ing. toplam maliyet
ekonomi terminolojisine yabancı olmayanlar yakinen tanımaktadırlar bu arkadaşı. kendisini formüle edersek;
total cost= total fixed costs+ total variable costs
bu arkadaşlar genellikle kaleciye göre kalenin solunda, ekran başındaki futbolseverlere göre ise kalenin sağında yer alırlar. amaçları twigy'nin fanatik terliklerinin reklamını yaparak hem firmaya,hem kulübe kazanç sağlamaktır. oldukça şanslıdırlar da aslına bakılırsa. yalnız 4 büyükler bu maskotlara sahiptirler.*
üzerilerindeki renklere sahip takım gol attığında ya da yediğinde bir hayli komik mizansenler ortaya çıkar.*takımları gol attığında zıplarlar, hoplarlar,birbirlerini öpmeye çalışırlar, kimi zaman yere düştükleri de olur. aslında maskot olmasalar çok da dikkat çekmez bu hareketleri.gol yediklerinde ise, boyunlarını bükerler, yani o terlik maskotu yere paralel hale gelir neredeyse.bir burukluk çöker üstlerine.o hissi verirler onları görenlere. şüphesiz ki taraftarların hepsi gol atılınca sevinir, yenilince üzülür;ama bu maskotlar ayrı bir seviniyor, ayrı bir üzülüyor.*
bir çok defa durup, düşünmeme sebebiyet veren ayettir. zincirlikuyu mezarlığının ana kapısında da yazılıdır.
meali;
''her can ölümü tadacaktır. sonunda bize döndürüleceksiniz.''
türk medyası bekliyor ki;devletin üst kademelerinden biri bir açıklamada bulunsun. ardından da bu açıklamanın ne anlama geldiğini, aslında sayın x'in ne demek istediğini, cümleye binbir takla attırmak suretiyle halka aktaralım. sonuç olarak da ortaya, daha gergin bir ülke, daha uzlaşmacı(!) siyasiler, daha fazla kutuplaşmış bir ülke, daha fazla para kazanmaya başlayan bir medya patronu, kişilik haklarına tecavüzü bir borç bilen yazarlar ve uuserler çıkmakta. medyamız çankaya sınavında maalesef sınıfta kalmıştır.ne sayın abdullah gül,ne sayın bekir coşkun ve pek kıymetdar eşi,ne sayın recep tayyip erdoğan,ne sayın hayrunnisa gül bu ülkeden çekip gitsin,ne de bu ülkenin vatandaşlığından çıksınlar. tehlike altında olan ne laiklik,ne cumhuriyet ne de diğer ilke ve inkılablarımız. tehlike altında olan;insanlığımız, değerlerimiz,ikili ilişkilerimiz, anneannelerimizden,dedelerimizden öğrendiğimiz umumi adab.gün geçtikçe bitiyoruz;ama suni gündemlerin yalancı çöl fırtınasında önümüzü göremiyoruz.
28 şubat sürecinde bir anda çıkıvermişlerdi ortaya ne oldu onlara? şeriat'tı,islam'dı,yakıp yıkıyorlardı 6 tane oku, cumhuriyet'in temellerini sarsıyorlardı tartışmaları vardı refah-yol döneminde.her cuma çıkışı beyazıt camii önünde çevik kuvvetler beklerdi,her çıkışta ''ya allah bismillah allahu ekber'' derlerdi. nuh mete yüksel vardı dgm savcısı, iddianame hazırlar dururdu sürekli.bir anda 80 öncesi dönemde bulmuştuk kendimizi. işte tamda o hengamenin arasında çıktı bu aczimendiler.bir ani baskın,bir kukla;müslüm gündüz! mahkemede benim suçum rejim karşıtı olmak demişti. sonra sincan'da tanklar yürüdü. sonra refah-yol arazisinin üstünden tsk yol geçirmiş, hükümet istimlak edilmişti. işte böyle, şimdi ne aczimendiler var,ne de 80 öncesi dönemin dinamiği. tabii bu olayların yaşanmasında refah partisinin, şiddetli siyasetinin etkisi oldukça fazla idi.
her ne hikmetse iett'de görev yapan tamir otobüslerinin hepsinde en kral botanikte olmayan binbir çeşit çiçek ve malumatları bulunur. özene bezene cam köşelerine yerleştirilir. tamir otobüsünden çok gezici botanik tadında seyrederler karayolunda. şoförleri diğer otobüs şoförlerinden yaşca büyüktürler, bu sebepten olsa gerek kendilerini çiceğe böceğe vermişlerdir. hızları da şehiriçi hız limiti olan 50km/saat'i asla geçmez.