izleyelim."
- gadın ben çocuk istiyom
- olur bey yaparız
- amma 12 dene haa!
- vay benim başıma! napacan 12 çocuuu beey?
- fenerbahçe altyapısına vercem epsini gadın
- e bu oyun 11 kişiyle oynanmıyomu?
- bu zico futboldan hiç anlamıyo a.q, birinide teknik direktör yapacam.
çarşı'nın yeni bir oyununu konu alan bir söz. 5 mayis 2007 besiktas fenerbahce maci öncesinde, fenerbahçe taraftarı inönü stadında konumlanacakları tribüne önceden büyük puntolarla "her yerdeyiz" pankartını astılar. beşiktaş taraftarı ise "her" sözcüğünün "r" harfini "p" yaparak, "hep yerdeyiz" pankartı durumuna getirmiştir. korkak tavuk ortega vakasından sonra çarşı'nın attığı 2. gol olmuştur bu.
- tuttugun takim gol atinca sana para mi veriyorlar?
- evet! takımın borsadaki hisse senetlerinden aldım, gol atıp kazanıp başarılı olunca bende kazanıyorum otomatikman.
- hmm.
yada;
- tuttugun takim gol atinca sana para mi veriyorlar?
- sadece sahada oynanan ve bir topun etrafında koşan 22 kişi değildir aslında futbol. sadece futbol yıldızları, stadyumu, başkanı, yöneticisi, malzemecisi değildir aslında beşiktaş. futbol oynanan yerde beşiktaş sevdasını yaşamaktır siyah beyaz. futbol sahada oynanmaz, asıl tribündekilerin yüreğindedir akıp giden oyun, ve o tribündekilerdir siyah beyaz.
- ha?
- aşk canım aşk, anlamazsın.
türkiye cumhuriyetinin böyle bir uygulama yapmasının sebebi, istenmeyen bakterilerin elini kolunu sallayarak ülkede cirit atmasını engellemektir. ülkenin gerçek halkını da bu olayı anlayışla karşıladığından, aslında başlık açılmasına pekte gerek olmayan bir konudur.
e öyleyse niye açtım?
ben aslında şundan esinlendim; (bkz: #1492751) ama ikiside katıldığım konular değildir.
izmir'de başıma birden çok kez gelen fakat sadece ilkinde tongaya düştüğüm, diğerlerinde yemediğim durum.
olaylar şöyle gelişir;
yolda yürümektesiniz ve ilerde yol kenarında bir ayakkabı boyacısı vardır. tam yanından geçerken;
- kardeşim bi dk bakar mısın?
- ??
- saatin var mı?
- 3e 10 geçiyo.
- sağolasın. ya az önce bi adama sordum "hadi git başımdan" diye tersledi cıx cıx.
- yaa var öyle insanlar.
- öyle valla, gel bi cila atim.
- yok abi sağol.
- gel kardeşim gel(acayip ısrarlar)
- ii *
boyar,cilalar,
- borcumuz ne kadar?
- ne koparsa gönlünden
1.5 ytl verilir,
- 1-2 ytl daha ver be, bak az önce 5e boyadım bi adama ama seni sevdim.
- eoo? *
kurtulmak için verilir ve derhal ordan uzaklaşılır. aradan zaman geçer yine başka bir boyacının önünden geçilir;
- biraderim bi dk bakar mısın?
- buyur??
- saatin var mı?
- yok! (ve yürünür sinirli bi şekilde)
- baksana bi?!
- nah!
izmir atatürk stadında oynanırsa daha anlam kazanacak olan maç.
fakat yine koymamız durumunda hep beraber halkapınar metrodan konak'a geçip, misafirlerimizi orda denize dökmeliyiz, zira atatürk stadı ve deniz arasında bi hayli mesafe var.
gaziantep'in en ünlü kebapçılarından,baklavası dillere destandır.baklavasını farklı kılan tek şey büyük parça fıstıkları ve diğerlerine nazaran daha kalın olan hamurudur.
ustalarının özel uçakla bill clinton'in ayağına gidip baklava açtığı söylenir. http://www.imamcagdas.com
sakıp sabancı ve diğer kardeşlerinin dünyaya gelmesinde büyük rol oynayan er kişi.böyle çalışkan insanların babası olduğu için pek bi gurur duyuyor olsa gerek.*