bir iki sene öncesine kadar unuttuğum durumdur. ortam ve çevre değiştikçe adınızın değişmesine yol açar. "bir ben var benden içeru" diyerek dolaşırsınız.
sevmiyor değilim ama asimetrinin vücut bulmuş hali gibi hissediyorum kendimi. al ortadan ikiye böl yan yana koy aynı kişi diyecek kimse çıkmaz. bıyıklarım bi tarafta sarı iken diğer tarafta kumral, sol elim sağdan 1-2 cm büyük, burnum yamuk, burnum yamuk olduğu için dişlerim tom cruise dişleri gibi gözükmekte... bunlar böyle artırılabilir, takılmamak lazım (bkz: her şeyin başı sağlık)
gece.
geceye ait olmayan geceden uzak durmalı. çünkü gece kendine ait olmayanı tanır, içine sokmaz, kendi karanlığından daha koyu bir karanlıkla karartır onu, yalnızlığın, yabancılığın karanlığıyla. sen olan o daha koyu karanlığı üzerinden sıyırıp atamazsın; geceyi de, geceye ait olanları da kandıramazsın.
5 sene sonra başlarsa daha normal karşılanabilecek ilişki türüdür. hatta klişe tabirle erkekler daha geç olgunlaştığından mutlu bir evlilikle devam ettiğini birden fazla gördüğümdür.
iş hayatımın ilk günlerinde ilk basılan iki tuşu asla algılamayan klavye ile "ümit" bey'e "ümit bey merhaba," ile başlayan bir mail attığını sanıp kontrol etmeksizin göndermek. akabinde firmayı muhtemelen birkaç bin eurocuk zarara uğratmak...
kötü bir kabustan uyanıp kabus olduğunu farkettiğin andaki rahatlama mı, çok güzel bir rüyadan uyanıp rüya olduğunu farkettiğin andaki hayal kırıklığı mı?