pek çok gereksiz insana yapmak istenilen ama yapılamayan hareket.
adam var mesela tek derdi milletin izlediği dizilerin saçmalığı veya bir adam var tek derdi türk kızlarının kılı tüyü.
bazen dayanamayıp cevap veriyosun, önemsediğinden değil de sussun diye ama devam ediyor muhabbet.
bazen demek istiyosun arkadaş tek derdin bu olsun vay be ne gamsızmışsın diye .
ama biliyosun ki gamsız değil aslında türkiye gibi adaletsizliklerle bezeli bir coğrafyada gamsız olması imkansız. sadece daha büyük sorunlarını çözmeye çalışmak yerine böyle şeylerle uğraşarak bir nevi psikolojik defans yapıyor adam.
bazen yol al demek istiyosun diyemiyosun dinliyosun ediyosun da kardeşim adam sanki M- teorisini tartışıyormuş gibi şevkle istekle saatlerce türk kızı kezban teorisini tartışıyor.
anladık memlekette işsizlik had safhada da bu kadar da çok mu gerçekten işsiz sayısı?
yapamıyosun, yazamıyosun, okuyamıyosun bari eleştirmeye kalkma değil mi canım sus da otur.
mesela steinbeck uzun uzun roman yazmış etmiş , isteyen alır okur, istemeyen okumaz.
ama okumayan biri gidip steinbeck kitabı alıp altına da okuyamadık kardeş durumumuz yoktu yazıp iade ederse bira abes olur gerçekten abes olur.
en çok eli yüzü düzgün namazında niyazında tesla efendiye yaptığı puştluklarla bilinen bu vicdansız kafir, aslında pek çok puştluğa daha imza atmıştır.
edison fizik işinde her işi eline yüzüne bulaştırdıktan sonra o sırada yeni gelişen film olaylarına sardırmıştır.kendi kineteskopunu yap(tı)rarak piyasaya atılmış bu aletle tutunamamıştır. çünkü sn de 48kare çeken ve gösteren bu aletler bir de sadece tek kişilik izleme olanağı sağlar projeksiyonu yokturdur.
neyse efenim gel zaman git zaman bu edison puştu sinemaya yaptığı teknolojiyle tutunamayacağını görünce bu kez yetmemiş patent enstitüsünü kurarak bir tröst oluşturmuştur.
bir bok çekemediği gibi çekenlere de sınırlama getirmiştir. devrin büyük yapımcılarını yönetmenlerini bünyesine katmıştır çünkü bünyesine katılmayanlara film çektirmemekte stüdyo basıp film yakmaktadır bu piç.
bildiğin mahallenin kabadayısı olan edisonun ağzına california sahillerinde buluşan bağımsız yönetmenler sıçmış ve hollywoodu kurmuşlardır. yoksa edison puştunun alt edileceği yokturdur.
bu da ona bir ders olmuş kıvrım kıvrım kıvranmış yaptığından utanmıştır.
bence harika bir meslek olabilecek bir şey. nasıldır derseniz önce her konuda az çok bilgi sahibi genel kültürü yüksek insanlar bu bölüme seçilecek, sonra ikinci aşamada bu bilgili insanlardan bilgilerini kullanarak bir soruna yaklaşım üretmeleri istenecek. illa çözüm değil sadece gidiş yolu önemli. en sonunda bu insanların teorileri yazıları puanlanacak ve bölüme çok özel 3-5 kişi alınıp sağlam bir eğitime başlanacak.
bu insanlara güncel sorunlarla ilgili gerek sosyal bilimler olsun gerek siyaset olsun gerek pozitif ilimler olsun her konuda altyapı sağlayacak çok yönlü bir ön eğitim verilecek yani 2-3 yıl bölüme bilgi olarak hazırlanacaklar.
kalan 2 yılda da bu öğrendiklerini iş hayatına, sosyal hayata veya bilimsel alanlara fikir sunabilme olarak değerlendirecekler. basit mühendislik icatlarından tutun, ekonomideki önemli bir soruna dair çözüm fikirlerine kadar her şeye yetişecek bu insanlar. tabi kolay değil çok okumayı araştırmayı üretmeyi seven insanlar olmaları ve hayatları boyunca bu özelliklerini korumaları gerekecek.
dünya genelinde bu insanlardan toplasan 100-150 tane bulunacak ve bunalr ülkenin en zeki en analitik düşünen en kültürlü bilirkişileri olarak hizmet verecek. danışma meclisi gibi her kararda bunların fikri sorulacak. veya bunlar özel danışmanlık hizmeti verecek bürolar açacaklar herkes iş getirebilecek o işleri de ince eleyip sık dokuyarak araştırıp en etkili çözümü sunacaklar.
tabi çoğu insan kendi aklını sevip bunlara danışmayı yersiz bulacaktır bizim memlekette yol sormayı bile eziklik zannedip çekinen insanlar var o yüzden bunlar direk kamuya, orduya, meclise, tübitaka vs. atanırsa daha faydalı olur.
bu insanlar tamamen zihin güçleriyle 4-5 yılda bütün dünyayı değiştirecek özel kimseler olacaklar ve hepimiz kurtulucaz. gezegendeki fiziksel ve çevresel sorunlardan tutun, savaşlar ve borsaya kadar her şeye bu insanların toplantılarında çözüm aranacak. böylece dünyayı maddi gücü elinde tutan bazı kesimler değil zihinsel gücü elinde tutanlar yönetecek ve tüm insanlık hatta tüm canlılar için sorun teşkil eden modern insanın yıkımları ve adaletsizlikleri son bulacak.
o sporun zevki, takım ruhu, salgılattığı serotonin sağlıklı bir vücuda sahip olma vs hiçbirini tam olarak yaşayamayan insandır.
genelde insanlar kendilerini bir şeye ait hissetmek ister bu bir topluluk olur, bir aile olur, çalıştığı iş yeri olur, sevdiği insan olur vb. ama kimi insanlar (ekseriyetle hayatı monotona binmiş ve en büyük başarısı ilkokulda aldığı şiir okuma madalyası olan tipler) fanatik bir şekilde bir takıma tutunma ihtiyacı hisseder.
bu kişi illa futbol taraftarı orta yaşlarda göbekli amca değildir, olimpiyatlarda yüzme branşını izleyip türkiye kazansın diye içten içe destek veren bir teyze de olabilir; ergenlik çağında tüm coşkusunu ve enerjisini taraftarlığa veren bir genç de olabilir.
kişi böylece hem stres atar hem psikolojik olarak bağlanma ihtiyacını giderir hem de kendisine ait olmayan başarıları sahiplenerek mutlu olur.
diğer psikolojik defans mekanizmaları gibi takım tutmak da kişinin ruh sağlığı açısından olumlu bir tepki olabileceği gibi kişide bir bağımlılık halini aldığı ve günlük hayattaki realiteden kişiyi kopardığı an zararlı olmaya başlar.
insanlık tarihindeki bilinen liderlerin, bilim insanlarının, filozofların, sanatçıların genelde toplumca kabul edilmeyen anormal yönleri olan kimseler olmasıdır.
aslında herkes basit ve mutlu bir düzen tutturmuşken oyunbozanlık yapan çıtayı yükselten bazen iyi bazen kötü bazen felaket işler yaparak tarihte yer edinen bu psikopatlardır.
newtondan da vinciye, hitlerden maoya hepsi kendi alanında bir takım takıntılara sahip insanlarmış.
zaten güç erki tek bir şahsın elinde bulunduğunda o ülke veya bölge veya gezegen toptan çöküşe doğru gider çünkü hiçbir insan ın ömrü o gücü kaldırabilecek olgunluğa ve bilgi seviyesine gelmeye yetmez. her lider kısmi de olsa hatalar yapar, bunun cefasını çeken az veya çok mutlaka bir kitle bulunur.
ama bilimde insaf yoktur liderler değerlendirilirken artı eksi tablosu yapılır genelde 100 insan kurtarmak için 5 insan feda eden lider başarılı kabul edilir. oysa o 5 insan için o lider tarihin en berbat lideridir ve bu her zaman böyle gider.
insan denen varlık bir gariptir güç arzusu doğadaki bütün varlıklardan fazladır ve zekası da bu arzuyu tatmin etmeye yardım ettiğinden kendi türü de dahil her canlıyı kafese tıkabilir.