meraba arkadaşlar. geçen gün beni bir müzeye götürdüler. dediler aha bu tanrı heykeli.
baktım memeleri var. bir değil, bin tane memesi var. afedersiniz nar gibi. ulan tanrı (cc) nin memesi olur mu? yedi düvelden adam geliyor bu ülkeye. ülkemize gelen turistler bizim hakkımızda yanlış bir fikre kapılmaz mı? bunları satalım gavurlara, ülkemize döviz girsin.
en ilginci de geleceğin teknolojisini tasavvur dahi edemeyecek oluşumuz. yüz yıl önce, bir insan bilgisayarı tasavvur edebilir miydi? mümkin değil. dahinin kralı gelse yüz yıl sonraki teknolojik ürünleri öngörebilir. en fazla durugörü görebilen psişik insanlar bu konuda bir şeyler söyleyebilir. o da yarım yamalak, zihninde bir görüntü oluşur ve anlam veremez buna.
bir akvaryum düşün. akvaryumun kuralları var. balıksın, başka bir boyuttasın. suyun dışında senden daha akıllı, üstün varlıklar olabilir. onları görmüyorsun, anlamıyorsun, neye benzediklerini bilmiyorsun.
sadece farklı boyutlardasınız. bu varlıklar tanrı mı? yani ben, akvaryuma bakan varlık, tanrı mıyım? değilim. ben de kendimce bir varlığım.
eski ingilizcedeki "art" yani sanat kelimesi bu kralın isminden gelmektedir. arthur, savaşçı özelliklerinin ötesinde sanata yatırım yapan, sanatçıları destekleyen bir insanmış.