guzel insan. harbi turizm rehberi.
turizm rehberi için hayat; gittigi ulkelerde goturdugu insanlara ekstra tur satmak iken;
tonguç için bu durum farklidir.
tonguç insanlara guzel tatil geçirtmeye çalisir.
isini iyi yapar, yaptigi is para eder.
tabiki para kazanacak, tas yiyerek yasamiyor bu insan.
yazdigi kitaplara bakarsaniz bu isi keyifle yaptigini gorursunuz.
aldigi odulleri hakkeden insan.
ahanda çok güzel bir örnek. kafaların hala nerde olduğunun göstegesi.
bu adam jeoloji mühendisi. bu adamdan artık ülkeye faydalı ne bekliyebilirsinki.
ondan sonra da beyin göçünden bahsedilir.
çorum valisi mustafa toprak, il koordinasyon kurulu toplantısına katılan jeoloji mühendisi veysel uykan'ı üzerindeki kot pantalonu ve top sakalı nedeniyle fırçaladı. vali toprak, kot pantalon ve top sakalın devlet memuruna yakışmadığını belirterek, uykan'ı kürsüden indirdi.
yusuf çinar / çorum (aht)
çorum valisi mustafa toprak, 2009 yılı 2. koordinasyon kurulu toplantısında maden tetkik arama kurumu'nun çalışmalarını anlatan jeoloji mühendisi veysel uykan'ı kıyafeti ve sakalı yüzünden kürsüden indirdi.
maden tetkik arama kurumu'nun çalışmalarını anlatmak için kürsüye çıkan jeoloji mühendisi veysel uykan, çorum'daki çalışmaları anlatmak için başladığı konuşması, vali toprak'ın fırçasıyla yarım kaldı. vali toprak, kürsüdeki uykan'ın konuşmasını bölerek, "bir saniye siz 657'ye tabii devlet memuru musunuz" diye bir soru yöneltti. uykan da, " evet sayın valim. ben devlet memuruyum açık arazilerde incelemelerde bulunuyorum" dedi.
bunun üzerine öfkelenen vali toprak, "kurul üyelerinin karşısında konuşmak üzere kürsüye çıkıyorsunuz. bu şekilde kot pantalon ve top sakalla kurul üyelerinin karşısına çıkmanız sizce doğru mu. bu yaptığınız tasvip edilemez. sizi kınıyorum. lütfen kürsüden inin" diyerek sesini yükseltti.
vali'nin öfkesi dinmedi̇
vali toprak'ın bu öfkeli konuşması karşısında neye uğradığını şaşıran uykan, sessiz sedasız kürsüyü terk etmek zounda kaldı. uykan, kürsüyü terkettikten sonra da hızla kapıyı çarpıp salonu terketti. uykan'ın kürsüden inmesinin ardından da öfkesi dinmeyen vali toprak, "kot pantolonlu ve top sakallı bir şekilde bu heyetin karşısına çıkmayın kardeşim. bu durum, türk milleti adına ayıptır. sizi gerçekten kınıyorum"
2002 senesinde tombalacı mehmet, şevko ile kurduğu sehemde israilden kuzey ırak a uçaksavar mermisi kaçırıyordu ama aslan bey yolda mermilere el koyup gömdü. mardin ile habur arasındaydı. mühimmat kayıtlara geçirilmedi. ilerde kullanılmak üzere gömüldü. şunları da bulunda memleket rahat etsin. 5 konteynerdi. az buzda değil yani.
tarih:bugun
saat: karganin bile bokuna dadanmadigi saatler
olay: malumunuz brezilyada turizm isiyle istirakten dolayi gelen bi grubu karsilamak uzere havaalanina sabah kor saatinde gittik. grup yavas yavas disari cikti fakat bir eksikle. sonradan haberi geldiki, gruptan suh bir bayan hanim
turk-amerikan cifte vatandasmis ve gruptaki arkadaslari ellerindeki turk pasaportuyla brezilya girisinde surunucek fakat bu bayan hanimefendi amerikan pasaportuyla onlara havasini atip gecicekmis. lakin bilmedigi durum sudur ki brezilya ya amerikan vatandaslari vizesiz giremez ve bir sonraki ucakla sinirdisi edilmek uzere nezarete atilir.
simdi bu bayanin hava atma merakinin sonucu olanlara bakalim. grubun diger uyeleri 1 saat kadinin akibetinin ne olacagi belli olmadigi icin beklemek zorunda kaldilar. ben saatlerce dil dokup yalvardiktan sonra polisi ikna edip, 1500 km otedeki baskente ucup, cumartesi gunu buyukelciyi yatagindan kaldirip gecici pasaport duzenletip, 1500 km yolu geri donup polise kadinin turk vatandasi oldugunu kanitlayip yurda girmesini sagladim.
boylece neymis amerikan pasaportuyla heryerde adam yerine koyulmazmissiniz.
-8 yıl evvelisi, hani bi garambol
olduydu ya, gavırlar gıriz mi ney deyyolaa. Ortalık toz duman, gavır
gaymaları 2'ye, 3'e gatlandıydı, ameleler işsiz galdıydı ya, hökümet de
sizlere ömür... Baktık, sen çıktıydın ortaya. Biz de, ehali, hebimiz,
boyludur, bosludur, guvvatlı, yeğit adamdır, eğri yörür düz gonuşur, bizi,
bundan kelli, Allah gurtarır, he bu da Allah'ın ipine sarılır deyi oyları
sene verdiydik.
Sen de, Allah için, koşuvedin Amarıgaya, Avropaya. Yavı uzun etmeyin gari,
siz isteyin ben yapim deyivedin, gaymaları alıvedin, he bebecanı da, bu
işlere takip memırı gılıvedin. Gıbrısı verivedin, hakaratları görüvedin,
he şuracıkta, Irak'ta milyonlarca insancık ölüvedi, gözlerini yumuvedin,
he bi de bop mu, cop mu neyin, reisi oluvedin. Ehali de parala geliyo,
ortalık düzeliyo sanıvedi, her şeyi satıvedin, paraların hebisini zengine,
yandaşına, kardaşına, üçkaatçıya verivedin. Vekillerin, nazırların,
gözlerimizin içine baga baga göşeleri dönü dönüvedi. Emme velakin, ehaliyi
fakir fukara edivedin.
Derken,seçimler gelivedi. Zengine ihale, gredi, ev, toprak neyim, he,
geriye ne galmışsa verivedin; fakire ekmek, pirinç, şeker, çay, yeşil
kaadı, sadagaları dağıtıvedin. Ehali de, adam yokluğunda, gayrı, heç
olmazsa aç bırakmeyyo deye oyları sene atıvedi. Sen de herkişin başvegili
olcem deyivedin. Emme velakin, kankanı, cumhurun başı kılıvedin, güzelim
yemeni neyim oracıkta duruğken, türban da türban deye dudduruvedin,
hökümetin memırı, hakımı, hocası, zabıtıynan, herkişlen zıtlaşıvedin;
memıra, ameleye meaşı, hastanayı he de ehtiyarlığı çok görüvedin, sizi
gari, mezar paklar demeye getirivedin, emme cenaze paralarını indirivedin,
üç çocuk peydahlayın deyivedin, emme, emzirik gaymasını kesivedin; pirinç
ataş pahası olunce, siz bulgur yeyiverin, biz pirinç yeriz deyivedin.
Ektirtmedin, biçtirtmedin, sonunda mazot zammiynen çitçinin köküne kirpit
suyu ekivedin. Bunca fukaralık dururken, Katar mı, matar mı neyim derken,
çalığın, malığın işini bağlayıvedin.
Emme velakin takımınnan mahgemeye düşüverince gari, sinirlenivedin; ha bre
gavırlara goşturup yardım edin deyivedin. Ehaliyi seçimlerde baş tacı
ederken, şincik ayaklarının altına alıvedin.
eski alimlerden birisi derki:
herhangi birseye gonulden inanan insandan korkma. allaha atese tasa topraga veya ne bulmussa ona. yeterki birseylere inansin ve tapsin.
bir insan hicbirseye inanmiyor ve korkmuyorsa iste ondan uzak dur.
el oglu 5000 yil once cozmus meseleyi biz hala nelerle ugrasiyoruz. cok degil bir hafta sonra oruc tutmadigi icin dayak yiyenlerin haberlerini gorucez.
gozunun içine baka baka, bir milleti bu kadar keriz yerine koyarsan, din iman masallariyla kendi kupunu doldurursan, degistik masallariyla devletin heryerinde kadrolasip dibini oyarsan;
karsitlarin ergenekoncu da olur herbirsey de olur.
osmanli nin son zamanlarinda padisahlar sapitmasaydi, siklerinin ve canlarinin derdine dusmeseydi kuvayi milliye kurulurmuydu?
kolombiya'da yapraklari para degerinde olup, karsiliginda bakkaldan bile alisveris yapilabilen agac. islenip toz haline getirilmisi daha bi makbul ama.
abdullah gul hakkinda yazilan olumsuz entarileri aninda eksileyen, ustune birde ozel mesaj atip o oyle degildi diye ayar veren yazarlar.
madem olaylar oyle degil, o ayari gazetelere verin sevgili fan clubçilar. mabadtan uydurmuyoruz. gazete internet neyinden okuyup yorumlayip yaziyoruz.