dylan dog
321 (çok gezmiş çok okumuş)
üçüncü nesil yazar 3 takipçi 22.80 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    kufur lugatini mac izleyerek gelistirmek

    1.
  1. türk insanının zaten yeterince geniş olan küfür dağarcığını, bir de üstüne maç izleyerek geliştirmesidir..

    haklı veya haksız her pozisyonda ayaklanıp, alehinde karar verilmişcesine haykırma isteği doğuyor insanda. eğer etrafınızda küfürden rahatsız olmayan insanlar varsa, rahat rahat içinizi döker, bir de bunun üstüne o sinirle süper varyasyonlu küfürler edersiniz.
    kendinize hakim olmak istemezsiniz. ettiğiniz ve edeceğiniz her küfür lugatı doldurup, taşırır.
    birçok standart küfürlü sözcüğü yap-boz gibi yerlerini değiştirip, istediğiniz küfürü yaratabilirsiniz ve ettiğiniz küfürü kendiniz de duyduğunuzda yüzünüze hafif bir tebessüm iner. sanki o küfürü duymuş o futbolcu da, bütün oyunun gidişatı değişmiştir...
    1 ...
  2. grillardin

    1.
  3. bütün ızgara yemekleri hazırlayan chef'tir...
    rotisseur ile beraber yürür...
    0 ...
  4. rotisseur

    1.
  5. ağır ateşte veya kızarmış etleri ve onlara uygun sosları hazırlayan chef'tir...
    0 ...
  6. poissonier

    1.
  7. balık ürünlerini hazırlayan ve kullanılacak sos için çoğunlukla balık ayıklama, kesme biçme işlerini de yapan chef'tir...
    0 ...
  8. saucier

    1.
  9. bütün soslu yiyeceklerin ve onların soslarından sorumlu chef'tir...
    genellikle ünvanların içerisinde en yüksek mevkidir...
    0 ...
  10. chef de partie

    1.
  11. fr. bölüm şefi...
    mutfaktaki bölümlerin yetkilisidir. saucier, poissonier, rotisseur, grillardin, friturier, entremetier, tournant, garde manger, boucher ve patissier'in denetimleri için ayrı ayrı chef de partie'ler vardır.
    2 ...
  12. cost control

    1.
  13. birim maliyeti hesaplamak, işletme faaliyetlerini kontrole yardımcı olmak, planlamaya yardımcı olmak,
    alınacak kararlara yardımcı olmak, hedeflenen sonuçları belirlemek, personelin işletme hedefleri doğrultusunda çalışmasını sağlamak, işletmenin değişen şartlara ve hedeflere uyumunu temin etmek, ulaşılan sonuçları ölçmek, periodik zamanlarda rapor hazırlamak, hedeflenen ile gerçekleşmesi beklenen sonuçlar arasındaki uyumsuzluk ortaya çıkacağı tahmin ediliyorsa önleyici önlemleri belirlemek, eğer uyumsuzluk ortaya çıkmışsa, düzeltici önlemleri ilgililere bildirmek demektir...

    formülü;

    açılış stoku + alınan ürün - kapanış stoku = yiyecek maliyeti

    olan maliyet kontrolü...
    2 ...
  14. commis chef

    1.
  15. çömez chef... yani komi, çırak chef. bütün ayak işleri, soyma, doğrama, yıkama işlerini commis chef yapar.
    commis chef aşağı, commis chef yukarı durumu anlayacağınız. bol bol koştururlar mutfakta...
    0 ...
  16. chef tournant

    1.
  17. replacement, yani geçici görev yapan chef...
    bir sebepten dolayı bir chef işe gelmezse, ondan kalan eksikliği doldurması için sous chef iki kat mesai yapar ve onun işlerini de kendi işleriyle beraber götürmeye çalışır. sous chef'ler makina gibi olup, çelik gibi sinirleri olduğu için, bu işi hiç de gocunmadan gayet başarıyla yaparlar..
    0 ...
  18. head chef

    1.
  19. aşçıbaşı...
    mutfağın patronu, yöneticisi, başı... kıscası her şeyi...
    1 ...
  20. kufursuz yazma sanati

    1.
  21. küfürsüz konuşma sanatı'nın sözlükler için olanı da diyebiliriz...

    birçok sözlükte küfür serbest olduğu için, bu konuya pek dikkat edilmez. ancak mrmr sözlük'te durum tam tersidir.
    temiz bir sözlük olarak kalabilmek adına, mümkün olabildiğince küfürlerden arındırılmış bir yazım stili gerekir burada.
    hakaret etmek, kahvehane ağzı ile laf kavgasına girmek, eleştirinin dozajını üsluba oturtamamak en büyük sorundur.
    bunu daha medeni bir ortama taşımak, eğer eğitimli biriyim (okumuş ya da okumamış... hayat okulundan bahsediyorum ben) diyorsanız, bunu açıkça göstermeniz için doğru kelimeleri seçmeniz gerekir. hırsına yenik düşen argoya sarılır. soğukkanlı olan ise, diyeceğini der, hatta lafı gediğine oturtacak argo dışı kelimeler ile cümleler bile kurarak istediği mesajı verebilir. bunlar tamamen sakin olmak ve birey haklarına saygılı olmakla elde edilebilecek meziyetlerdir...
    uludağ sözlük'te de aynısnı biraz olsun görebilmeyi umut ediyorum...
    2 ...
  22. jakuzili ev

    1.
  23. bir zamanların zenginlik belirtisidir...

    eğer zenginseniz, kocaman bir eviniz varsa, ama bu evin banyosunda bir jakuzi yoksa, adamdan sayılmazdınız.

    niye jakuzili ev bu kadar önemliydi peki?

    cevabı basit; zengin adamın bolca sevgilisi olur (parası için özellikle)... bu adamı söğüşlerken, keyfini olabildiğince çıkarması gerekir bu kadının.
    hal böyle olunca, zengin işi eğlencenin en bilineni jakuzi keyfidir. buzlu viskin, fokurdayan jakuzin ve cebi şişkin bir zengin avanak... daha ne isterdi ki insan...

    ayrıca, zenginlik belirtisi dışında; jakuzi içinde 6-7 kadın ve bir erkeğin bulunduğu evidir... yani playboy malikanesi... *
    0 ...
  24. sevgiliye uzun bir aradan sonra tekrar kavuşmak

    1.
  25. günler günleri, haftalar haftaları ve aylar ayları kovalamıştır. geçen bu günler boyunca çeşitli duygu patlamaları yaşanmıştır; telefonda konuşurken yüzünüz gülümser, içiniz ısınır... yalnız kaldığınız anlarda ise birdenbire yalnızlığınızın farkına varıp, gözleriniz dolar, eksikliğinizin derdine yanarsınız. el ele, göz göze beraber geçen günleri ararsınız... nasıl geçecek bu günler diye kahrolursunuz her geçen gün...

    ... ama, işte o gün geldi ve çattı artık... kavuşma zamanı...
    günlerinizi şişik gözler, sızlayan kalbiniz ve bomboş ellerinizle geçirmiş, ama bu dayanıklılığınızın ödülünü alıyorsunuz artık. geri dönüyor...

    aylar boyu beklemenin, sabretmenin ödülü. otobüsten indiği anda, büyük bir sevinçle kollarınıza atlamasını hissetmek, tekrar kokusunu duymak, sesini işitmek... bunlar hep arzu ettiğiniz, özlediğiniz hislerdi... ve sonunda tekrar gerçekleşecekler.

    hiç düşünemezdim bu kadar zor olacağını beklemenin. zindanda duvara çizik atar gibi, gerçekten de çok zorlanarak geçirdim bu günleri. hayat insanı bazen sınıyor doğal yollarla. bunlardan birisi de "sevgiliyi özlemek"miş...

    ama bu bekleme sonsuza kadar sürmüyor. er ya da geç, bir daha ayrılmamak üzere tekrar kavuşuyorsunuz. gözlerinizi ondan alamayacağınızı, onu sürekli öpüp, koklayacağınızı çok iyi biliyorsunuz. o geçen ayların acısını çıkaracağınızı, onun elini hiç bırakmayacağınızı çok iyi biliyorsunuz.

    beklemek en zor kısmı, evet... ama açıkçası kavuşma kısmı da çok zorlu geçecek... sebebi ise; heyecan...
    eğer gerçekten de deli gibi aşık biriyseniz, kesinlikle karın ağrısı geçirebilirsiniz... mutluluk ile heyecan karışınca, böyle bir etki yaratabiliyor. o kadar seviniyorsunuz ve bir yandan da gelişine o kadar heyecanlanıyorsunuz ki... çok garip... herkes gibi "aşk yok" diyemememin sebebi de bu zaten...
    o kadar büyük bir sevgi duyuyorsunuz ki, bunu birden elinizden kaybedince, yaşama enerjinizi de beraberinde kaybediyorsunuz... ama sonra, ona tekrar kavuştuğunuz anda, işte böyle deli bir etki yaratıyor...

    ona kavuşmak istiyorsunuz... o da size kavuşmayı istiyor... geriye bir engel kalmıyor... açın kollarınızı ve sarılın birbirinize sımsıkı, doya doya...
    14 ...
  26. destursuz odaya dalmak

    1.
  27. karşılaşılacak manzaraların değişkenlik göstereceği davranıştır.

    eğer içeri daldığınız oda, bir yatak odası ise, muhtemel manzara pek bir müstehçen olabilir.
    aynı şekilde bu oda, bir tuvalet ise, muhtemel manzara bu sefer de pek bir nahoş olabilir.
    tabi hep kötü sonuçlar doğuracak diye bir kaide yoktur. adam oturmuş ders çalışıyor da olabilir, ya da kitap okuyor olabilir, müzik dinliyor olabilir.
    içimiz fesat bizim. hemen hangi yönlere çektik konuyu, gördünüz mü?

    dalan kişiyi de biraz analiz edelim;

    kapı çalmayı görgü kurallarında bulundurmayan bu insan, birinin odasına destursuz dalmanın gayet normal olduğunu zanneder. bencilliktir bu yaptığı.
    insanların kendi özel alanları olan bu odalara böyle çatkapı girmenin ne manası var şimdi? biri senin odana, sen donunu değiştirirken girse hoş olmazdı ama değil mi?

    ama yine de hakkını yemeyelim şimdi. belki de tamamen şansızlık eseri de gerçekleşmiş olabilir. mesela; tuvalete böyle dalsa biri, muhtemelen içerisi boştur diye düşünerek girmiştir öyle. yoksa kimse kimsenin b.kunun meraklısı değil yani.
    ya da daldığı oda kendisinindir, içerde soyunuk vaziyette yakalanan şahıs da misafir olabilir. kimin aklına gelebilir ki o an odasında birinin soyunup, giyindiği?

    o zaman; yiğidi öldür, hakkını yeme diyelim... ama biraz dikkatli ve tetikte olmak da göz çıkarmaz herhalde... ?
    0 ...
  28. circir bocegiyle iskence yapmak

    1.
  29. gerçekten de, en az bir çin işkencesi kadar etkili olabilecek işkence biçimidir...

    iki tane cırcır böceğini alınır ve itinayla, işkenceye maruz kalacak şahsın iki kulağının yanına yerleştirilir. elleri, kolları ve ayakları bağlanan şahıs, böceklere müdahele edemeyecek konuma getirilir. yapay güneş ışığı ve son olarak da, güneş ısısı etkisi yaratan ufo ısıtıcılarında konur birkaç tane... gece olduğunu anlayamayan cırcır böcekleri, sabaha kadar şahsın kulaklarına seranat yapacaktır bu şartlar altında... varın, gerisini siz düşünün...
    0 ...
  30. siskin cuzdani hafifletmek

    1.
  31. şişkinlikten kastedilenin para olmadığının anlaşılması gereken, aslında; fiş, fotoğraf, hesap cüzdanı, bankamatik ve kredi kartları, kartvizitler, nüfus cüzdanı, ehliyet, okul giriş kartı, paso... vs gibi, cüzdanı fiziksel olarak şişiren nesnelerin inatla boşaltılmaması... bu kadar şişkin bir cüzdanı arka cebinize attığımızda, koca g.tlü biri olup çıkıyoruz ki hiç de hoş bir görüntü değildir... halbuki biraz boşalt, ferahlasın cüzdanın... içinde sadece; nüfus cüzdanın, okul kartın, pason, en önemli kredi kartlarından birkaçı ve tabi ki paran olsun... gerisi hammallık yaratan lüks ağırlıktır... yazıktır ve de günahtır... imajınıza özellikle...*
    0 ...
  32. lip sync

    1.
  33. 3d animasyon tekniğinde, ses kaydında geçen inişli çıkışlı seslere göre, 3d tasarlanmış ağızın oynamasını sağlamak amacıyla yazılan programa denir...

    misal; "merhaba ben dylan dog" cümlesini okutabilmek için, hecelerdeki seslere göre ağzın oynamasını sağlamanız gerekir... "mer.." dediğinde, ağız ona göre açılmalıdır. "ha.." dediğinde yine vurguya göre ağız açılmalıdır... vs gibi, tek tek hecelere göre ağız hareketleri kodlanmalı, yazılmalıdır... zor ve sabır gerektiren bir iştir... ama sabrın sonu selamettir, öyle değil mi?...
    0 ...
  34. plastik boncuk tabancasi

    1.
  35. gerçeğinin tıpatıp aynısı silahların, şarjörüne plasik boncuklar konan hali tabancadır... çok can yanmıştır bu silahtan çıkan mermilerle... hayır, silahtan hoşlanan biri de değilim normalde... ama nedense bu "oyuncak"(!)ın verdiği mazoşistçe bir zevk vardır... çözebilmiş değilim...
    0 ...
  36. orwarrior

    1.
  37. orphaned land grubunun, 2007 yılı sonuna doğru çıkaracağı yepyeni albümü... konsepti; aydınlık ve karanlık güçlerin savaşını konu edinecek... "or", ibranice ışık demekmiş... grubun bu albümünün prodüktörlüğünü, opeth ile tanınan steven wilson üstlenecekmiş...

    "orphaned land taking break from live shows to focus on writing - feb. 10, 2007

    israeli metal band orphaned land is taking a six-month break from live shows in order to focus on writing its new album, "the never ending way of orwarrior". the cd will be produced by steven wilson -porcupine tree, blackfield, opeth- and is tentatively scheduled for release in 2008.

    commented vocalist kobi farhi..."

    ayrıntılı bilgi için:
    http://www.roadrunnerreco...en+wilson&x=0&y=0
    0 ...
  38. sınavdan 99 alıp ağlamak

    1.
  39. özellikle lise döneminde görülen hadisedir... sınıfın en ön sırasında oturan, en çalışkan, en dersine hakim, gece gündüz çalışan kızlarının, kendilerine çok güvenerek girdikleri sınavdan, 100 değil de, 99 alıp; "1 puan daha verseydiniz, 100 alıyordum... niye vermediniz hocaaaam??...böhüüüüüü......!!!" diye ağlamasıdır...

    gerçi yeni not sistemine göre tarih olmuş bir durum komedisidir... hadi 85 değil de, 84 aldığı için ağlayan bir kız olsa, hak verirdim... 84 üzerinden 4 almak yerine, 1 puanı daha olsaydı, 85 üzerinden 5 alacakmış... ama yeni sisteme göre, karneye 5'lik sistemle değil, 100'lük sisteme göre işlenecek alınan notlar... bu yüzden, bu tür kızlar artık hatıralarımızda yaşayacaktır*...
    3 ...
  40. hrant ve biz org

    1.
  41. "ifşaya çağrı
    Biz, aşağıda imzası bulunan Türkiyeli vicdan sahipleri, 23 Ocak ta Hrant Dink in cansız bedeninin arkasında yürüyen kalabalığın saygılı sessizliğinin, ortak bir iradeye dönüşmesini istiyoruz. Irkçılığı milliyetçilik adı altında meşrulaştıranların, bu korkunç cinayetin işlenmesinde sorumluluk sahibi olduğunu biliyor, bu söylemi ifşa etmenin böyle bir sivil iradenin gereği olduğuna inanıyoruz.

    TCK nın 301. maddesi uyarınca hakkında açılan dava başta olmak üzere, bütün hayatı boyunca verdiği mücadelede Hrant Dink i gerektiği gibi destekleyememiş olmaktan; kan, ırk, ölüm ve nefret üzerinden kişisel ve siyasi çıkar sağlayan çevrelere karşı daha önce yeterince ses çıkaramamış olmaktan ötürü kendimizi suçlu hissettiğimiz için;

    Hrant Dink in ailesi, Agos Gazetesi çalışanları ve Türkiye Ermenileri başta olmak üzere, Türkiye de ayrımcılığa maruz kalan tüm kesimlerle dayanışma içinde olmayı her zamankinden daha çok istediğimiz için;

    intikam ve yıkım üzerine kurulu bir ülkede değil, Avrupa Birliği nin ve başka ülkelerin tutumu ne olursa olsun; demokratik, çoğulcu, insan haklarına ve ifade özgürlüklerine saygılı, içindeki farklı kimlikleri zenginlik olarak görebilen bir ülkede yaşamak istediğimiz için;

    Yıllardır gözlerimizin önünde, medyada, televizyonda, reklam dünyasında, toplumsal yaşamın her alanında bilinçli bir biçimde beslenerek, bebeklerden katiller yaratma noktasına getirilen milliyetçiliğin bu ülkede başka canlar aldığını bir daha görmek istemediğimiz için;

    Milliyetçi dalganın desteğini her ne pahasına olursa olsun arkalarına almak uğruna, sudan bahanelerle Hrant Dink in cenazesine gelmeye cesaret edemeyen tüm siyasi sorumluları, ölüm ve nefret üzerinden çıkar sağlayan hesapçılar olarak gördüğümüz için;

    Hrant Dink in öldürülmesinin ardından, çeşitli kurum ve kişilerin daha Dink in cenazesi kalkmadan başlattıkları "Türkiye nin imajı bozulmasın" kampanyasından midemiz bulandığı ve kendi insanlarını katletmeyen bir ülkenin, zaten "imaj" sorunu olmayacağına inandığımız için;

    Hrant Dink in inandığı ve anlatmaya çalıştığı gibi, 1915 ten itibaren yaşananların ve Ermenilerin bugün hala maruz kaldıkları ayrımcılıkların sorgulanabilmesine olanak tanıyacak toplumsal koşulların oluşturulması gerektiğine inandığımız için;

    Irkçılığın, ülkemizde ve başka ülkelerde toplumun tümü için her zaman yıkıcı sonuçlar doğurduğunu; buna karşı barışçı, sürekli ve geniş çaplı bir çabayı şimdi başlatmazsak, Türkiye nin farklılıklarından arındırılmış bir şiddet toplumuna dönüşeceğini gördüğümüz için;

    Irkçılığın bilinçli bilinçsiz tüm aktörlerini, resmi kaynaklarını ve kültürel mimarlarını bu cinayetin azmettiricileri ve yükselen toplumsal şiddetin sorumluları olarak, sözlerimizin ya da kalemlerimizin ulaşabildiği her platformda ifşa edeceğimizi; onlarla mücadelemizin, elimizden gelen tüm barışçı eylem biçimleriyle, bundan böyle sürekli olarak devam edeceğini; bu çabaya katkıda bulunan ya da bulunmak isteyen kişi ve kurumlar ile birlikte, ırkçılığın açıkça ya da dolaylı olarak tehdit ettiği bütün Türkiyelilerle sürekli, kararlı ve somut bir dayanışma içinde olacağımızı ilan ediyoruz.

    Farklı etnik ve dini kimliklere sahip olmanın, Türk olmaya karşı bir kışkırtma, bir hakaret, bir tehdit olmadığı gerçeği benimsenene dek, Türkiye'de siyasi, yasal ve kültürel ayrımcılığa maruz kalan tüm kimlikler bizlere de ait olacak."

    ...yazısıyla, hrant dink in fikirlerini destekleyenlerden imza toplama girişimindeki site* *

    edit: tebrik ederim, buna bile eksi verdiniz ya... rahatsız olduysanız, imzanızı vermeyin gitsin allah allah... nedir bu negatif ve defansif tavırlar?...
    3 ...
  42. muhabirkedi

    1.
  43. yazılarını daha öncesinden de takip ettiğim, uludağ da da yazmaya başlamasını sevinçle karşıladığım, 4. nesil kedi (?)...
    0 ...
  44. bir urunun stoklarla sinirli olmasi

    1.
  45. en çıldırtıcı durum. hele ki; reklamları yapılan ürünün, en önemli bilgileri; bir mikroskobun seçebileceği kadar küçük yazılması daha da sinir bozucudur.
    stoklarla sınırlıdır ibaresini atlayan bünye, ürünü büyük bir hevesle almaya gittiğinde, yerine sadece hava alabilmesi, bu tüketim ve reklam çılgınlığının dejenere edilmiş halinden başka bir halt değildir...
    1 ...
  46. evrendeki yerimiz

    1.
  47. kendimizi bir şey zannettiğimiz, egoist ya da narsist bir davranış sergilediğimiz, kendi içimizde "en büyük", "en yüce", "en ben merkezci" olmaya çalıştığımız şu zamanda, biraz evren hakkında "kocaman" bilgileri edindikçe; aslında ne kadar değersiz, ama aynı zamanda da, ne kadar "özel"* bir yerde olduğumuzu görebiliyoruz. aslında kendi içimizdeki çatışmaların yersizliğini gün yüzüne çıkartıyor bu arayış. neyiz, neredeyiz, ne yapıyoruz, amacımız ne? kendini sorgulama, empati yapma zamanıdır...

    http://video.stumbleupon.com/?p=v4l2p4q64f
    3 ...
  48. yolda duran herkese korna calan dolmus

    1.
  49. muhtemelen türkiye de yaşayan her bireyin kör ya da sağır olduğunu zanneden dolmuş ve şoförleridir...
    sanki biz aptalız, kolumuzu kaldırsak duracağını bilmiyoruz. bir de bunların selektör yaparak korna çalanları var ki daha da bir abestir. yolda gördüğün herkesi dolmuşuna mı toplamak niyetin? nedir senin derdin? dikkat ediyorum, özellikle şoförün yanında otururken, şöyle göz ucuyla bakarak, psikolojilerini anlamaya çalışıyorum. artık bir refleks halini almış bu "meziyet". yolda ilk gördüğü kişiye, gözü başka bir yerde bile olsa, istisnasız el kornaya gidiyor...

    - "kaptan müsait bir yerde ineyim"
    + (dat dat)...*
    2 ...
  50. duyup da duymamazliktan gelmek

    1.
  51. karşısındakini odun pozisyonuna sokan uyuz insanların taktiği...
    sen o kadar konuş, anlat veya soru sor; tık yoktur. birkaç saniye beklersin, sonra; "hı?" diye bir cevap gelir. aklınca; düşünmek için zaman yaratmaya çalışıyor. "ben seni siklemiyorum bak gördün mü?... benim; seni dinlemekten daha mühim işlerim var... hadi seni kırmayayım, anlat bakalım" a getirmeye çalışan bu adama verilecek en güzel cevap; "neye hı?" olacaktır. bu onu deli edecektir. içi, aslında nasıl meraktan çatlayacak bir bilseniz. hani umursamaz ya, rolüne devam etmek zorundadır eli mahkum. siz de bu oyuna, oyunla cevap verebilirsiniz. gün boyu bu mevzu onu kıvrandıracaktır. "zokamı yutsa da, şöyle ağız tadıyla, içimde 1 aydır beklettiğim cevabımı yapıştırayım" dır amacı ama, artık yemezler. foyan ortaya çıktı düdük...
    1 ...
  52. kar yağar ümidiyle sürekli dışarı bakmak

    1.
  53. ortaya atılan bir; "istanbul a karakış geliyor!!" haberinden sonra, göze uyku girmemesi, saat başı; zırt pırt kalkıp camdan, bir ümitle karın yağmasına bakma...
    (her ne kadar, fos çıkıp dursa da) bugünlerde yine başladı bu aksiyon. yine bizlere bir ümit verdiler. şimdi bakın camdan, aralayın perdeyi... belki bir şeyler yağabilir...
    belki yine, her kış olduğu gibi, cocukluğumuza bir ani dönüş yaşarız.
    kar yağarsa; "trafik olur, kıyamet olur, işler aksar, aaaaa!!" gibi düşünceler bizim umurumuzda olmaz. bizler anın tadını çıkarmaktan yanayızdır. o an için başka hiçbir dert olmaz. sadece yağan kar ve siz...
    işte bu yüzden hala, ısrarla perdeyi aralamaya devam ediyoruz, edeceğiz de...
    2 ...
  54. metal muzik kuru gurultudur

    1.
  55. metal müziğin her türevine demeyi adet edinmiş insanların gereksiz ve boş lafı.
    vokaline göre değişebilecek olan bu faktör, belki birazcık şu türlerde geçerli olabilir; death metal ve black metal.
    ama bir melodic death metal için bunu diyebilecek insanı odunla kovalarım.*
    thrash metal ve ingiliz akımı metal müziğine ve melodic death metal e ise kimse laf bile etmemelidir. bir iron maiden, bir black sabbath, bir anthrax, bir megadeth, bir motörhead, bir metallica, bir alice cooper, bir arch enemy, bir sentenced, bir orphaned land, bir rotting christ, bir tiamat, bir rage against the machine, bir ac dc sevilmesin de ne yapılsın?

    ayrıca; (bkz: tek tur muzik dinlemek/#1169872)
    1 ...
  56. 26 ocak 2007 rotting christ istanbul konseri

    1.
  57. studio live da düzenlenecek olan rotting christ konseri... boyun antremanları yapmaya başlasanız iyi olur...
    0 ...
  58. motocross madness 2

    1.
  59. microsoft un 2000 yılında piyasaya sürdüğü 2. motocross oyunu. ilkine göre daha büyük ve ayrıntılı pist ve arena tasarımlarına sahip olan bu oyun; maalesef ilk versiyonu kadar ilgi görmemiştir. eğlence faktörünün yerinde yeller esen, daha çok gerçekçi olmasına kasılması sebebiyle; eski zevki vermeyen, ama bir simulasyon tadında oynanacaksa, gayet tatmin edici olabilecek oyundur...
    0 ...
  60. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük