o iki dudak arasında yaşamak, bir avuç içindeki bülbülün hikayesidir. hem cellatın, hem hürriyetin olur o dudaklar.
o ev başına da yıkılsa, saray-ı alemler de olsa çıkmazsın o ocaktan. bilirsin kalbe giden yol dudaklardan geçer.
o dudaklar sözcükleri raksettirir, her sesin müptelası olursun.
çıkmadan önce 3 kere düşünülmesi gereken bir durumdur. Eğer sizde tıpta okumuyor iseniz kendinizi oldukça tembel hissedebilirsiniz. Ve genellikle evde iki kişi bulunmanıza rağmen tek takılmanız ile karakteristik bir durumdur. Dikkat edilmesi gereken başka bir husus ise arkadaşınızın okulda öğrendiği hastalıkların semptomlarını sorarak "sende aslında şunun belirtileri var" gibi cümlelerle insanı şüphe çukuruna düşürmesidir. (bkz: Tıpçı ile komşuluk)
(bkz: tıpçı ile evlenmek)
(bkz: tıpçı ile yemek yemek)
(bkz: tıpçı ile tıp oynamak)
sözlük yazarlarına bakarken gözüme takılmış bir ayrıntıdır.
yazar son entrysini 2 yıl önce girmiş ve 4. nesil yazar olarak da
kalmayı başarabilmiş. ve halen barınabiliyor.
peki sözlüğü sürekli takip eden 7. nesil yazarların suçu ne?
sığınacak yegane kapıdır. en kısa yoldan kestirip atmamanın genel geçer cümlesidir.
Allah'tan gelmediğimiz konular olabiliyor ki, bilmediğimiz konular ortaya çıkmıyor.
öyle başlıklar ve o başlıkların da öyle 2 grup yazarı vardır. ne yazacaklarını bilirsin 2 grubunda.
bilirsin ne yazarsan ne tepki vereceklerini. ve hangi tarafta olman gerektiğini düşünüp kabul ettiğin grup
tarafına 1 entry de sen girersin. sonuç; artık seninde bir sahibin vardır.