hazır mesaj atan herkese yaptığım hareket. hatta bazı mesajların sonunda gönderen kişinin adı ve soyadı oluyor, aynen kopyalandığı için kendisinin ismiyle ona geri göndermiş oluyorum.
bu dakikaya kadar oruçlu olduğumu sanıyordum. bir şey yiyip içmedim. ileriye ket vurdum. oruçlu olduğunu unutup bir şey yiyip içince oruç bozulmaz ya oruçsuz olduğunu unutunca da sevap kazanıyor muyuzdur acep?
ikisinin ortak yönü kanıtlanmamış fakat büyük kesim tarafından inanılan olay ve olguları filmlerinde işlemiş olmalarıdır. christopher nolan uzayzaman, kara delik, olay ufku; hasan karacadağ ise cin, büyü gibi olayları işler. ikisi de cukkayı cebe indirir. helal olsun ikisine de.
beşiktaş'ta her gün saatler geçiriyorum. gün içerisinde, okul dahil, en fazla 4-5 kızla göz göze geliyorum. oysa ayda yılda bir gittiğim sultanbeyli'de daha iner inmez, plato civarıdna birkaç kızla göz göze geliyorum. biraz batılı görünelim diye beşiktaş'ta üniversite okuyalım dedik, olmadı. fıtratımızda yok demek ki. fıtratta olmayınca olmuyor. zorlamamak gerek.
iki hafta olmadı yazar olalı. ancak o kadar lüzumsuz entry'lerle karşılaşıyorum ki... sözlüğü denetleyen moderatör var mı, varsa bile işini yapıyor mu bilinmiyor. yazarlar olarak kendimiz çalıp kendimiz söylüyoruz.
ağır çekim kısmında kedilerin kavga etmeden önce çıkardığı sese benzemiş bebeğin sesi. bu kadını netmeli, merdivenden itmeli. tıngır mıngır düşerken, peşine de göbek atmalı.
eskiden gazetelerde "milli gururumuz", şimdiyse "vatan haini" şeklinde bahsedilen başarılı bir kariyere sahip enes kanter'in kolundan geçirdiği ameliyat sonrası instagram hesabından paylaştığı fotoğrafta görülen halidir.