çok şey öğrendin. neyin ne yapılması gerektiğini çok iyi biliyorsun. ama yapamadığın şu: hakkını hiçbir zaman savunamıyorsun. peygamber misin sen amk adamın senin arkandan konuştuğunu ve kuyunu kazdığını görüyorsun, ortaya çıkarırsan çok kötü zarar görecek diye susuyorsun. sonra içlenip içiyorsun kendine zarar veriyorsun.
ne benle ne de bensiz, bakıyorum, eşim ne benle yapabiliyor ne de bensiz. yokluğumu hissettirmiyorum. Patronuma bakıyorum bu kadar takışıyoruz ama hala çalışıyorum, bensiz yapamıyor. Bir adam düşünün sizi görünce domuz görmüş gibi olsun. suratını domuz gibi yapsın. Her olmayan işten mesul tutsun. ama sensiz de yapamasın. oğluma bakıyorum, o da öyle, ben yurt dışındayken ya da mesaideyken çok özler ama gelince yüzüme bakmaz.
Ne kastım amk. ne ek işler ne projeler olmadı. Ortağım vardı onun da ümidi bitti. O da benim yüzümden.
Şunun farkına varıyorum ki insanlar beni olmayan işlerinin günahını yüklemek için yanında tutuyorlar.
Böyle bir yaşam formu olmak istemezdim.
Beni geçirmeye yalnızlığım gelsin, ya dönülür ya dönülmez kimse üzülmesin.
Kimse üzülmez, bir annem vardı bana üzülebilecek, o da yok.
2007 lerde takılırdım buralara, şimdi kadayıf oldu kıllar, kıçımdaki.
çok tembel bir nesil var arkamızda sadece eleştirmek hedefi
biz de senin yaşları gördük koçum, buralar altın çağındaydı.
şimdi bakıyorum da formata uygun olmayan entryler cirit atıyor.
bak ben de size uydum formata uygun entry girmedim.
format c:
çok kişi var gençliğimden hayatımda yer etmiş.
yıllar geçmiş ve bu dünyadan göç etmiş.
fanisin bu dünyada ey adem oğlu adem.
Işıklar içinde uyu ismet Badem!
biz de yaklaştık ölüme
yaşlandık, güçten düştük diye gülme,
fakirlikle savaşırken
geçen günlerin farkına varamadık.
evet bu sözü bilip de aynı şeyi yapmak zorunda kalan kişinin kafasını duvarlara vurmasına neden olabilir. siz siz olun, herhangi bir sebepten çıktığınız iş yerine tekrar girmeyin.
çok çalışmak gerek elbette ki, başka türlü kimse başarılı olamaz. beni oyalamayın. 1 sene sonra şu an olduğum konumdan çok farklı konumda olacağım. bunu sadece çalışarak başaracağım.
başarı: şunun şunu şunun yüzünden değil, şuna şuna şuna rağmen başardım diyenindir.
Bazen bir deprem olsun istiyorum şerefsizcesine. Geleceğimi parlak görmediğim için. Bazen şerefsiz babam hemen ölsün diyorum borçlarımı mirasla ödemek için. Bazen potansiyelimin farkına varıyorum çok kazanabilirim diye. Tek bildiğim yarınlarım dünlerimden daha fakir ve ben eski benliğimi yitirdim. Daha iyi adamdım eskiden. Örneğin dindardım eskiden. Şimdi inanmıyorum. Ama kimseye söyleyemiyorum.
Kurtuluş vicdanda. Bu kadar pis düşünüp kendini inkar etmeyip vicdanının sesini dinleyebilmek.
Buldum. Savaş çıksın da vatanım uğruna öleyim. Şehit sayılmam belki inanmadığım için ama vatanım namusumdan benliğimden de oģlumdan da öte.
Şehitlik mertebesi için cenneti garantilemek için değil Türklüğüm için ölmek. Borçlarım da gtnze girsin.
arabasına bindi. kemerini taktı. bu onun en sevdiği adetiydi, yanında oturana da taktırırdı o sıkıcı kemeri. fakat hayatı umrunda değildi. usb takılı teybini açtı, haberin yok ben ölüyorum diyordu kaan. kaç sene önce dinlerdi de efkarlanırdı, hiç etkisini kaybetmeyen şarkılardan olduğunu düşünürdü hep.
totem yapmayı sevmezdi aslında, ama her gün rüyasında gördüğü bir şeyi gerçekleştirecekti. kredi kartı borçlarından nasıl kurtulacağını bilmiyordu. 2005 model palyosunda hız ibresini sonda gördüğünde ona öyle bir ilham gelecekti ki tüm borcu sıfırlanacaktı.
ibreyi kapatmaya yaklaşmıştım ama neden kapatmamıştım diye düşündü. çevre yoluna çıktı, ordan şehirler arası yola geçti. tam hız yapacak iki kamyon yan yana geliyordu.
önüne yol çalışması denk geldi tek şeride düşmüştü yol. psikopata bağlamıştı. bir kaç kasaba geçti. ikinci şehre yaklaştı. onu yolun bir yere götürdüğüne inanmaya başladı. saat akşam onu geçtiği için kendine mazot alamayacağını biliyordu ki ayılmaya başlaması onu sinirlendiriyordu.
uzun bir düzlük yakaladı. bir uçağın inip kalkabileceği bir yer gibi düz ve uzundu. sonunda ibre sonu gösteriyordu. motor bağırıyor araç tir tir titriyordu.
sabah yatağında uyandığında çok terlemişti. hız felakettir.
kaç sene uğraştım, o yayı yapmak için.
en en uzağa atabilen, en isabetli nişangahı olan yay. işle, işle, işle. en kusursuz hale getirene kadar ayar yap.
kaç sene uğraştım, oklarımı yapmak için. en uzağa gidecek, hedefinden sapmayacak. sivrilt, sivrilt, sivrilt. kalibre et.
zaman, okları hedefe atma zamanı.
korku
oklarım ya hedefi bulmazsa?
korku
nişanladığım hedef, istediğim değilse?
korku
bir rüyadayım sanki sadağından çıkarıp okları hedeflerine göndermek için harekete geçemiyorum.
her harekete geçmediğim gün ölüme 2 gün yaklaşıyorum.
günler çok hızlı geçiyor. bazı şeyleri düşünüyorum, ama harekete geçemiyorum.
bazı güncel şeyler, bazı anılarımı hatırlatıyor.
haksızlığa uğradığım anlar mesela.
bir erkek olarak sözde abimden küçükken uğradığım cinsel istismarlar aklıma geliyor. yüzüne dirseklerimle vurasım geliyor aklıma geldikçe. babamın ölen annemin yerine evlendiği kadın aklıma geliyor, annemi yaşatmadığı gibi onu yaşatığını görüyorum. kafa atasım geliyor tam şakağının üstüne.
lan,
aslında inanmıyorum, ama inanırmış gibi yapıyorum.
iyi de numaracıyım ha, herkes inanıyorum sanıyor. eşim bile.
o söz ettikleri yaratıcı yukarıda olsaydı, görseydi bunları ağızlarının payını verirdi bu pisliklerin.
rahatlamak istiyorum. diken üstünde gibiyim.
içimdeki gücün farkındayım, bu gücümü saklıyorum. açığa çıkardığımda çok büyük şeyler başaracağımı düşünüyorum.
şu dünyada sadece eşimi ve çocuğumu seviyorum. gerisi umrumda değil.
aslında bırakmak istememektir. istense bırakılabilinecektir. içkinin verdiği melankoli bünyeye iyi geliyor. insanlardan yoldaşlardan eşlerden alınamayan rahatlatıcılığı kendisinde bulmak vazgeçilmezliğe neden olur. en trajik an, içkinin bittiği an.
10 liraysa o dergi, 10 kişi toplandık 1 er lirayla. gözü dönmüş güruh o dergiyi alacak bir enayi bekliyor.
biri der ben alamam, diğeri ben hiç alamam. aralarından bir yiğit çıktı.
alırım len ne var? diyerek atılgan olarak ben almıştım, ama cenabetlik midir nedir komşuya yakalandım. ismini de unutmam inci teyze idi. ayağa kaldırdı her bi yeri f.hişe. sanki ona giren çıkan var.
evlensen aile olsan çocuğun olsa bile
artırdığın 30 dakikalık zamanda yalnız başına hızlı 2 bira içip kafan çakıra yaklaşınca
gülümsemek yine de güzel.
her şeyden çok isterdim, oğlumu kucağına alıp başka dünyalara gitmeni, onun kokusunu narin ciğerlerine çekip o şefkati, o huzuru oğluma da hissettirmeni. çok merak ediyorum, bebeği bana mı eşime mi benzeteceğini?
sen gittikten sonra diyordum hep, yaşama amacım yok diye, şimdi oğlum için yaşıyorum, onun için saldırıyorum diyorum. öyle de.
içine kapanık insanlar yazma ihtiyacı duyarlar. yazamıyorlarsa kendilerine bir arka bahçe yaratırlar zihinlerinde.
şizofren derler, ama fazlasına. her şeyin azı yarar çoğu zarar diye atalarımız dememiş boşuna.
az doz almak lazım yazamıyorken.
düşünmek zor iştir, o yüzden az kişi düşünür diye boşuna söylememiş ünlü adam.
ben hep seni düşünüyorum. seni yad ediyorum. seni yaşatıyorum, kalbimde. istediklerini yapamıyor olabilirim. istediğin yolda da gitmiyor olabilirim.
gittiğinden beri içtiğim çorbalardan hiç biri seninkilerin tadını vermedi.
gittiğinden beri konuştuğum hiç kimse senin kadar güven vermedi.
gittiğinden beri hiç bir ağlama senin ağlaman kadar acı vermedi.
gittiğinden beri bana kimse senin bana verdiğin kadar değer vermedi.