Sen uyurken üstünü örterken kıyamazdım uyanırsan diye. Üstüne toprak attılar baba. Yorulmayayım diye sırtında gezdirirdin, hangi 4 kişi seni omzuna alıp taşıdı baba.
Daha fazla ölü haberi görmemek için bütün hesaplarımı kapattım. hayatta duyduğum en saçma cümle "başın sağolsun". ne tesellisi var ne faydası. her gördüğüm haberde "babanı kaybettik" dedikleri an geliyor aklıma. hepinizin haber diye okuduğu başlıkları o insanların anneleri babaları okuyor, izliyor. Ölmekten beter oluyor insan her saniye. nefesin akciğerlerinde saplanıyor. çok acıtıyor da kimse görmüyor. Ben, Tahsin'in kızı. Her gün ağladım. Babamın öldüğü gün hariç. O gün yaşamayı unutmuştum.
Herkes karı-kız muhabbeti yazarken babamı buraya yazarken çok utanıyorum. Bu kadar insanın sözlüğe kattığı şeylere bakıyorum; ya bel altı, ya ırkçılık, ya karamsar ölmeli yazılar... Ben babam dışında birkaç bir şey yazdım, fazlasını yazınca sanki kendime, sözlüğüme ihanet gibi geliyor. Her yere her dakika babamı yazmak istiyorum.
21 yaşıma kadar çok da kulak asmadığım şeylerdi. Onu kaybettiğim günden beri aklımdan çıkmayanlar olarak kaldı. En çok benim kızım isterse yapar derdi, geri dönsün çok istedim, yapamadım...
ırkçılık veya türk-kürt ayrımıyla hiçbir ilgisi olmayan, tamamen cehaletten ve yazım kurallarına önem verilmemesinden ileri gelen bir durumdur. saptırmamak gerekir.
iyi ki doğdun baba. Doğum günün kutlu olsun. Hiçbir yere yazamadım. Beni hiç tanımayanların arasına yazmak istedim. Keşke sana yazabilseydim. içimde kaldı. Canım'da kaldı. Canın bende kaldı baba. Sen toprağa, canın bana, ben Allah'a emanet. Hoşçakal.
Yarın memlekete dönüyorum. Annem arabayı abime vermişti. Abim karşılamaya gelir sandım başka bir yere gitmiş. Babam olsa gitmezdi. Babam olsa önce kızım derdi. Beni hep babam karşılardı. Bu yazıyı okuyorsan eğer lütfen yanıma gel. Başkasına muhtaç etme beni, oğluna bile... Keşke ölmeseydin baba.
Hayatta ben en çok babamı sevdim.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla, ha düştü, ha düşecek
Nasıl koşarsa ardından bir devin,
O çapkın babamı ben öyle sevdim...
Hiç edebi falan yazmıyorum bu kez. Gerekirse küfür bile edicem hatta. Yolda öğrendim lan öldüğünü. Başınız sağolsun diye mesaj geldi abime. Biri şaka yapıyordur sandım abimi ilk kez ağlarken gördüm. 30 yaşındaki herif içini çeke çeke ağladı. Abi durdur arabayı dedim durdurmadı. Atladım arabadan. Baba diye bağırdığımı hatırlıyorum sadece. Belki bir daha o kelimeyi kullanamayacağım için o kadar bağırdım. Organlarım parçalandı. Böyle ateşi yutuyormuşum gibi. Cenaze arabası gelcek dediler. Abim annemle benim elimden tutarak dışarı çıkardı. Ulan benim babam ya benim babam! Yere düştüm. ibrahim Amca, babamın çocukluk arkadaşı. Bakamadım yüzüne. Babamı yalnız bırakma nolur dedim. Odamdan çıkmadım. Telefonları açmadım. Başın sağolsun cümlesinden iğreniyorum. Ben hala babam derken rahmetli denmesini sindiremiyorum. Ya baba kelimesi rahmetli diye yazılmaz ki. Yazılmasın nolur. 21 yaşındayım ben. Bir kız nasıl babasız kalır. insanın babası ölür mü hiç ya. Neleri var senin yine iyi anıların var diyorlar. Ya banane başkasından. Başkasının acısı benim acımı azaltmıyor. isyan etmedim hiç. Sadece çok özledim. Yemin ederim çok özledim.
Az önce biri "iş yerinde verilen kutu kolayı eve getiren baba" diye bir başlık açmış. Babamın bana getirdiklerini düşündüm. Getirmesini istediklerimi düşündüm. Sonra babamın olmadığını farkettim. 4 kişilik mükemmel bir aileyken 3 parçaya bölünmek çok gücüme gidiyor. Sevdiklerinize sahip çıkın yazarlar. iyi geceler...